« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Eyl

2020

Yunanistan’ın kozu: AKP’nin Lozan karşıtlığı

Mehmet Ali Güller 01 Ocak 1970

Ege krizinde Yunanistan’ın en önemli kozu AKP iktidarının “Lozan Antlaşması’nı hezimet gören” pozisyonudur!

Son olarak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Yanı başımızdaki adaları vermişiz, başarı diye anlatılan anlaşma başarı değildir” diyerek, Lozan karşıtlığına bir tuğla daha ekledi.

Yine kısa bir süre önce de Erdoğan şöyle demişti: “Misakımilli sınırlarımıza sahip çıkılmamasıyla Adalar meselesinde ürkek davranılmasının ülkemize çok büyük maliyeti olmuştur” (20.8.2020).

Lozan Antlaşması’nı doğru okumak

Birkaç kez yazdık, yineleyelim: On İki Ada 1923’te, Lozan’da verilmiş değil. Lozan’ın 15. ve 16. maddesini gösterenler, maddeyi çarpıtarak yorumluyor. O maddelerde, zaten işgal altında ve başkasının egemenliğinde olan adaların durumu teyit ediliyor. Tıpkı Kıbrıs gibi...

Lozan’ın 20. maddesinde de Kıbrıs’ın 1914’te İngiltere tarafından ilhak edildiği teyit edilmiştir. Çünkü Kıbrıs 1878’de Abdülhamit tarafından İngilizlere kiralanmıştı/verilmişti. İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla da 1914’te burayı ilhak etmişti.

Peki, 15. ve 16. maddelere bakarak, “İnönü, adaları Lozan’da verdi” diyenler, neden 20. maddeye bakarak “İnönü, Kıbrıs’ı Lozan’da İngiltere’ye verdi” diyemiyor? Çünkü tek bir ada olan Kıbrıs’ın Abdülhamit tarafından İngilizlere verildiği gerçeği sulandırılamıyor. Ama 4 bin adanın bulunduğu, On İki Ada’nın aslında 250 civarında ada olduğu, adaların grup isimlerinin bulunduğu şartlarda, hangi adanın hangi anlaşmayla ya da hangi savaşla elden çıktığı gibi konular karışık olduğu için sulandırılabiliyor.

On İki Ada gerçeği

On İki Ada ile ilgili gerçek şudur: İtalya 1911’de Osmanlı toprağı Trablusgarp’ı işgal etti. Ardından da On İki Ada’yı işgal ederek yeni bir cephe açtı. Osmanlı, Abdülhamit’in Haliç’te çürüttüğü donanma nedeniyle, işgali önleyemedi, yeniden ele geçiremedi; 1912’de İtalya ile Uşi Antlaşması imzaladı. (Lozan’ın bir semti olduğu için bu anlaşma tarihe Uşi Antlaşması olarak geçtiği gibi, Birinci Lozan Antlaşması diye de bilinir. AKP de bunu kullanır ve Lozan’ları propagandasında bilerek karıştırır!)

Uşi Antlaşması’na göre Osmanlı, Libya’daki askerlerini geri çekecek, İtalya da karşılığında On İki Ada’yı verecekti. Donanması olmayan Osmanlı yönetimi, İtalya çekildiği takdirde Yunanistan’ın bu adaları işgal edeceğini görerek, Libya’daki subaylarının bir kısmını tuttu. Böylece On İki Ada İtalya’da kaldı. Ardından Birinci Dünya Savaşı boyunca da On İki Ada İtalya’nın olmaya devam etti.

Yani Türkiye Cumhuriyeti kurulurken On İki Ada zaten İtalya’nın egemenliğindeydi.

Tarihi çarpıtmanın üç nedeni

Peki, buna rağmen Türkiye’yi yönetenler neden adaların İnönü tarafından Lozan’da verildiğini söylüyor sürekli?

Erdoğan ya da Çavuşoğlu tarih bilmiyor olabilir mi? Sanmıyorum. En azından Saray’daki “Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu”ndaki kimi isimlerin bu gerçekleri bildiğini biliyorum.

O zaman tarihi gerçekler neden Yunanistan’a koz verircesine çarpıtılıyor?

Üç nedeni var:

1. “Muhafazakâr kurnazlık” nedeniyle: Son 10 yılda Yunanistan’ın Lozan’a aykırı olarak 18 adayı işgal etmesine, asker çıkarmasına, silahlandırmasına sessiz kalan AKP iktidarı, kendi hatasını “adalar Lozan’da verildi” yalanıyla örtmeye çalışıyor!

2. Muhafazakâr tabandaki “fetih” algısını yönetmek amacıyla “Adaları CHP verdi, AKP alacak”, “Atatürk ve İnönü korkak davranıp alamadı ama cesur Erdoğan alacak” duygusu oluşturmaya çalışıyorlar.

Bunu Irak ve Suriye politikalarında da gördük: Kerkük ve Halep’e yeni plaka numarası takan manşetleri anımsayınız.

Dikkat ederseniz orada da Misakımilli’nin gereğinin yapılamadığını propaganda ediyorlardı. “Lozan hezimettir” demeleri bundandı. Yani Atatürk ve İnönü Misakımilli içinde yer alan Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki toprakları alamamıştı ama Erdoğan alacaktı; Kerkük 82, Halep 83 olacaktı!

3. Tarihi bilmediklerinden değil, işlerine gelmediğinden çarpıtıyorlar. Kendi tarihlerini yazabilmek için o tarihi kötülüyorlar.

Ancak zararı Türkiye’ye oluyor!

Bitirirken belirtelim: Lozan’a yaslanmayan hatta Lozan’ı hezimet gören bir dış politika, Yunanistan’a Ege’de avantaj doğurur!

Ziyaret -> Toplam : 125,33 M - Bugn : 85555

ulkucudunya@ulkucudunya.com