Kıbrıs seçiminin bilinmeyen önemi... Akıncı'nın yanıtlayamadığı sorular
Kemal Üçüncü 01 Ocak 1970
Kıbrıs Adası Doğu Akdeniz’in jeopolitik ve stratejik açıdan en önemli noktasıdır. 21. yüzyılda “500 yıl önce olduğu gibi” Türkler için Karadeniz ve Akdeniz jeopolitiği birleşirken yarın yapılacak seçim Kıbrıs’ın geleceği açısından büyük ehemmiyet arz etmektedir.
Geçen pazar günü, KKTC’de gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde Başbakan Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Akıncı olmak üzere diğer 10 adaya karşı büyük bir zafer kazanmıştır
Ersin Tatar Bey dışındaki bütün adaylar özellikle Akıncı çözümü bir şekilde Atlantik’in emrine ve himayesine girmekte görmektedirler. Bu tutum Kıbrıs adasındaki Türklerin ve Türkiye'nin, küresel ölçekte Rusya ve Avrasya’nın güvenliği için büyük tehlike arz eder.
Bu anlamda Kıbrıs seçmeni yarınki seçimde her türlü ayrılığı bir kenara koyarak, erteleyerek bu stratejik ve jeopolitik gerçekler ışığında oy vermeleri gerekiyor.
Kıbrıs muhalif seçmeninin Ersin Tatar’a ve partisine itirazları olabilir, bunların haklı tarafları vardır lakin bugün bu ayrılıkların dikkate alınabileceği zaman değildir. Bugün Yunanistan, AB ve ABD tarafından Kıbrıs’a yönelik tehdit Akıncı ve Tatar, o parti bu partinin kişiliğiyle alakalı değildir. Adadaki Türklüğün egemenlik ve insan haklarını yok saymaya yöneliktir.
Mevcut kazanımları korumak bakımından Ersin Tatar en iyi profil olarak temayüz etmektedir.
Kıbrıs Tayvan modeliyle dünya ekonomisine entegre edilebilir. Türkiye ve Rusya’nın uzun zamandır bu konuda çalışmalar yürüttükleri bilinmektedir. Türkiye’nin Abhazya’yı tanıması karşılığında Rusya’nın KKTC’yi tanıması deklarasyonu ortada durmaktadır. Ersin Tatar Bey’in bu tezlere yakın olduğunu biliyoruz.
KKTC tanınmadan da orada büyük güçlerin maslahatgüzarlık ticaret ofisleri açması mümkündür. Hiç olmazsa buradan başlanabilir. Kıbrıs kısa sürede küresel bir üretim üssüne dönüştürülebilir. Kültür Bilimleri Akademisi olarak bu bağlamda yaptığımız bilimsel çalışmaları ve raporları Kıbrıs yönetimiyle paylaşmaya hazırız.
Adayı iyi tanıyan dostum gazete Hüseyin Yusuf Macit’e göre: “Seçime katılım oldukça düşük olmuştur; yüzde 42 vatandaş gerek pandemi ve gerekse başka nedenlerle sandığa gitmemiştir. Bu pazar katılımın daha fazla olacağını tahmin ediyorum. Tatar’ın kazanması ve Anavatan ile istişare içerisinde Kıbrıs siyasetimizi yeniden belirlemesi KKTC halkı ve Büyük Türk Milleti için büyük kazanım olacaktır.”
HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATAN ADIMLAR ATMIŞTI
Bilindiği üzere Akıncı göreve geldiği 2015 yılında müzakerelerin başlaması ile kendisine destek verenleri hayal kırıklığına uğratan adımlar atmış, sırf federasyon gerçekleşsin diye birbiri ardına hiçbir liderin şimdiye kadar vermeyi aklının ucundan bile geçirmediği tavizleri vermiştir. Akıncı bugüne kadar açıklayamadığı taviz haritası ile Rum’a KKTC topraklarının yüzde yirmisini peşkeş çekecek kadar ileri gitmiştir.
Kıbrıs Türk halkının, bu pazar yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde daha sağlıklı ve doğru karar verebilmesi için Akıncı'nın müzakere sürecinde verdiği tavizleri öğrenmesi ve bu amaçla bilgilendirilmesi gerekmektedir. Kıbrıs Türk halkının, Akıncı'nın müzakere sürecinde vermiş olduğu tavizleri ve taviz haritasının içeriğini bilmeden doğru karar vermesi mümkün değildir. Seçimler halkın hesap soracağı demokratik fırsattır. Halk, tavizlerin ne olduğunu bilmeden nasıl hesap soracaktır? Bu nedenle aylardır Akıncı’ya yönelttiğim ve Kıbrıs Türk halkının cevaplarını öğrenmeden seçimde tercihini belirlemesinin sakıncalı olacağına inandığım, ne var ki bugüne kadar Akıncı’nın cevaplayamadığı soruları, tekrar sormak istiyorum.
İŞTE AKINCI’NIN CEVAP VEREMEDİĞİ SORULAR :
1- Siyasi eşitlik konusunda 1960 Anlaşmalarında elde edilen hakların korunamadığı açıktır; hangi haklarımızdan geri adım atılmıştır?
2- Kıbrıs Türkünün alınacak kararlarda etkin katılımı sağlanmış mıdır?1960'da var olan ayrı oy çoğunluğu hakkımız korunmuş mudur? Yoksa geri adım atılarak 1 tek Türkün oyu ile karar alınmasına razı mı gelinmiştir?
3- 1960'da var olan VETO hakkımız korunmuş mudur?
4- Dünüşümlü başkanlığı Rum tarafı kabul etmiş midir? Dönüşümlü başkanlık için öngörülen süre nedir ve çapraz oy kabul edilmiş midir?
5- Verilen taviz haritası nedir? Kaç yerleşim yerinin Rumlara verilmesi önerilmiştir, bunlar hangileridir, Güzelyurt ve Maraş Rum’a verilmiş midir? Kaç bin Türk göçmen duruma düşecektir ve bunlar nerelere yerleştirilecektir?
6- Tüm Rum-Yunan vatandaşlarına 4 özgürlük hakkı tanınmış mıdır? Türk vatandaşlarına da bu hak tanınmış mıdır?
7- Nüfusumuzun 4 Ruma, 1 Türk şeklinde sabitlendiği, bir Türkün vatandaş olmasının 4 Yunanın vatandaş olması şartına bağlandığı doğru mudur? Rum'a verilen nüfusumuz nedir?
8- Nüfusumuzun beşte biri oranında Rumun iç vatandaşlık ve daimi ikamet izniyle içimize geleceği doğru mudur? Tam sayı nedir?
9- Mülkiyette ilk söz hakkının Rumlara bırakıldığı, eski Rum mülklerinin 1/3ünün Rumlara verileceği, KKTC koçanlarının sıfırlandığı, ve tüm eski Rum mülklerinin geleceğinin mülk komisyonu tarafından belirleneceği, bu süre içinde bu mülkler üzerinde hiçbir yatırım, kiralama, geliştirme, devir yapılamayacağı doğru mudur?
10- Türkiyesiz Avrupa Birliği'ne girilmesinin kabul edildiği doğru mudur?
11- Çalışma ve öğrenci izinlerinin 'Merkezi Devlete' terk edildiği doğru mudur?
12- Kalıcı derogasyon talebimizin geri çekildiği ve anlaşmanın AB'ın birincil hukuku olması talebimizden vazgeçildiği doğru mudur?
13- Türkiye’nin etkin ve fiili garantölüğünün sulandırılarak, bir takvime bağlı olarak Türk askerinin adadan ayrılması kabul edilmiş midir? Rum tarafının öngördüğü ‘sıfır asker, sıfır garanti’ şartı masada mıdır?
Kıbrıs Türk halkının önemli çoğunluğu maalesef bu soruların cevabını bilmeden geçtiğimiz hafta sandığa gidip oy kullanmıştır. Birçok kardeşim, faşist Eokacı Rum lider Anastasiadis’in kendisinden önceki tüm Rum liderler gibi, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü çağdışı olarak niteleyip kabul etmediğini, Kıbrıs Türkünün siyasi eşitliğine ‘adaletsizlik yaratıyor’ diye karşı çıktığını, Kıbrıs Türkünün karar almada etkin katılımını ve dönüşümlü başkanlığı kabul etmediğini, başta Maraş, Güzelyurt, Erenköy, Mesarya ovasının ve Karpaz bölgesinin önemli bölümlerini içine alacak toprak tavizi almadan ve Kuzey Kıbrıs’a önemli miktarda Rumun dönmesini sağlamayan bir anlaşmaya karşı olduğunu maalesef bilmeden sandığı gitmiştir.. Pazara kadar elimizden geldiğince, Akıncı’nın desteklediği federasyon hedefinin 52 yıldır gerçekleşemediğini, bundan sonra da gerçekleşemeyeceğini, önümüzdeki 5 yılı da boşuna harcayacak lüksümüz olmadığını ve değişen dünya şartlarında güçlenen Anavatan Türkiye ile birlikte hareket eden Tatar’ın seçilmesinin en doğru karar olacağını yaymalı, anlatmalı ve seçilmesini sağlamalıyız.
Kıbrıs meselesi kişisel kariyer ve siyasi beklentilerimizin dışında jeopolitik ve stratejik gerçekler ışığında ele alınması gereken bir meseledir.
Türkiye artık Kıbrıs sorununu kalıcı olarak çözecek adayı izolasyondan kurtaracak gerçekçi politikaları ortaya koyarak adadaki Türk halkının refahını, huzurunu arttırmalıdır. Kıbrıs'ın kendine özgü çoğulcu demokratik yapısını korunmasına, incitilmemesine azami özen gösterilmediler.