« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

13 Tem

2020

Refik Halit Karay 15.03.1888 – 18.07.1965

01 Ocak 1970

Öykü ve roman yazarı (D. 15 Mart 1888, Beylerbeyi / İstanbul - Ö. 18 Temmuz 1965, İstanbul). Babası, Mudurnulu Karakayışoğulları olarak bilinen eski bir aileden, Maliye baş veznedarı, Mevlevî tarikatının tanınmış siması Mehmed Halid Bey, annesi, Kırım Han sülalesi Giray’lardan Nefise Hanımdır. On iki yaşına kadar kışın, Vezneciler’deki Şemsülmaarif Mektebine, yazın Göztepe’deki Taş Mektebe devam etti. On iki yaşında, Galatasaray Lisesi yatılı kısmına verildi. On sekiz yaşında, okul müdürü ve Fransızca öğretmeni ile aralarında geçen bir olay sebebi ile, okuldan ayrıldı (1904). Dışarıdan lise olgunluk imtihanını verip, babasının da isteğine uygun olarak Hukuk Mektebine girdi. Sınavla girdiği Mekteb-i Hukuku (Hukuk Fakültesi) ikinci sınıfta iken yarım bıraktı. Aynı yıllarda başladığı Maliye Merkez Kalemindeki kâtipliği görevinden de ayrıldı.

İlk hikâyesi “Ayşe’nin Tâlii”nin (1909) yayımlandığı Servet-i Fünûn’a staj yapmak üzere girdi, burada aylıksız çevirmen ve yazar olarak çalıştı. 31 Mart (1909) Olayı’nda burada idi. Sonra geçtiği Tercüman-ı Hakikat’te (1909) baş makaleler yazdı. Ardından kendi kurduğu Son Havadis gazetesini on beş sayı çıkarabildi. Sada-yı Millet’te, ardından Cem’de başyazar olarak çalıştı ve sonraki yıllarda başına işler açacak olan “Kirpi” imzalı yazılarını Kale dergisi ile Şehrah gazetesinde de sürdürdü, bu yazılarla ün kazandı. Fecr-i Ati topluluğuna katıldı. İtilaf ve Hürriyet Fırkası hükümeti sırasında Beyoğlu Altıncı Belediye Dairesi başkâtibi oldu (1912, 7 ay). Bu görevde iken Kirpinin Dedikleri adıyla kitaplaşan yazıları yüzünden tehditler almaya başladı, ancak İttihad ve Terakkicilere karşı eleştirilerini sürdürmekten vaz geçmedi. İttihad ve Terakki Fırkası işbaşına geçince Sinop’a sürüldü (1913), oradan Çorum’a (1916), Ankara’ya ve Bilecik’e nakledilerek beş yıl sürgünde tutuldu. Bu arada Sinop’ta Cemal Paşa’nın kızı Nazmiye Hanım’la nikahlanarak, Ankara’da gizlice evlendi.

Ziya Gökâlp’in aracılığıyla İstanbul’a döndükten (1918) sonra Robert Kolejde Türkçe öğretmenliği yaparken gazetelerde makaleler yazmaya devam etti. Mütareke döneminde Hürriyet ve İtilaf Fırkasına üye oldu. Posta-Telgraf Umum Müdürlüğüne (1919) atandı. Ocak 1922’de kendi mizah dergisi Aydede’yi çıkarmaya başladı. Büyük bir ün yaptığı bu gazetede Mustafa Kemal’e muhalefet etti. Devrin önemli mizah yazarlarını topladığı bu dergide “Nakş-ı ber âb” (suya çizgi) başlığı altında başyazılar yazdı. Millî Mücadele’ye karşı yazıları nedeniyle “150’likler” listesine alınarak, Piyer Loti gemisi ile, 9 Kasım 1922 tarihinde yurdu terk etmek zorunda kaldı. Bu ikinci sürgünlüğünde Beyrut yakınlarındaki Cumiye kasabasına gitti. Yakup Kadri’nin anlatımına göre; “Refik Halid’in oralarda çekmediği kalmamıştı. Kırılan gururu bir yandan, geçim sıkıntıları ve vatan hasreti öbür yandan onu hem maddi, hem manevi ıstıraplarla kasıp kavurmuştu.” İlk sürgünlüğünde evlendiği Nazime Hanım, bu ikinci sürgüne dayanamayıp, dört yaşındaki oğlu Ender’i de yanına alarak onu terk etti. Refik Halit, Halep’te yayımlanan Doğru Yol gazetesine haftada iki makale yazarak geçimini sağlamaya çalıştı. Daha sonra, yine bu şehirde çıkan Vahdet gazetesinde Türkiye ve Atatürk inkılâpları lehinde yazılar yazdı. Deli adlı piyesi de bu gazetede yayımlandı. Burada, aslen Ankaralı olan Nihal Hanım’la evlendi ve 1933’te Ömer Uğur adlı oğlu dünyaya geldi. Beyrut ve Halep’te on beş yıl gurbet ve sürgün hayatı yaşadıktan sonra, 17 Temmuz 1938 tarihinde “150’likle”rin affedilmesiyle yurda dönerek İstanbul’a yerleşti (1938). Aktif politikaya girmeyerek Aydede gazetesini ikinci defa çıkardı (1948-59). Geçirdiği bir ameliyat esnasında öldü. Zincirlikuyu Mezarlığına gömülüdür.

ESERLERİ:

HİKÂYE: Memleket Hikâyeleri (1919), Gurbet Hikâyeleri (1940).

ROMAN: İstanbul’un İçyüzü (1920, İstanbul’un Bir Yüzü adıyla, 1939), Yezidin Kızı (1939), Çete (1939), Sürgün (1941), Anahtar (1947), Bu Bizim Hayatımız (1950), Nilgün (3 cilt, Türk Prensesi Nilgün, 1950; Mapa Melikesi Nilgün, 1950; Nilgün’ün Sonu, 1952; tek cilt olarak 1960), Yer Altında Dünya Var (1953), Dişi Örümcek (1953), Bugünün Saraylısı (1954), 2000 Yılın Sevgilisi (1954), İki Cisimli Kadın (1955), Kadınlar Tekkesi (2 cilt, 1956), Karlı Dağdaki Ateş (1956), Dört Yapraklı Yonca (1957), Sonuncu Kadeh (1965), Yerini Seven Fidan (1977), Ekmek Elden Su Gölden (1980), Ayın On Dördü (1980), Yüzen Bahçe (1981).

FIKRA: Bir İçim Su (1931), Bir Avuç Saçma (2. bas. 1939), İlk Adım (1941), Üç Nesil Üç Hayat (1943), Makiyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944).

MİZAH-HİCİV: Sakın Aldanma İnanma Kanma (1915), Kirpi’nin Dedikleri (1916), Agop Paşa’nın Hatıraları (1918), Ay Peşinde (1918), Gukuklu Saat (1922), Tanıdıklarım (1922).

ANI: Minelbab İlelmihrab (1924’te tefrika edildi, bas. 1946), Bir Ömür Boyunca (Tarih ve Toplum dergisinde tefrika, 1985, bas. 1996).

OYUN: Deli (bir perdelik oyun, 1929), Kanije Müdafaası ve Tiryaki Hasan Paşa (oynandı, basılmadı).

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 118752

ulkucudunya@ulkucudunya.com