Etkin bir muhalefeti, medyayı ve güçler dengesini yok etmek
Hulki CEVİZOĞLU 01 Ocak 1970
Çok yazdık.
Medya ve iktidar ilişkileri, toplumun belli bir siyasal görüş tarafından tek yönlü olarak biçimlendirilmeye çalışılması ile karşı karşıyayız.
Tarih boyunca var olan bu olgu hiç değişmeyecek ve güçler mücadelesi sürecek.
*
Toplumun denetimi, egemen güçler tarafından en çok arzulanan şey.
Bu siyasal arzunun gerçekleştirilmesi için en önemli araçlardan biri ise teknoloji.
*
Marcuse, "egemenliğin refah ve özgürlüğün kılığına girdiğini" yani bunları kendisine maske yaptığını söylemektedir:
"Bu noktaya ulaşıldığında, refah ve özgürlüğün kılığına girmiş olan egemenlik, özel ve kamusal varlığın bütün sahasına uzanır, bütün otantik muhalefeti birleştirir ve bütün alternatifleri kendi içine çeker. Teknolojik akılcılık, daha iyi hükmetmenin müthiş bir aracı haline geldikçe, toplumun ve doğanın, zihnin ve vücudun kalıcı bir seferberlik halinde tutulduğu gerçekten totaliter bir evren yaratarak, bu evrenin savunulması için kendisinin siyasi karakterini göstermeye başlar."
*
Ünlü filozof ve sosyoloğa göre, bir beyin yıkama (endoktrinasyon) ve manipülasyon yapılmaktadır.
Kitle iletişim araçları yoluyla bir "yanlış bilinç yayılır."
*
"Gelişmiş endüstriyel medeniyetin teknolojik temelini düzenlediği şekle bağlı olarak, günümüzdeki endüstriyel toplum totaliter olma eğilimindedir."
*
Böylelikle, bu durum bütün bu yapıya karşı etkin bir muhalefetin ortaya çıkmasını da imkânsız hale getirmektedir.
Yalnızca belirli bir hükümet veya parti şekli totaliterliği oluşturmaz, aynı zamanda partilerin, gazetelerin ve birbirini dengeleyen güçlerin çoğulculuğu ve sair ile uyumlu olabilecek belirli bir üretim ve dağıtım sistemi de totaliterliği oluşturur.
*
Endüstriyel medeniyet, toplumda makineyi en etkin siyasi araç haline getirir, iş dünyası bir makine olarak kabul edilir, insanlar için yeni tarz bir özgürlüğün potansiyel temeli haline gelir.
Bu yeni kalıplar, bireyleri, özgürlüksüzlük (unfreedom) ortamına sokar.
Toplumda düşüncenin bağımsızlığı, otonomisi ve siyasi muhalefet hakkı kritik işlevlerinden mahrum kalır. Bireylerin siyaset üzerinde hiçbir etkin denetimleri kalmaz.
*
Marcuse'e göre, baskıcı bütünlük kuralı altında, özgürlük güçlü bir hâkimiyet aracına dönüştürülebilir. Efendilerin özgür bir şekilde seçilmesi, efendileri de köleleri de ortadan kaldırmaz.
Ona göre, çok geniş yelpazeli ürün ve hizmetler arasından serbestçe seçim yapmak, eğer bu ürün yabancılaşmayı sürdürüyorlarsa, özgürlük anlamına gelmez.