Köprülü Mehmet Paşa 1575-30.10.1661
01 Ocak 1970
Osmanlı Sadrazamı. Makedonya’nın Köprülü kasabasından devşirilerek Osmanlı tarihinde önemli yerlere getirilen ünlü Köprülüler’in en büyüğü ve Fazıl Ahmed Paşa’nın babasıdır. İstanbul’a getirildikten sonra Enderun’da (saray okulu) yetiştirilerek önce sarayın ara işlerinde görevlendirildi. IV. Murat zamanında Hazîne-i Âmire’de (para işlerinin yönetildiği yer) değerlendirildikten kısa bir süre sonra taşradaki süvari bölüklerinden birine gönderildi. O dönemde Amasya’ya bağlı Köprü (Vezirköprü)’de Ayşe Hanım’la evlendi. Burada bulunması nedeniyle de “Köprülü” sanıyla tanındı. Hüsrev Paşa Sadrazamlığa (Başbakanlık) getirilince onun hazinedarı oldu. Hüsrev Paşa’nın öldürülmesinden sonra kısa bir süre Amasya Sancak Beyliği yaptı ve İstanbul’a döndü. Tophane Nazırlığında sipahilik ve silâhdar ağalıkları görevlerinde bulundu. Çorum Sancak Beyi iken Bağdat seferine katıldı (1638). Kemankeş Kara Mustafa Paşa’nın Sadâretinde (başbakanlığında) rikâb-ı hümâyun (sadaret kaymakamı) kapıcılar kethüdası (kâhya) ve mîrâhur (saray ahırları yöneticisi) oldu. Arkasından yeniden Amasya Sancak Beyliğine getirildi. Bu sıralarda vezir-i âzam (başbakan) olan Sultanzâde Mehmed Paşa tarafından kendisine vezirlik payesi verilerek Trabzon valiliğine gönderildi. 1547’de Şam mütesellimi (vali vekili) oldu. Varvar Ali Paşa’nın isyanı üzerine Karaman Beylerbeyi olarak isyanı bastırmakla görevlendirildi. Çankırı yöresinde Ali Paşa’ya yenilerek esir düştüyse de İpşir Mustafa Paşa tarafından kurtarıldı. Ertesi yıl Katırcıoğlu Mehmed’in üzerine gönderildi, onu af dilemeye razı ederek olası bir savaşı önledi.
Köprülü Mehmed Paşa bir süre Köprü kasabasına çekilerek orada yaşadı. İpşir Mustafa Paşa’nın sadaret makamına gelişi üzerine Trablusşam eyaleti kendisine verildi. Fakat buraya gitmeden görevi elinden alındığı için yeniden Köprü kasabasına döndü. Bu arada Valide Turhan Sultan’ın kethüdası olan memleketlisi Mimar Kasım Ağa, Köprülü’yü Sadâret makamına aday gösterdi ve Kubbe Vezirliğine (padişah adına devlet işlerini yürüten görevli) tayin edilerek kendisine sadâret yolu açılmış oldu. 5 Eylül 1657’de Boynueğri Mehmed Paşa’nın yerine sadâret makamına getirildi. Ancak Köprülü, gerek Valide Turhan Sultan’a, gerek Padişah IV. Mehmed’e kimi koşullar ileri sürerek ve yetkiler alarak mührü öyle kabul etti.
Köprülü Mehmed Paşa ilk iş olarak, tüm Osmanlı topraklarında dini tartışmalar nedeniyle ortaya çıkan karışıklığa müdahale ederek, bu olayın elebaşılarını sürgüne gönderdi ya da başka cezalarla cezalandırdı. İstanbul’da fesat çıkaran sipahi zorbaları dağıttı ve Venediklilerin eline geçmiş olan Bozcaada ile Limni’yi geri alarak Çanakkale Boğazı’nın güvenliği sağlandı. Erdel Beyi II. Rakoczy György, kendisini itaate davet eden fermanı dinlemeyip Lehistan’a saldırdıysa da Kırım kuvvetlerine yenilerek dönmek zorunda kaldı. Köprülü Mehmed Paşa, Haziran 1658’de Erdel Beyi’nin üzerine sefere çıktı. Osmanlı ordusu Belgrad üzerinden Yanova’ya yürüyerek bu önemli kenti aldı. Ancak Rakoczy’yi yakalamak mümkün olmadı…
Köprülü, Abaza Hasan Paşa’yı, Anadolu’da sebep olduğu karışıklıklar nedeniyle, Diyarbekir’den Halep valiliğine tayin ettirdi. Abaza Halep’e gitmediği gibi davet edildiği Erdel seferine de katılmadı. Köprülü’nün hışmından korkup kaçan birçok üst rütbeli görevlinin Abaza’nın yanına gitmesinin de bunda rolü olmuştu. Bundan sonra Abaza ve yanındakiler Sadrazam Köprülü’yü kolayca görevinden aldırabileceklerini düşünüp çeşitli baskılarda bulundularsa da bunu başaramadılar.
Köprülü Edirne’ye gelip padişahın huzurunda ayak divanına (padişah dışında herkesin ayakta durarak karar alınan acil toplantı) katıldı. Şeyhülislâmdan fetva alınarak Diyarbekir Beylerbeyi Murtaza Paşa’nın emrinde bir kuvvetin Celâliler üzerine gönderilmesine karar verildi. Bu arada Abaza Hasan Paşa, Köprülü’ye bir suikast düzenlediyse de bunu başaramadı. Abaza kışlamak için önce Antep’e gitti, fakat baskı ve erzak kıtlığı yüzünden orada tutunamayıp Halep’e çekildi. Burada yanında Köprülü Mehmed Paşa’ya muhalif paşalar da bulunduğu halde bir tertip sonucu yakalandı ve Köprülü’nün emriyle hepsi idam edildi (16-17 Şubat 1659). Böylece Köprülü önemli muhaliflerini ortadan kaldırmış ve iktidarı tam anlamıyla eline geçirmiş oldu. Ayrıca isyanı destekleyen Şam’daki Yerli Kulu teşkilâtını ağır şekilde cezalandırıp buraya yeniçeri birlikleri gönderilmesini sağladı. Bundan sonra Anadolu’da Celâlî ve tüfek teftişi başlattı. Teftişte binlerce kişi ölümle cezalandırılarak halktan 80.000 kadar tüfek toplandı. Bu teftişte askerlerden birçok kimse cezalandırıldığı gibi müderris ve kadı gibi ilmiye sınıfından da çok kişi aynı cezaya uğramış oldu.
Anadolu’da güvenlik ve sessizliğin sağlanması üzerine, Köprülü Mehmed Paşa padişahla birlikte Bursa gezisine çıktı (Temmuz 1659). Rakoczy’nin yeniden Erdel Beyliği’ne tayini için Bursa’ya gelen Avusturya elçisinin istekleri kabul edilmedi. Ardından Kaptan-ı Derya Köse Ali Paşa, Avusturya fethinde bulunmak üzerine serdar (başkomutan) olarak atandı. Osmanlı Devleti’nin Erdel ve Eflak işleriyle uğraşmasını fırsat bilen Venedik, kimi Avrupa devletlerinden topladığı 120 gemilik bir donanma ile Hanya önlerinde asker çıkardıysa da, Venedikliler bir süre sonra adayı terk etmek zorunda kaldılar. Bu sırada, Köprülü yaşının bir hayli ilerlemiş olmasından dolayı hasta ve yorgundu. Bu nedenle padişaha, kendisine halef olarak Halep Beylerbeyiliğine tayin edilen oğlu Fâzıl Ahmed Paşa’yı önerdi ve IV. Mehmed bu öneriyi kabul etti. Ancak bu sırada Köprülü Mehmed Paşa, padişahla birlikte bulunduğu Edirne’de iken, 1 Ekim 1661’de vefat etti. Cenazesi İstanbul’a getirilerek Çemberlitaş’ta yaptırdığı külliyede toprağa verildi.
Köprülü Mehmed Paşa, beş yılı aşan sadaretinde siyasî ve askerî disiplinin kurulmasında büyük bir dirayet gösterdi. Sadareti bazı şartlarla kabul etmesindeki amacı devleti içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtarmaktı. Köprülü’nün sadâretine kadar geçen sekiz yıllık zaman içinde on üç sadrazam değişmiş olmasına karşın, güçlü bir sadrazam bulunamamıştı. Köprülü kendisine rakip olabilecek devlet erkânını sindirdi, hatta rakiplerini ortadan kaldırmakta tereddüt etmedi. Silâhdar Fındıklılı Mehmed Ağa, onu “hunhar” diye nitelendirirken, özellikle tarihçi Naîma onu, devleti içinde bulunduğu zor durumdan çıkaran, refah ve huzuru sağlayan büyük bir devlet adamı olarak görür. Veziriâzamlığı sırasında Yeniçeri Ocağı’nı disiplin altına alan Köprülü Mehmed Paşa, ulufe (Kapıkulu ve Acemi Ocağı mensuplarına üç ayda bir verilen maaş) dağıtımındaki yolsuzluklara el koymuş ve iktidarını sağlamlaştırmak için daha sadâretinin başlarında kendisine bağlı bir istihbarat teşkilâtı kurmuştu. Gemilerdeki kürekçilerin mağduriyetini önlemek üzere “kürekçi akçesi” adı altında bir ödenek kurmuş, her cuma divan toplantısından sonra mevali (yüksek dereceli bilim insanları) ve müderrislerin sadrazamı Arz Odası’nda ziyaretlerini gereksiz bularak kaldırmış, kubbe vezirlerinin sayısını da azaltmıştı.
Köprülü Mehmed Paşa, ayrıca Turhan Valide Sultan’a çok büyük bir saygı göstererek padişah üzerinde etkili olmuştu. Onu anlatanlar, onun devlet yönetiminde deneyimli, kurnaz ve şiddetli bir mizaca sahip olduğunu belirtirken icraatlarını daima ön plana çıkarırlar. Köprülü, kendisinden sonra sadaret makamına geçecek olan oğulları, akrabaları ve damatlarıyla XVII. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren devlet yönetiminde ön sırada yer almış Köprülüler ailesinin de kurucusu olmuştur.
Köprülü, zamanda yapılan hayır eserlerinin çokluğu ile de dikkati çekmektedir. Değişik yerlerde yaptırdığı bayındırlık işleri; köprü, cami, hamam, dükkân, mescit, okul, yel değirmenleri, hanlar, çeşmeler, değirmen, suyolu gibi hizmete yönelik toplumsal işler olarak sıralanabilir. Ayrıca vakıfları da bulunmaktadır. Bunlara gelir sağlamak üzere Limni, Köprü, Osmancık, Merzifon, Akhisar, Bilecik ve başka yerlerde mülkü olan köylerini bütün gelirleriyle vakfetmiştir. İstanbul’da yapımını başlattığı külliyenin kimi bölümleri daha sonra oğlu Fazıl Ahmed Paşa tarafından tamamlanmıştır. Birçok eserle birlikte Tokat’ta açılan üniversiteye onun adı verilmiştir.