« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 May

2007

DUHA KOCA OĞLU DELİ DUMRUL DESTANINI BEYAN EDER HANIM HEY

15 Mayıs 2007

Meğer hanım, Oğuz'da Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi
bir er var idi. Bir kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmıştı. Geçeninden otuz üç
akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı. Bunu niçin böyle ederdi?
Onun için ki benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın
der iki, benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Ruma, Şama
gitsin, ün salsın der idi.



Meğer bir gün köprüsünün yanında bir bölük oba konmuştu. O obada bir iyi güzel
yiğit hasta düşmüştü. Allah'ın emriyle o yiğit öldü. Kimi oğul diye, kimi kardeş
diye ağladı. O yiğit üzerine dehşetli kara feryat koptu.



Ansızın Deli Dumrul dört nala yetişti. Der: Bre kavatlar, ne ağlıyorsunuz, benim
köprümün yanında bu gürültü nedir, niye feryat ediyorsunuz dedi. Dediler: Hanım,
bir güzel yiğidimiz öldü, ona ağlıyoruz dediler. Deli Dumrul der: Bre yiğidinizi
kim öldürdü? Dediler: Vallah bey yiğit, Allah Taala'dan buyruk oldu, al kanatlı
Azrail o yiğidin canını aldı. Deli Dumrul der: Bre, Azrail dediğiniz ne kişidir
ki adamın canını alıyor, ya kadir Allah, birliğin varlığın hakkı için Azrail'i
benim gözüme göster, savaşayım, çekişeyim, mücadele edeyim, güzel yiğidin canını
kurtarayım, bir daha güzel yiğidin canını almasın dedi. Çekildi döndü Deli
Dumrul evine geldi.



Hak Taslo'ya Dumrul'un sözü hoş gelmedi. Bak bak, bre deli kavat benim birliğimi
tanımıyor, birliğime şükür kılmıyor, benim ulu dergahımda38 gezsin benlik
eylesin dedi. Azrail’e buyruk eyledi kim ya Azrail, var ve o deli kavatın
gözüne görün, benzini sarart, dedi, canını hırıldat al dedi.



Deli Dumrul kırk yiğit ile yiyip içip otururken ansızın Azrail çıka geldi.
Azrail'i ne çavuş gördü ne kapıcı. Deli Dumrul’un görür gözü görmez oldu, tutar
elleri tutmaz oldu. Dünya alem Deli Dumrul'un gözüne karanlık oldu. Çağırıp Deli
DumruJ söyler, görelim hanım ne söyler:

Der:



Bre ne heybetli ihtiyarım

Kapıcılar seni görmedi

Çavuşlar seni duymadı

Benim görür gözlerim görmez oldu

Tutar benim ellerim tutmaz oldu

Titredi benim canım cuşa geldi

Altın kadehim elimden vere düştü

Ağzımın içi buz gibi

Kemiklerim tuz gibi oldu

Bre sakalcığı akça ihtiyar

Gözceğizi fersiz ihtiyar

Bre ne heybetli ihtiyarsın söyle bana

Kazam belam dokunur bugün sana





dedi. Böyle diyince Azrail'in hiddeti tuttu, der:



Bre deli kavat

Gözümün fersiz olduğunu ne beğenmiyorsun

Gözü güzel kızların gelinlerin canım çok almışım

Sakalımın ağardığını ne beğenmiyorsun

Ak sakallı kara sakallı yiğitlerin canım çok almışım

Sakalımın ağarmasının manası budur



dedi. Bre deli kavaf övünüyordun: Al kanatlı Azrail benim elime geçse,
öldüreydim, güzel yiğidin canını onun elinden kurtaraydım diyordun, şimdi bre
deli geldim ki senin canını alayım, verir misin yoksa benimle cenk eder misin
dedi. Deli Dumrul der: Bre, al kanatlı Azrail sen misin dedi. Evet benim dedi.
Bu güzel yiğitlerin canını sen mi alıyorsun dedi. Evet, ben alıyorum dedi. Bre
Azrail, ben seni geniş yerde istiyordum, dar yerde iyi elime girdin değil mi
dedi. Ben seni öldüreyim, güzel

yiğidin canını kurtarayım dedi.



Kara kılıcını sıyırdı eline aldı. Azrail’e çalmağa hamle kıldı. Azrail bir
güvercin oldu. pencereden uçtu gitti. İnsan oğlunun ejderhası Deli Dumrul elini
eline çaldı, kah kah güldü. Der: Yiğitlerim Azrail'in gözünü öyle korkuttum ki
geniş kapıyı bıraktı dar bacadan kaçtı, mademki benim elimden güvercin gibi kuş
oldu uçtu, bre ben onu bırakır mıyım doğana aldırmayınca dedi.



Kalktı atma bindi, doğanını eline aldı, ardına düştü. Bir iki güvercin öldürdü.
Döndü, evine gelirken Azrail atının gözüne göründü. At ürktü. Deli Dumrul’u
kaldırdı yere vurdu. Kara başı bunaldı, darda kaldı. Ak göğsünün üzerine Azrail
basıp kondu. Demin mırıldanıyordu, şimdi hırıldanmağa başladı.

Der:



Bre Azrail aman

Tanrının birliğine yoktur güman

Ben seni böyle bilmezdim

Hırsız gibi can aldığını duymazdım

Tepesi büyük büyük bizim dağlarımız olur

O dağlarımızda bağlarımız olur

O bağların kara salkımlı üzümü olur

O üzümü sıkarlar al şarabı olur

O şaraptan içen sarhoş olur

Şaraplıydım duymadım

Ne söyledim bilmedim

Beylikten usanmadım yiğitliğe doymadım

Canımı alma Azrail medet



dedi. Azrail der: Bre deli kavat bana ne yalvarıyorsun. Allah Taala'ya yalvar,
benim de elimde ne var, ben de bir emir kuluyum dedi. Deli Dumrul der: Peki ya
can veren can alan Allah Taala mıdır? Evet odur dedi. Döndü Azrail’e, peki ya
sen ne eylemekli belasın, sen aradan çık, ben Allah Taala ile haberleşeyim dedi.
Deli

Dumrul burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:



Yücelerden yücesin

Kimse bilmez nicesin

Güzel Tanrı

Nice cahiller seni gökte arar yerde ister

Sen bizzat müminlerin gönlündesin

Daim duran cebbar Tanrı

Baki kalan settar Tanrı

Benim canımı alacaksan sen al

Azraile almağa bırakma





dedi. Allah Taala’ya Deli Dumrul’un burada sözü hoş geldi. Azrail’e nida
eyledi40 ki madem deli kavat benim birliğimi bildi, birliğime şükür kıldı, ya
Azrail,Deli Dumrul can yerine can bulsun, onun canı azat olsun der. Azrail der:
Bre Deli Dumrul Allah Taala' nın emri böyle oldu ki Deli Dumrul canı yerine can
bulsun, onun canı azat olsun dedi. Deli Dumrul der: Ben nasıl can bulayım,
yalnız, bir ihtiyar babam, bir ihtiyar anam var, gel gelelim. ikisinden biri
belki canını verir, al, benim canımı bırak dedi.



Deli Dumrul sürdü babasının yanına geldi. Babasının elini öpüp söylemiş, görelim
hanım ne söylemiş :



Ak sakallı aziz izzetli canım baba

Biliyor musun neler oldu

Küfür söz söyledim

Hak Taalaya hoş gelmedi

Gök üzerinde al kanatlı Azdaile emreyledi

Uçup geldi

Benim akça göğsümü bastırıp kondu

Hırıldatıp tatlı canımı alır oldu

Baba senden can dilerim verir misin

Yoksa oğul Deli Dumrul diye ağlar mısın





Babası der:



Oğul oğul ay oğul

Canımın parçası oğul

Doğduğunda dokuz erkek deve kestiğim aslan oğul

Penceresi altın otağımın kabzası oğul

Kaza benzer kızımın gelinimin çiçeği oğul

Karşı yatan kara dağım gerek ise

Söyle gelsin Azrailin yaylası olsun

Soğuk soğuk pınarlarım gerek ise

Ona içme olsun

Tavla tavla koç atlarım gerek ise

Ona binek olsun

Katar katar develerim gerek ise

Ona yük taşıyıcı olsun

Ağıllarda akça koyunum gerek ise

Kara mutfak altında onun şöleni olsun

Altın gümüş para gerek ise

Ona harçlık olsun

Dünya tatlı can aziz

Canımı kıyamam belli bil

Benden aziz benden sevgili anandır

Oğul anana var



dedi. Deli Dumrul babasından yüz bulmayıp sürdü anasına geldi.

Der:



Ana biliyor musun neler oldu

Gök yüzünden al kanatlı Azrail uçup geldi

Benim akça göğsümü bastırıp kondu

Hırıldatıp canımı alır oldu

Babamdan can diledim ana vermedi

Senden can dilerim ana

Canını bana verir misin

Yoksa oğul Deli Dumrul diye ağlar mısın

Acı tırnak ak yüzüne çalar mısın

Kargı gibi kara saçını yolar mısın ana





dedi. Anası burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş :

Anası der:



Oğul oğul ay oğul

Dokuz ay dar karnımda taşıdığım oğul

On ay diyince dünya yüzüne getirdiğim oğul1

Dolma beşiklerle belediğim oğul

Dolu dolu ak sütümü emzirdiğim oğul

Akça burçlu hisarlarda tutulaydın oğul

Pis dinli kafir elinde esir olaydın oğul

Altın akçe gücüne dayanarak seni kurtaraydım oğul

Yaman yere varmışsın varamam

Dünya tatlı can aziz

Cınımı kıyamam belli bil



dedi, anası da canını vermedi. Böyle diyince Azrail geldi Deli Dumrul'un canını
almağa. Deli Dumrul der:



Bre Azrail aman

Tanrının birliğine yoktur güman





Azrail der: Bre deli kavat daha ne aman diliyorsun, ak sakallı babanın yanına
vardın can vermedi, ak bürçekli ananın yanına vardın can vermedi, daha kim
verecek dedi. Deli Dumrul der: Hasretlim vardır, buluşayım dedi. Azrail der: Bre
deli hasretlin kimdir? Der: El kızı helallim var, ondan benim iki oğlancığım
var, emanetim var, ısmarlayacağım onlara, ondan sonra benim canımı alasın dedi.




Sürdü helallisinin yanına geldi, der:



Biliyor musun neler oldu

Gök yüzünden al kanatlı Azrail uçup geldi.

Benim beyaz göğsümü bastırıp kondu

Benim tatlı canımı alır oldu

Babama ver dedim can vermedi

Anama vardım can vermedi

Dünya şirin can tatlı dediler

Şimdi

Yüksek yüksek kara dağlarım sana yaylak olsun

Soğuk soğuk sularım sana içme olsun

Tavla tavla -koç -atlarım 'sana binek olsun

Penceresi altın otağım sana gölge olsun

Katar katar develerim sana yük taşıyıcı olsun

Ağıllarda beyaz koyunum sana şölen olsun

Gözün kimi tutarsa

Gönlün kimi severse

Sen ona var

iki oğlancığı öksüz koyma





dedi. Kadın burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:

Der:



Ne diyorsun ne söylüyorsun

Göz açıp da gördüğüm

Gönül verip sevdiğim

Koç yiğidim şah yiğidim

Tatlı damak verip öpüştüğüm

Bir yastıkta baş koyup emiştiğim

Karşı yatan kara dağları

Senden sonra ben neylerim

Yaylar olsam benim mezarım olsun

Soğuk soğuk sularını

içer olsam benim kanım olsun

Altın akçeni harcar olsam benim kefenim olsun

Tavla tavla koç atını

Biner olsam benim tabutum olsun

Senden sonra bir yiğidi

Sevip varsam beraber yatsam

Alaca yılan olup beni soksun

Senin o namert anan baban

Bir canda ne var ki sana kıyamamışlar

Arşşahit olsun sekizinci kat gök şahit olsun

Yer şahit olsun gök şahit olsun

Kadir Tanrı şahit olsun

Benim canım senin canına kurban olsun



dedi, razı oldu.



Azrail hatunun canını almağa geldi, insan oğlunun ejderhası eşine kıyamadı.
Allah Taala'ya burada yalvarmış, görelim nasıl yalvarmış:

Der:



Yücelerden yücesin

Kimse bilmez nicesin

Güzel Tanrı

Çok cahiller seni gökte arar yerde ister

Sen bizzat müminlerin gönlündesin

Daim duran cebbar Tanrı

Ulu yollar üzerine

İmaretler yapayım senin için

Aç görsem donatayım senin için

Alırsan ikimizin canını beraber al

Bırakırsan ikimizin canını beraber bırak

Keremi çok kadir Tanrı





dedi. Hak Taala'ya Deli Dumrul'un sözü hoş geldi. Azrail’e emreyledi: Deli
Dumrul'un babasının anasının canını al, o iki helalliye yüz kırk yıl ömür verdim
dedi. Azrail de babasının anasının derhal canını aldı. Deli Dumrul yüz kırk yıl
daha eşi ile ömür sürdü.



Dedem Korkut gelip destan söyledi deyiş dedi. Bu destan Deli Dumrul'un olsun,
benden sonra alp ozanlar söylesin, alnı açık cömert erenler dinlesin dedi.



Dua edeyim hanım: Yerli kara dağların yıkılmasın. Gölgeli koca ağacın
kesilmesin. Taşkın akan güzel suyun kurumasın. Kadir Tanrı seni namerde muhtaç
etmesin. Ak alnında beş kelime dua kıldık, olsun kabul. Derlesin toplasın
günahınızı adı güzel Muhammed'e bağışlasın hanım hey!....

Ziyaret -> Toplam : 125,31 M - Bugn : 71549

ulkucudunya@ulkucudunya.com