« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Eyl

2020

Hadım Süleyman Paşa

01 Ocak 1970

Hadîm Süleyman Paşa (d. 1467 - Eylül 1547, Malkara), I. Süleyman saltanatı döneminde Nisan 1541-28 Kasım 1544 arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamı ve Serdarıdır. İki kez Mısır Valiliği yapmış ve Hindistan'a sefere çıkan ilk Osmanlı Donanması'na komuta etmiştir.

Hadım Süleyman Paşa devşirme olarak saraya geldi. Enderun'dan çıkınca hadım akağalar arasına girdi. Önce hazinedarbaşılığa yükseldi. Daha sonra Macaristan sınırını korumakla görevlendirildi.

Birinci Mısır beylerbeyliği
1524'te Şam beylerbeyiliğine atandı. Mısır'a gidip Hain Ahmed Paşa isyanının bastırıp onu ortadan kaldıran Sadrazam Pargalı İbrahim Paşa'nın davet üzerine 14 Haziran 1525'te de Mısır Beylerbeyiliğine atandı. Mısır'da bulunduğu 10 yıllık süre zarfında Osmanlı merkezi yönetiminin güçlenmesini ve eyalet gelirinin artmasını sağladı. Osmanlı egemenliğini Yemen ve güney Mısır'da genişletip pekiştirmek istemekteydi.

Aynı zamanda Hint ticaretine Portekiz Krallığı tehdidi ortaya çıkmıştı. Portekizlilerin Ümit Burnu'nu geçip o zamanlarda Müslümanların tekelinde bulunan Baharat Yolu ticaretine alternatif bir yol açmaları ve Portekiz Krallığı'nın yeni limanlarda söz sahibi olmak istemeleri İmparatorluğun Doğusunda gerginliği arttırmıştı. Aden Körfezi ve çevresinde seyrüseferin güvenli olması ayrıca Aden ve Yemen'in tam bir Osmanlı hakimiyeti altına girmesi için Hadım Süleyman Paşa, I. Süleyman'dan bir donanma kurmak için izin istedi. Gelen olumlu cevaba müteakiben 80 parçalık gemi yapılmak üzere gerekli malzemeler Süveyş tersanesi istikametine doğru peyderpey 1530-31 yılları içerisinde ulaştırıldı. Lakin bu donanmanın yapımı için ayrılan Mısır Eyaleti vergisi İran'a savaş açılması sebebiyle bu cepheye kaydırıldığı için Süveyş tersanesindeki donanma projesi bir süreliğine ertelendi.

Padişah İran'a savaş açılıp Irakeyn Seferi'ne başlayınca, yeni cepheye destek olmak için padişahın talimatıyla 26 Şubat 1535'te Mısır Beylerbeyliği görevini Divane Hüsrev Paşa'ya bıraktı.[1]

İran Seferi ve ikinci Mısır beylerbeyiliği
Irakeyn Seferi dönüşünde 1535'te Anadolu Beylerbeyiliğine atandı.

Bu sırada Portekiz Krallığının Hindistan'da baskıları sürüyordu. Gucerat Sultanı Bahadır Şah, hem hediyelerle Osmanlı Devleti Padişahına ulak göndermişti hem de hazinesini işgal altındaki ülkesinden daha güvenli Haremeyn bölgesine emaneten 3 adet kalyon ile yola çıkartmıştı. 1536 yılında Edirne'ye ulaşan Gucerat Sultanı Bahadır Şah'ın elçisi Edirne'de Padişah huzuruna kabul edildi. Bahadır Şah hem ülkesini işgal eden Türk-Moğol imparatoru Hümâyun Şah'a hem de Portekiz Krallığı'na karşı yardım istiyordu. Osmanlı İmparatorluğu, Hindistan'daki Müslüman devletlerin iç işlerine karışmayı reddetti. Lakin Portekiz Krallığı'nı orada bir tehdit olarak gördüğünü belirterek bir donanma hazırlığına başlayacaktı. Elçiyle bu görüşme yapıldığında Portekizliler Diu limanını ele geçirmişlerdi.

Hadim Süleyman Paşa bu olaylar doğrultusunda Ocak 1537'de tekrar Mısır Beylerbeyiliğine getirildi ve İran seferi dolayısıyla yarım kalan Süveyş Donanmasını bitirmesi için görevlendirildi. Diğer taraftan Portekizlilere Süveyş'te bir Osmanlı filosu kurulma haberinin almışlardı. Diu kalesini tahkim ettiler. Şubat 1537'de Bahadır Şah'ı Portekizliler hile ile öldürüp kardeşi Mahmut'u Gücerat Sultanı yaptılar. Bahadır Şah, Portekizlilerce öldürüldü. Haberi Osmanlı Devleti'ne tam bir yıl sonra Şubat 1538'de ulaştı.

Bunun üzerine Padişah Mısır'a donanma yapımının hızlandırılması talimatını verdi. Ayrıca Bahadır Şah'ın varisi olmadığı için Gucerat'ta veraset kavgaları baş göstermişti. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman Bahadır Şah'ın elçi yolladığı sırada Mekke'ye 3 kalyonla gönderdiği Gücerat devlet hazinesini İstanbul'a getirmeye karar verdi. Önce İskenderun'a getirilen hazine Salih Reis gözetiminde İstanbul'a getirilecekti. Bu nakliyat haberini alan Cenevizli amiral Andrea Doria, Salih Reis’in filosunu zaptetmeye çalıştıysa da Barbaros Hayreddin Paşa’nın müdahale etmesi üzerine emeline ulaşamadı.

Donanma hazırlığı hem yeni gemilerin yapımıyla hem de eski gemilerin toplarla takviye edilmesiyle sürüyordu. Bu sırada Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı Devleti'nin arası bozulduğu için İskenderun'da ve İstanbul'da Venedik ticaret gemilerine el konulmuş ve mürettebatı da esir edilmişti. Hadım Süleyman Paşa bazı mürettebatı donanmayı güçlendirmek için sefere beraberinde götürdü.

Aden seferi
Hadım Süleyman Paşa kendi arzusu üzerine Süveyş Donanması Serdarlığına atandı. 13 Haziran 1538'de 76 parça gemi ve 1500'u yeniçeri 6500 asker ile Süveyş'ten ayrıldı. Tur'da bulunan 30 gemi de donanmaya katıldıktan sonra Temmuz ayının ortasında tüm donanma Cidde'de toplandı. Kameran limanının geldiğinde daha önce Osmanlı egemenliğini kabul etmiş olan Aden Emiri Amir bin Davud'u tekrar itaata davet etti. 3 Ağustos 1538'de ise donanma Aden Limanı'na demirledi. Portekiz Krallığı'na daha yakın olan Aden Emiri Amir Bin Davud önce Süleyman Paşa tarafından gemisine çağrıldı. Zamanın kroniklerine bakılacak olursa da önceden hasta askerlerin tedavisi bahanesiyle hasta olmayan askerler de şehre sokulmuş ve onlara refakatçi olarak da askerler Aden'e girmişlerdi. Aden Emiri Süleyman Paşa'nın gemisine 4 önemli adamıyla geldiğinde tutuklandı ve asılarak idam edildi. Bu sırada top atışı ile işaret verildi. Hem limandaki donanmada bulunan askerler hem de içeriye hasta olarak ve refakatçi olarak girmeyi başaran 500 silahlı asker Aden'i işgal ettiler. Şehir yağmalandı. Ganimet Süleyman Paşa'nın emriyle toplanıp haznedarına teslim etti. 16 gün Aden'de kalıp sukûneti sağladıktan sonra Behram Bey'i ve 500 askeri burada bırakarak Hindistan'a doğru yola koyuldu. Gucerat kıyılarına yöneldi.

Hindistan Seferi ve başarısızlık
19 Ağustos 1538'de Aden'den demir alan Hadım Süleyman Paşa Serdarlığındaki Osmanlı donanması Cücerat kıyılarına erisip 2 Eylül'de Diu'nun 100 mil açıklarında demirledi. Ayın 4'unde ise Diu limanına yakın bir yerde demirledi. Ayın 7'sinde patlak veren fırtınada donanma hasar gördü. Gemilerin tamiri için Diu'ya 20 mil mesafedeki Madresabat(Caffarâbâd) limanına demirledi. Burada yaklaşık 3 hafta kaldı. Bu süre zarfında hem Diu limanına gelen Portekiz yardım gemilerini engelleyememiş olacaktı hem de Portekizlilere hazırlık için 3 hafta daha vermiş olacaktı. Ayrıca Madresebad'a demirlerken 4 gemi haliçte karaya oturdu. Yüklerin bir kısmı döküldü. Bunların içinde at eyeri de vardı. Bu durum yerel yöneticilerce Türk'lerin kendi ülkelerini de istila edeceklerine yoruldu. Bu olaydan sonra yerel yönetimlerin erzak ve at destekleri sekteye uğradı. Hindistan'daki yerel yöneticilere varmadan önce destekleri için mektuplar yollayan Süleyman Paşa, hem bu son olaya yüzünden hem de daha önce izlediği politikalar sebebiyle çok fazla destek göremedi. Bu durumun, kroniklerde ve günümüz tarihçilerinin görüşlerinde birleştiği üzere Hadim Süleyman Paşa'nın Başta Aden Emiri'ni idam etmesi gibi ven vermeyen politikalarından kaynaklandığı söylenebilir. Eylül ayında Diu Kuşatması'nı başlattı ama Portekiz muhafızı Antonio de Silva'nın direnişi ile çok iyi takhim edilmiş bu kaleyi eline geçiremedi.

Hindistan'da Diu limanını bir üs olarak kullanması gerektiğinin bilincinde olduğu düşünüldüğünde Hadim Süleyman Paşa'nın daha fazla müttefik edinmesi için daha ılımlı bir politika gütmesi gerektiği genel kabul görmektedir. Bölgedeki Türk devletleri Hadim Süleyman Paşa'nın askerlerle topraklarından geçmelerini bir tehdit olarak görmüş mümkün mertebe desteklerini belli etmeden de olsa geciktirerek ya da tam bir karşı duruşla esirgemişlerdir.[3]

Hindistan'dan geri dönüş
Hindistan'dan başarısız dönüş Hadim Süleyman Paşa'nın saldırgan yönetim tarzını daha da sertleştirdiği kabul edilebilir. Önce Zebid kalesine hücum etmiştir. Yenilgiyi kabul ederek boynunda urgan ile teslim olan Zebid Beyi Nâhüda Ahmed'i idam ettirmiştir. Zebid'den geri dönüş yolunda 140 Portekizli esirin idam edilmesi sertliğinin bir başka göstergesidir.

Zebid kalesini eline geçirdikten sonra bir idari reform yaparak 1539'da Yemen, Aden ve Zebid'i de içine alan Yemen Eyaleti' ni oluşturdu. Bu eyalet valiliğine Bıyıklı Mehmet Paşa'nın oğlu Mustafa Paşa'yı vali tayin etti. Cidde'ye 31 Mart 1539'da geldi. Donanmayı Süveyş'e geri gönderip kendisi Cidde'den kara yolu ile Mekke ve Medine'ye hacca gitti. Sonra Mayısta Mısır'a geri döndü. İstanbul'dan gelen emirle Divan-ı Humayun'a rapor vermek üzere Kasım ayında İstanbul'a döndü.

İstanbul yılları ve ölümü
1539 sonlarına doğru İstanbul'a dönüp Kubbealtı Vezirliğine getirildi. Önce ikinci vezirliğe yükseldi sonra da Nisan 1541'de Lütfi Paşa yerine Sadrazam oldu. Kanuni Süleyman'ın 1541 Macaristan seferi sırasında ülkenin doğu sınırını korumak hedefiyle Tokat bölgesinde Artükabada'a gönderildi. Daha sonraki Istolni-Belgrad seferinde ise Kanuni'nin maiyetinde bulundu.

28 Kasım 1544'te yerine Mısır Beylerbeyiliğine getirilen Divane Hüsrev Paşa ile Hadim Süleyman Paşa'nın Mısır Beylerbeyi olduğu sıradaki uygulamaları hususunda suçlamalarda bulununca aralarında tartışma çıktı. Hatta padişah önünde hançerler çekildi. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman her iki Paşayı da görevden aldı.

Hadim Süleyman Paşa Malkara'ya sürüldü. Hakkında öne sürülen suçlamalardan aklanmasının ardından kısa bir süre sonra Eylül 1547'de Malkara'da hayatını kaybetti.

Ziyaret -> Toplam : 125,32 M - Bugn : 75392

ulkucudunya@ulkucudunya.com