« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Nis

2007

İşte o belge!

Arslan BULUT 03 Nisan 2007

26 Ağustos 2001 tarihli Büyük Kurultay’da 16. sayfadaki “Yazıt” sütunumda “Mr. Tayyip Erdoğan’ı ürperten belge” başlıklı yazımda, New York’taki bir lobi kuruluşu aracılığı ile AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verilen bir memorandumdan bahsetmiştim. Bu memorandumda Erdoğan’a, küreselleşmenin şehir devletleri demek olduğu, kendisinin de bu yönde hareket etmesi halinde destekleneceği belirtiliyordu. Erdoğan’ın memoranduma nasıl bir cevap verdiğini araştırırken, yeni kurulan AKP’nin program ve tüzüğü yayınlandı. Gördüm ki, AKP Programı ve Tüzüğü, daha önce bahsettiğim memorandumdaki ifadelerle hazırlanmış!

9 Eylül 2001 tarihinde Büyük Kurultay’da ve Küresel Haçlı Seferi adlı eserimizde konuyu inceledik:

New York’tan, Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilen, memorandumda ne isteniyor bir bakalım.

“Mr. Erdoğan, sizin küreselleşme ile demokrasi ilişkilerini bağdaştırma yönündeki adımlarınız, Türkiye’ye kriz sırasında destek olan uluslararası güçler tarafından da kabul görecektir. Ankara, küreselleşmenin gerekliliğini anlamak ve dünyada geçerli olan kurallara uyum sağlamak zorundadır. Ankara şunu da anlamalıdır ki, uygun gördüğü kuralları uygulayıp, kendi çıkarlarına uymayanları reddetmesi mümkün değildir... Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir. Bu memoranduma göstereceğiniz ilgiden dolayı takdirlerimizi sunarız...”

(Belgede dünya kelimesiyle kastedilen, uluslararası güç merkezleridir. Yani ABD veya Avrupa değil, dünya hükümeti kurmaya çalışan CFR (Dış İlişkiler Konseyi) gibi örgütlerdir. Ankara kelimesinden de Genelkurmay anlaşılmalıdır...)

Kısacası, Erdoğan’a deniliyor ki, “Küreselleşmeye kayıtsız şartsız boyun eğecek misin? Küreselleşme şehir devletleri dönemi demektir. Etnik nüfusa göre, kendi ülkeni otonom şehir devletlerine ayıracak mısın? Bu devletlerin kendi askeri ve polis güçlerini kurmalarına izin verecek misin?”

Daha da kısası Erdoğan’a deniliyor ki, “Mistır Erdoğan, başbakan olursan, ülkeni eyaletlere bölmek için bizimle ortak çalışma yapacak mısın? Genelkurmay ile savaşacak mısın?”



Erdoğan’ın programı

Tüzük ve programda, genel olarak Türk Milleti tanımlaması birkaç defa geçmekle birlikte, “Bütün insanlarımızı Türkiye coğrafyasında kurulu Türkiye Cumhuriyeti Devleti ismi altında büyük bir aile kabul ederiz” gibi ifadelere de yer veriliyor. Sonradan bu anlayış “Türkiye kimliği” olarak ifade edilecektir. (Ak Parti Tüzüğü, S.16)

Kurucular Kurulu kitabının 10’uncu sayfasında “Toplum içindeki farklılıkların zenginlik olarak kabul edilmesini ve çoğulculuğu takip edilmesi gereken sosyal ilkeler olarak görürüz” denilerek aynı bakışın altı çiziliyor...

Bu ifadelerden anlaşılan, milletin ortak değerlerini öne çıkarmaya dayalı uluslaşma süreci yerine, milletin farklı özelliklerini ortaya çıkarmaya dayalı küreselleşme adlı şehir devletleri sürecinin benimsenmesidir... Parti programının 16’ıncı sayfasında “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, toplumumuzun çimentosudur” denilmesi de asıl çimentonun millet olma anlayışı olduğunun reddedilmesi demektir.

Nitekim parti kurucularının tanıtıldığı Kurucular Kurulu kitabının 8’inci sayfasında “Partimiz merkeziyetçi devlet anlayışından vazgeçilmesini öngörür” denilmektedir. Bütün belgelerde ülkenin üniter yapısının korunacağı vurgulanmakla birlikte, merkeziyetçilikten vazgeçileceğinin öne çıkarılması, küreselleşme diye dayatılan politikaların uygulanacağının bir başka göstergesidir.

Kurucular Kurulu kitabının 11’inci sayfasında da “Partimiz küreselleşmenin gerektirdiği yapısal dönüşümlerin kaçınılmazlığını ve en az maliyetle gerçekleştirilmesini savunur” denilmektedir...

Hemen arkasından 12’nci sayfada, “Partimiz, eğitim hizmetlerinin yerelleşmesinden ve özelleştirilmesinden yanadır” ifadeleri de aynı bakışın ürünüdür...

Parti programının 41’inci sayfasında, eğitimin küreselleşme odaklarının şehir devletleri planı gereği gibi, fakat aşama aşama yerelleştirileceği şu ifadelerle belirtilmektedir:

“Temel eğitim hizmetlerinin verilmesi, pilot uygulamalarla merkezi idarenin taşra birimlerine ve yerel yönetimlere aktarılacaktır.”

Programın 35’inci sayfasında, “Çağımız bir yönüyle küreselleşme çağı, diğer yönüyle yerelleşme ve yerel yönetimlerin devlet sistemleri içindeki ağırlıklarının arttığı bir çağdır” denilmesi, Tayyip Erdoğan’a verilen memorandumdaki taleplerin aynen kabul edildiğini ortaya çıkarmaktadır.

Kısacası, AKP Programı, Tüzüğü ve Kurucular Kurulu kitaplarından yaptığımız bu alıntılar, Erdoğan’a gönderilen memorandumdaki, “Küreselleşmenin bir adı da şehirleşmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek ve milli hükümetin fonksiyonlarını yerel düzeyde merkezi olmaktan çıkarmak zorundadır. Dünya, bütün hükümetlerden bunu istemektedir” talebi ile örtüşmektedir...



AKP iktidarı harfiyen uyguladı!

AKP iktidar olduktan sonra, gerek kamu yönetimi reformu adı altında, gerek Bölge Kalkınma Ajansları modeliyle, gerekse Petrol Yasası’na, yerel yönetimlerin pay alması kuralını yerleştirerek, “Glocal diyalog” lar kurarak, eyalet sisteminin ekonomik, hukuki ve siyasi alt yapısını tamamlamaya çalıştı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in vetoları, bu süreci biraz yavaşlattı.

Son olarak yargı krizinin, Bölge İstinaf Mahkemeleri yüzünden çıktığı anlaşıldı! Meğer, Türkiye Bölge İstinaf Mahkemeleri inşaatlarını AB’nin verdiği para ile yapmaya başlamış bile! İşte Diyarbakır İstinaf Mahkemesi inşaatı, AB bayraklı inşaat tabelası ile sürüyor!

Bu, şehir devletlerine dönüş sürecinin hukuki alt yapısının tamamlanmasından başka bir şey değildir.

Böyle giderse, Türkiye’nin her bölgesinde Kenan Evren’in bahsettiği üçüncü bayrak da AB ve Türk bayraklarının yanına eklenecektir! Hani, “Bavyera’da üç bayrak gördüm. Nedir diye sordum, ’AB bayrağı, Almanya bayrağı ve Bavyera bayrağı’ dediler” diyordu ya tıpkı onun gibi!

Bütün bu faaliyetler, TCK’nın 302 maddesi kapsamına girmektedir.

AKP, program ve tüzük itibarıyla CFR memorandumunu esas alarak kurulmuş, dış kaynaklı bir partidir, kapatılmalıdır!

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 54264

ulkucudunya@ulkucudunya.com