ALİ ULVİ KURUCU
01 Ocak 1970
Peygamber sevgisiyle gittiği Medine’den bir daha ayrılamayan Hak dostu Ali Ulvi Kurucu Hoca aşığı olduğu ‘Medine Gülü’ne kavuştu.
Kurucu, cuma günü kalp krizi geçirmesi nedeniyle kaldırıldığı Medine’deki Melik Fahd Hastanesi’nde dün Türkiye saatiyle 22.00 sularında vefat etti. 81 yaşındaki Kurucu’nun üç aydır sağlık problemleri olduğu öğrenildi. Vefatından önce yanında bulunan doktoru Kayed el– Kayd, Kurucu’nun vefat etmeden önce şuurunun yerine geldiğini ve bütün Müslümanlara dua ettiğini söyledi.
81 yaşında hayata veda eden Ali Ulvi Kurucu, 60 yıldır Medine–i Münevvere’de yaşıyordu. Senenin belirli bir bölümünü ise Türkiye’de geçirmeye özen gösterirdi. Emekli olduktan sonra bütün zamanını Medine’ye gelen misafirlerine ve ibadete ayıran Ali Ulvi Kurucu Hocaefendi, yetişen imanlı nesli gördükçe kendini, “Sizler benim gerçekleşen rüyalarım, kabul olunan dualarımsınız.” demekten alıkoyamıyordu. Ömrü Medine–i Münevvere’de Peygamber Aleyhisselâm’ın yanıbaşında huzûr ve sükûn içinde geçirmiş, dünyanın her tarafından o nurlu şehre gelen ilim adamlarıyla, saf Müslümanlarla görüşmüş, onları misafir etmekten büyük haz almıştı. İlim cevrelerince İslam’ın nuru, vakarı, izzeti alnında parıldayan bir şahsiyet olarak nitelendiriliyordu. Ali Ulvi Kurucu , Âkifvârî şiirleri ve Safahat’ı ezbere bilmesiyle tanınıyordu.
1920’de Konya’da doğan Kurucu, ilk ve orta öğrenimini burada okudu. Hafızlığını tamamladıktan sonra 1938 yılında ailesi ile birlikte Medine’ye gitti. Yüksek öğrenimini Kahire Ezher Üniversitesi’nde tamamladı. Medine’de uzun müddet Evkaf Dairesi’nin İnşaat ve Sicillat Emini olarak çalıştı. 1953’ten 1975’e kadar Sultan Mahmud’un yaptırdığı Mahmudiye Kütüphanesi’nde, daha sonra da 1985’te emekli olana kadar Şeyhülislam Arif Hikmet Kütüphanesi’nde çalıştı. Ecdad yâdigârı on binlerce kıymetli eser elinden geçti. Kurucu’nun iki erkek, bir kızı olmak üzere üç çocuğu da Medine’deydi.
Mükremin Albayrak / İstanbul - 04.02.2002
Ali Ulvi Kurucu’nun cenazesi 05.02.2002 Mescid–i Nebevi’de öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra Cennetü’l Baki’de toprağa verildi. Allah Rahmet etsin (Amin).
HAKKINDA YAZILANLAR
Büyük ruhlu, güzel insanlar gönüllerde yaşar
Mustafa Doğru
Zaman 16 Şubat 2002
Ali Ulvi Kurucu merhum ömrünün son günlerinde kızına şöyle tavsiyede bulunuyordu: “Kızım insan sadece şahsî hedef ve gayelerini ön planda tutarak yaşarsa vefatıyla hatıralardan silinir. Cemiyet, millet ve fikirleri uğruna yaşayanlar, ölseler de gönüllerde kalıcıdırlar. Gözler hep onları arar ve özler. Kim severek yaşarsa sevilerek ayrılır ve unutulmaz.”
Yaklaşık bir yıl önce, 3 Şubat 2002’de Medine–i Münevvere’de, Hazreti Peygamber’in (sas) yanı başında dünyaya veda eden zamanımızın ilim, irfan ve şiir üstadlarından Ali Ulvî Beyefendi, 80 yılı bulan ömrü boyunca her halini hizmet şuuru ile yaşamış müstesna bir şahsiyettir. Hayatını, kızına verdiği öğüt doğrultusunda geçirdiği için bu ve bundan sonraki nesillerin onu unutması mümkün değil. Vefat etmeden bir yıl önce ziyaret etme şerefine erdiğimiz merhum, son yıllarında boş durmamış her zamanki çalışkanlığı ile Kahire ve Medine merkezli kıymetli hayatının unutulmaz hatıralarını bantlara konuşarak kaydettirmiş ve büyük bir hizmette bulunmuş. Şimdi onun meyveleri birer birer derleniyor, hakkında yazılan kitaplar ölümünün üzerinden bir yıl geçtikten sonra birbiri ardına ilim dünyasıyla kucaklaşıyor.
Marifet Yayınları (0 212 526 22 70) tarafından hazırlanan seri, üstadın Akifvârî üslupla kaleme alınmış şiirlerinin toplandığı Gümüş Tül ve Alevler, nesirlerinin toplandığı Gecelerin Gündüzü, hatıralarının toplandığı Bir Ömürden Sayfalar, Medine Notları, Şeyh İbrahim B. İdrîs es–Sünûsî’den tercüme ettiği Asırlar Boyunca Parlayan Nur, Ebu’l Hasen en–Nedevî’den tercüme ettiği Muhammed İkbal ile kendisi hakkında basında çıkan yazıların bir araya getirildiği Ali Ulvi Kurucu’nun Ardından isimli kitaplardan oluşuyor. Bir Ömürden Sayfalar adı altında kızı Sâre hanım tarafından kaleme alınan hatıraları bir dönem İslam âleminin önemli şahsiyetlerinin resm–i geçidi gibi.