II. Meşrutiyet’in İlanı
24 Temmuz 1908 01 Ocak 1970
II. Meşrutiyet’in ilanından önceki süreçte iç ve dış birçok olumsuzluk yaşanmıştır. Bu olumsuzlukların en büyüğü 1878 Berlin Antlaşması’yla Sırbistan, Karadağ ve Romanya’nın Osmanlı Devleti’nden ayrılmasıdır.
Bunun yanında Kars-Ardahan-Batum’un Rusya’ya verilmesi, Kıbrıs’ın ayrı bir antlaşmayla İngiltere’ye verilmesi Osmanlı topraklarının hızla küçülmesine sebep olmuştur. Fransızların 1881’de Tunus’u, İngilizlerin 1882’de Mısır’ı işgal etmesi Osmanlı Devleti’nin Akdeniz’deki hâkimiyetine büyük darbe vurmuştur. Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti’nin kendilerine olan borçlarını almak için 1881’de Düyûn-u Umumîye’yi (Genel Borçlar İdaresi) kurmaları devleti ekonomik olarak kötü etkilemiştir.
II. Abdülhamit’in Meclis-i Mebusan’ı kapatıp anayasayı rafa kaldırması Osmanlı aydınlarının tepki gösterip muhalefet etmelerine neden oldu. Osmanlı Devleti’ni ayakta tutmak için otoriter bir rejim uygulayan II. Abdülhamit’e karşı olan muhalefet gün geçtikçe büyüdü. Osmanlı Devleti’nde aydınların büyük bir kısmı, gayrimüslimlerin tamamı ve Türk olmayan Müslümanların önemli bir kısmı, II. Abdülhamit’in tahtan indirilmesini ve Meşrutiyet’in ilanını istiyordu ancak Osmanlı Devleti’nin siyasi ve sosyal bütünlüğünü Türklerden başka samimi bir şekilde isteyen hiçbir devlet veya topluluk bulunmamaktaydı. Rumeli’deki ayaklanmalar ve Anadolu’daki Ermeni ayaklanmaları bunun en belirgin göstergeleriydi.
Avusturya, Rusya ve İtalya, Balkanlar’da üstünlük mücadelesine girerken Balkan devletleri Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Arnavutlar da kendi aralarında üstünlük mücadelesi veriyordu. Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu siyasi, sosyal ve ekonomik zorluklar bu devletlerin işini kolaylaştırmıştı. İçte ve dışta huzursuzluk devam ederken İngiliz Kralı III. Edward (Edvırt) ile Rus Çarı II. Nikola’nın Reval Görüşmeleri gerçekleşti (9-10 Haziran 1908). Reval Görüşmeleri’nde Rusya ile İngiltere’nin Osmanlı topraklarını paylaştıkları haberi kısa sürede duyuldu. Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu tehlike ve çözümsüz durum İttihat ve Terakki yöneticilerini ve Türk subaylarını harekete geçirdi. İttihat ve Terakki’ye göre devleti kurtaracak tek yol II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi ve meşrutiyet rejimine geçilmesiydi. Osmanlı Devleti’nin sonunun geldiği iddiaları artınca Kolağası Niyazi ve Enver Beyler Selanik ve Manastır’da ayaklanma çıkardılar. Bu olay Meşrutiyet’in ilanını sağlayan adımlardan biri oldu.
Makedonya’daki olaylar gittikçe büyüyerek halkın ve III. Ordu’nun katıldığı genel bir isyan hâlini aldı. Bunun üzerine İttihat ve Terakki Cemiyeti Selanik’te harekete geçti. 23 Temmuz 1908’de padişaha bir telgraf çekerek Kanun-i Esasi’nin derhâl yürürlüğe konulmasını ve meclisin açılmasını, bu yapılmadığı takdirde daha kötü olayların meydana gelebileceği bildirildi. II. Abdülhamit olayların büyümemesi ve devlet otoritesinin yeniden tesis edilmesi amacıyla meşrutiyeti yeniden ilan etti (24 Temmuz 1908).