« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Nis

2007

İçine yerleşmek

Mahir KAYNAK 03 Nisan 2007

Bir siyasi hareket sadece ad ve sloganlarıyla değerlendirilirse, eylemlerinin sonuçlarının ne olacağıyla ilgilenilmez, geçmişi ve söylemleriyle konumu belirlenirse ciddi yanlışlıklara sebep olunur..

Cinayetler ve yakalanan tetikçiler, bunları yönlendirdiği iddia edilen ağabeyler, andıçlar ve günlükler, bir adım gerilerinde inançları için mücadele ettiğini söyleyen insanlar. Bu yolla ülkede darbeler yapılıyor, siyasi iktidarlar devriliyor ya da yeni birisi iktidara taşınıyor ama arka planı son derece sığ. Ne büyük bir güç var ne de anlı şanlı istihbarat servislerinin faaliyeti. Araştırma ve soruşturmaların sonuçları gerçeği ortaya çıkaran bir faaliyet olmaktan çok operasyonun bir uzantısı gibi görünüyor. Eylemleri yapanların şöhreti hareketin ne amaçla yapıldığını belirliyor ama kimse söz konusu eylemin nasıl bir sonuç yaratacağını hesaplamıyor.

Toplumu yönlendiren güçlerin sık kullandıkları metotlardan birini ‘İçine Yerleşmek’ olarak adlandırıyorum. Ülkedeki herhangi bir yönlendirme operasyonunda yabancı servislerin izine rastlayamazsınız. Aktörler çoğunlukla yerli dernek, örgüt, cemaat veya topluluklardır. Bunların faaliyetlerini şüpheyle karşıladığınız zaman da onların başkaları tarafından kurulmuş ve yönlendirilen örgütler olduğunu düşünürsünüz. Oysa sistem böyle işlemez.

Var olan bir yapıyı ele geçirme ve onun adını kullanarak eylemler yapma en sık kullanılan metottur. Böyle bir durumda örgütü kuran ve yönetenler kararları kendilerinin verdiğini zanneder ve hızlı gelişmelerini kendi başarıları sayarlar. Lider yerini korur, söylemlerinin ana çizgisi değişmez, başlangıçta öngördükleri hedeflerine doğru ilerlediklerini düşünürler. Gerçekte artık bir maske haline dönüşmüşlerdir ve yapılan her şey onların adını taşır ama ulaşılan sonuçlar başkalarının amaçlarına hizmet eder. Mesela muhtaçlara yardım amacıyla kurulan bir dernek, günün birinde, bir sürü yardımseverin bağışlarıyla ve bunları dağıtacak gönüllülerle dolar.Kurucular ve yönetenler mutludur ve amaçlarına ulaştıklarını sanırlar ama ne gelen paraların kaynağını ne de kimlere verildiği bilmezler.

Siyasi hareketlerin zaman içinde ciddi değişikler gösterdiğini ve başlangıçtaki isim, lider ve gündelik söylemlerinde süreklilik olmakla birlikte stratejik yaklaşımlarının değiştiğini gözleriz. Bu onu yönetenlerin yeni şartlara uyumu mudur yoksa iç yapılarına yerleşen yeni bir gücün eylemleri midir sorusu cevapsız kalır. Yeni bir örgüt kurmak yerine var olan birini ele geçirmek, onun birikimlerini kullanmak çok sık kullanılan bir metottur. Var olan örgütün efsaneleşmiş lider ve geçmişi yeni güç için paha biçilmez bir kazanç anlamı taşır. Bunun en güzel örneği Almanya’nın, Birinci Dünya Savaşında komünist hareketi Rusya’yı savaş dışına çıkarmak için desteklemesi ve Stalin’in eliyle Rusya’nın Almanya’nın kullandığı Komünist Partisini ele geçirmesi ama onu yıkmak yerine kendi yönünde kullanmasıdır. Eğer liderinin kendi misyonu yoksa onu değiştirmeden politikalarına yeni bir yön vermek de mümkündür ve en sık kullanılan metot budur. Böylece, mesela, sol bir partiyi kapitalizmin hizmetine sunabilirsiniz.

Ziyaret -> Toplam : 125,17 M - Bugn : 54154

ulkucudunya@ulkucudunya.com