SULTAN IV. MURAT
01 Ocak 1970
Anarşist ve zorbaları ortadan kaldırmasıyla Osmanlı İmparatorluğunun kaderinde çok önemli bir rol oynayan ve "Bağdat Fatihi" namıyla tarihe geçen Osmanlı padişahıdır. 1612 yılında doğdu. Babası I. Ahmet'tir. 11 yaşında tahta çıktı. 21 yaşında iken, anarşi ve zorbalığın hüküm sürdüğü bir dönemde imparatorluğun idaresini eline aldı. Çok şiddetli önlemlerle devletin düzenini sağladı. Revan seferi ile Tebriz'i aldı. İkinci büyük seferinde ise Bağdat'ı fethetti. IV. Murat 1640 yılında 28 yaşında iken öldü.
Osmanlı tahtının on yedinci padişahı olan IV. Murat, 16 yıl 4 ay 8 gün saltanat sürmüştü. Bu müddetin büyük bir kısmı anası Mahpeyker Kösem Sultan'ın niyâbeti altında geçmiş bulunduğundan hakikî saltanat süresi 7 yıl, 9 ay 21 günden ibarettir. Ve bu kısa süre ise Osmanlı tarihinin en renkli olayları ile doludur. Zorbaların tahakkümü altında geçen annesinin naibeliği yıllarından sonra yeniçerilerin Sadrâzam Hâfız Ahmet Paşa'yı gözleri önünde parçalamaları ve ihtilâlin baş teşvikçisi Damat Topal Recep Paşa'yı sadarete getirmeleri IV. Murat'ın sabrını taşıran son damla olmuştu. Ablasının kocası olan Topal Recep Paşa, sırtını zorba yeniçerilere dayadıktan sonra koskoca imparatorluğu çiftlik gibi idare etmeye başlamıştı.
O kadar ki, IV. Murat'a "Padişâhım abdest alıp öyle dışarı çıkın" diye tehditlerde bulunacak kadar işi ileri götürmüştü. IV. Murat, eniştesinin sadaretinin üçüncü ayı dolmadan ilk çıkışını yapmak zorunda kaldı. Mağrur Sadrâzama:
"Gel beri Topal zorba başı" diye hitâp ettiği anda Recep Paşa onun bakışlarında bir fevkalâdelik olduğunu anlamış ve "Hâşâ pâdişâhım" diye inkâra kalkışacak olmuştu.
IV. Murat "Bre kâfir abdest al!" diye kükrediği anda ise sonunun geldiğini anlamıştı. Nitekim padişah arkasındaki zülüflü baltacılara dönüp "Tez başın vurun şu hainin" dediği anda ilmik, Topal Recep Paşanın boğazına geçirilmiş ve oracıkta boğuluvermişti.
Bu çıkışı ile idareyi fiilen eline alan IV. Murat, büyük bir zorba avına girişti. Bâzı tarihlere göre, memleketteki düzeni sağlamak için 50 bin kelle vurdurdu, fakat sonuçta asayişi sağlamayı başardı.
Benzersiz derecede kuvvetli bir bünyeye sahip olan IV. Murat, spora aşırı düşkünlük ve kabiliyeti ile de ün yapmıştı. Topkapı Sarayı'nda demir bir kapıyı okla delmesi, Timuroğlu Şâhı Cihân'ın, "Kılıç ve kurşun kâr eylemez" diye hediye olarak gönderdiği fil derisinden yapılma ve gergedan derisi ile kaplı kalkanı elçinin gözleri önünde mızrak ile delmesi, Eski Saray (Bugünkü İstanbul Üniversitesi merkez binası, Beyazıt) bahçesinden attığı ciridi Beyazıt Camiinin minaresinin dibine düşürmesi, Halep Kalesi üzerinden fırlattığı okun şehir meydanına saplanması onun acı kuvvetinin olduğu kadar mızrak ve ok atmaktaki becerisinin de ifâdesidir.
Memlekette nifak tohumlarının kahvehane gibi umumî yerlerde atıldığına kanaat getiren IV. Murat, şehirdeki bütün kahvehaneleri kapattığı gibi toplantıları da yasaklamıştı. Bu arada İstanbul'un büyük bir kısmını kül eden yangından sonra tütün içilmesini de yasakladı.
Geceleri sokaklarda tebdil-i kıyafet gezdiği için, başına herhangi bir şeyin gelmesinden çekinerek fenersiz sokağa çıkma yasağını da koydu. Bütün bu yasakların uygulanmasında öylesine şiddet gösterdi ki, tütün içenin de, fenersiz dolaşanın da, meclis kuranın da oracıkta kafalarını vurdurdu. Hattâ bu işte daha da ileri giderek, şüphelendiği evlerin damlarına çıkarak ocak bacalarını koklayıp tütün veya kahve içilip içilmediğini dahi bizzat kontrol etti.
Vehimler içinde bir insandı IV. Murat. Bir zamanlar pek sevdiği ve yanından eksik etmediği ünlü şair Nef'î, Sihâm-ı Kazâ isimli hicviyesini okurken sarayın pek yakınına yıldırım düşmesini bir uğursuzluk kabul edip Nef'î'nin hiciv yazmasını yasakladı. Bunun üzerine büyük şairi çekemeyenlerden biri şu beyti söylemişti:
Gökten nazîre indi sihâm-ı kazasına
Nef'i diliyle uğradı Hak'kın belâsına
Ancak Nef'î verdiği sözde fazla durmayıp Sadrâzam Bayram Paşa hakkında hayli ağır bir hicviye yazmaktan kendini alamayınca, cezasını kellesiyle ödedi. Nef'î'yi, sarayın odunluğunda boğduran IV. Murat, cesedini de denize attırdı.
IV. Murat, içkiye aşırı düşkünlüğü ile de tanınan bir padişahtır. Bu yüzdendir ki, ayyaşlığı bugün dahi dillerde dolaşan Bekri Mustafa'ya sarayda görev verdiği ve işret sofrasında kendisiyle yarenlik ettiği söylenir.
İçkiye karşı olanca düşkünlüğüne rağmen, içki yasağı da koyan IV. Murat, Bağdat'ın fethinden dönüşünde birden rahatsızlandı. Bâzı Osmanlı tarihçilerine göre "Goutte-Nikris", bâzı tarihçilere göre ise siroz hastalığından, 1640 yılında henüz 28 yaşında iken hayata gözlerini yumdu.