« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

06 Tem

2020

Artık çığlık atıyorum... Hepinizin gözü önünde cinayet işlendi haberiniz var mı

Müyesser Yıldız 01 Ocak 1970

Ülkemizde hepimizin gözleri önünde bir hukuk cinayeti işlendi.

İddia edildiği gibi “suça” konu üç yazımla devletin güvenliğini tehlikeye atmadığım (çünkü o yazılar halen yayında);

Şüpheli Astsubay E.B.’den hiçbir gizli bilgi ve belge temin etmediğim,

Suçüstü halinin, açık ve yakın bir tehdidin söz konusu olmadığı,

Kaçma ihtimalim bulunmadığı halde tutuklandım.

Yani devlet, ayan beyan “hürriyetimi tahdit” suçu işledi.


Bunun öncesinde bir suç daha işlendi. Sadece benim değil, oğlumun bilgisayarlarına ve cep telefonlarına da el konuldu. Konuldu; ama “dijitallere el koymak” amacıyla geldikleri halde uzman personel olmadığı gerekçesiyle imajlarını almadan, poşetlere doldurup götürdüler.

Bilgisayar mühendisi olduğu için oğlumun işi, geleceği söz konusuydu. Bu yüzden daha ben gözaltındayken en azından onun bilgisayarlarının imajının alınıp iade edilmesini istedik.

“Hemen.” dediler.

Dört günlük gözaltı süremle birlikte tamı tamına 24 gün geçti; hala bir haber de iade de yok.

İki ihtimal var.

İlki, işi uzatarak haksız, hukuksuz tutukluluğumun devamlılığını sağlamak ve iddianameyi alabildiğine geciktirmek.

Kurtlar kuzuyu yemeye karar vermiş bir kere, neylersin!..

İkinci ve asıl endişe verici ihtimal ise yeni bir hukuk cinayetine imza atılması, yani bilgisayarlara “suç” unsuru olacak bir şeyler yüklenmesi.

Astsubay E.B. “itirafçılığı” kabul etmiş...

İncelemeyi, önce beni sonra gazeteci-yazar Saygı Öztürk’ü hedef gösteren bir bakana bağlı birimler yapacak…

Siz olsanız, siz de şüphelenmez ve endişelenmez misiniz?

Ha, bu haliyle o dijitallerin delil değeri kaldı mı?

Eğer ülkemizde kanunlar halen geçerli ve Ceza Muhakemesi Kanunu Madde 134 yürürlükte ise;

Kesinlikle hayır!..

Ama ne önemi var; işler delille değil algıyla yürütülmüyor mu?

İSTİRHAM EDİYORUM ŞU İŞE ATSINLAR

Koca devlette bu dijitallerin imajını sağlıklı bir şekilde alacak kimse kalmadıysa ODTÜ’den Göktürk Üçoluk ve ekibi (2011’de FETÖ’nün bilgisayarım üzerinden yaptığı kumpası da onlar çözmüştü) ile Koray Peksayar, Tuncay Beşikçi, Cem Say üstadlardan istirham ediyorum; şu işe bir el atıp yardımcı olsunlar.

Halen hukukun ve vicdanının sesini dinleyebilen hakimler ve savcılar başta olmak üzere meslektaşlarım ile özellikle hukukçu siyasetçilerden de bir istirhamım var:

İlgililere, “Ne bekliyorsunuz?” diye sorulsun.

Bu işlerde de boynuz kulağı geçermiş misali “FETÖ”yü geçmelerine izin verilmesin. Malum, onlar önceden bilgisayarlara bir şekilde erişip “suç delilleri” yükler, sonra “Bulduk.” derdi.

Kendim için değil, adalet ve hukuk devleti olma adına bu çığlığı atıyorum:

“FETÖ hukuku ve kumpasları daha fazla kurumsallaştırılmasın!..”

Sincan’dan Silivri’deki Barış Pehlivan’a, Hülya Kılınç’a, Murat Ağırel’e ve açık cezaevindeki tüm dostlara kucak dolusu sevgiler…

Müyesser Yıldız

Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu G4 Blok

Ziyaret -> Toplam : 125,16 M - Bugn : 46279

ulkucudunya@ulkucudunya.com