« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

27 Ara

2020

ABDURRAHMAN VAHÎD

Martin Van Bruınessen 01 Ocak 1970

4 Ağustos 1940’ta Doğu Cava’nın Jombang şehrinde doğdu. Halk arasında “Gus Dur” lakabıyla tanınmıştır. Aile kökenine işaret eden “Gus” kelimesi Cava dilinde “kiai” (âlim, müderris) çocukları için kullanılan bir şeref unvanı, “Dur” da Abdurrahman isminin halk dilindeki kısaltılmış biçimidir. Baba ve anne tarafından dedeleri, Doğu Cava’nın Jombang bölgesinde geleneksel dinî eğitim kurumları olan pesantrenlerin kurucuları ve yöneticileri olup Nehdatü’l-ulemâ’nın 1926’daki kuruluşunda aktif görev almışlardır. Babası K. H. Abdülvahîd Hâşim 1940’lı yıllarda bağımsızlık hareketlerinde öncü rol oynamış, 1949-1952 yılları arasında yeni kurulan Endonezya Cumhuriyeti’nin Din İşleri bakanı olarak görev yapmıştır. Abdurrahman ilk öğrenimini Cakarta’da, orta öğrenimini Orta Cava’da Yogyakarta’daki bir ticaret okulunda tamamladı. Yogyakarta’da bir yandan da Nehdatü’l-ulemâ âlimlerinden K. H. Ali Maksum’un Krapyak pesantreninde Arapça, fıkıh, tefsir ve hadis gibi dersler okudu. Dinî öğrenimine Magelang’da ve Jombang’daki pesantrenlerinde devam etti. Buralarda edindiği klasik dinî bilgilerin yanı sıra Çince-Endonezyaca romanlardan Rus klasiklerine, Marksist literatüre ait kitaplardan İhvân-ı Müslimîn liderlerinin eserlerine kadar çok çeşitli konularda eserler okudu. İngilizce, Arapça, biraz da Almanca ve Felemenkçe öğrendi. Bu arada geleneksel Cava mistisizmine ve Çin kültürüne ilgi duydu; bir mühtedi olan Almanca hocasından klasik Batı müziği ve edebiyatı zevkini edindi. 1963’te Mısır’a giderek dört yıl kadar Ezher Üniversitesi’nde Arapça ve dinî ilimler tahsil etti. Kahire Amerikan Üniversitesi Kütüphanesi’nde düzenlenen seminer ve toplantılara katıldı. Ezher’deki hocalarının aşırı muhafazakârlığını benimsemese de Kahire’nin zengin kültür yapısından etkilendi. Kahire’deki Endonezya öğrenci derneğinin başkanlığını üstlendi, yayımladığı öğrenci dergisinde yazılar yazdı. Daha sonra Irak’a geçen A. Vahîd 1966-1970 yıllarında Bağdat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap Edebiyatı Bölümü’nde de öğrenim gördü. Felsefe, din, siyaset ve tartışma konularını içeren Arapça, İngilizce ve Fransızca kitaplar okudu. Lisans üstü öğrenimi için Hollanda ve Almanya’daki üniversitelere yaptığı başvurular diplomasının tanınmaması yüzünden sonuçsuz kalınca 1971’de ülkesine döndü.

Abdurrahman Vahîd, Endonezya’da dedesi Bisri Şansurî’nin Jombang’daki pesantreninde ders vermeye başladı. 1972-1974 yıllarında buradaki Hâşim Eş‘arî Üniversitesi’nin Usûlüddîn Fakültesi’nde hocalık ve dekanlık yaptı. 1974-1980 arasında Tebuireng Pesantreni’nin genel sekreterliğini yürüttü. Pesantrenlerin genel durumu hakkında geniş mâlûmat sahibi olduktan sonra bu okullardaki dinî eğitim tarzıyla modern eğitim arasındaki büyük farkın giderilmesi gerektiği kanaatine vardı. 1978’de başşehir Cakarta’ya taşınarak Cakarta’nın güneyindeki Ciganjur Pesantreni’nin yöneticiliğini üstlendi. Bu arada düzenli olarak Cakarta’daki Nehdatü’l-ulemâ mensuplarının yanı sıra müslüman ve gayri müslim aydınlar, sanatçılar, gazeteciler ve halkın ileri gelenleriyle iyi ilişkiler kurdu. 1979’da teşkilâtın Cakarta’daki merkez komitesi üyeliğine seçildi. Cakarta’da toplum temsilcileriyle önde gelen pesantrenleri buluşturarak pesantren merkezli kitlesel kalkınma projelerinin geliştirilmesine öncülük etti. Ayrıca Prisma, Tempo ve Kompas gibi dergi ve gazetelerde İslâm kültürü, modern İslâm düşüncesi, sinema, edebiyat, spor, uluslararası ilişkiler konusunda yazılar yazdı. 1982’de Cakarta Güzel Sanatlar Konseyi başkanlığına seçildi. Cakarta Ulusal Film Festivali’nin jüri başkanlığını yaparak genç kuşak Nehdatü’l-ulemâ mensupları ve liderlerinin geniş sosyal çevrelerle ilişki kurmalarına öncülük etti. 1980’li yıllarda yurt dışına gidip aynı şekilde sosyal ve dinî kesimlerle ilişkiler kurdu. Uluslararası Diyalog Vakfı danışmanlığı, Din ve Barış Konferansı Başkanlık Kurulu üyeliği gibi görevler aldı. Çoğulcu din anlayışına katkısı sebebiyle Ağa Han İslâm mimarisi ödülüne aday gösterildi. Demokrasiye ve dinler arası ilişkilere önem vermesinden dolayı 1993’te toplumsal liderlik alanında Ramon Magsaysay ödülüne lâyık görüldü.

Entelektüel ve sosyal içerikli faaliyetleriyle cemiyet içindeki itibarı sürekli yükselen A. Vahîd üst düzey yöneticilerle temaslar kurdu, dini siyasetten uzak tutmaya çalışan Suharto yönetiminin politikalarını destekledi, Nehdatü’l-ulemâ’nın yenileşerek sosyal ve dinî içerikli bir harekete dönüşmesi için çalıştı. 1984’teki kongrede devletin resmî felsefesi olan Pancasila’nın teşkilâtın ilkeleri olarak kabul edilmesini sağladı. Aynı kongrede yine onun görüşleri doğrultusunda teşkilâtın, müslüman grupların siyasî kolu olan Birleşik Kalkınma Partisi ile bağlarını kesmesi kararlaştırıldı. Kongrede ayrıca siyaset eksenli duruş sergileyen ve Nehdatü’l-ulemâ’nın yirmi sekiz yıldan beri genel başkanlığını yapan K. H. İdhem Hâlid’in yerine Abdurrahman Vahîd seçildi; pek çok yenilikçi arkadaşı da teşkilâtta etkili pozisyonlara getirildi. Batı eğitimine önem veren Abdurrahman Vahîd, genç Nehdatü’l-ulemâ üyelerinin yurt dışında üniversite tahsili yapmalarını teşvik etti. Ekonomik alanda ortaklıklar oluşturulmasını ve Nehdatü’l-ulemâ taraftarı küçük işletmelerle Çinli büyük işletmeciler arasında ekonomik bağlar kurulmasını önemsedi. Vizyon sahibi bir lider olmakla birlikte yeterli sayıda yetişmiş elemanın yokluğu yüzünden her zaman başarılı olmasa da gerçekleştirdiği sıra dışı faaliyetlerle 1989 ve 1994 kongrelerinde de teşkilâtın genel başkanlığına seçildi.

1990’lı yılların başlarından itibaren siyasî konulara daha çok önem veren Abdurrahman Vahîd’in Suharto yönetimiyle arası açıldı. Suharto, İslâmcı muhalefeti rejimle uzlaştırmak için B. J. Habibie başkanlığında Endonezya Müslüman Aydınlar Birliği adlı bir teşkilât kurdu. A. Vahîd’in muhalefetine rağmen birçok yenilikçi müslüman şahsiyetin ve sivil bürokratın üye olduğu bu birlik muhafazakâr kesimden bazı Nehdatü’l-ulemâ liderlerini de bünyesine aldı. Bunun üzerine Abdurrahman, bu birliğe karşılık 1991’de kırk üç aydınla birlikte gayri müslim kesimlerin de üye olduğu Demokrasi Formu’nu oluşturdu. Demokrasi Formu, etkili görüşleri yanında Abdurrahman Vahîd’in Nehdatü’l-ulemâ başkanı olarak basınla iyi ilişkiler kurmasının da katkısıyla Endonezya Müslüman Aydınlar Birliği’nden daha çok etkili oldu.

1998’deki halk ayaklanmaları neticesinde yıkılan Suharto yönetimi sonrasının çok partili siyasî ortamında, 1984 yılından itibaren uyguladığı Nehdatü’l-ulemâ’nın siyaset dışı kalması politikasına nihayet veren A. Vahîd, Temmuz 1998’de Millî Uyanış Partisi’ni kurdu. 1999 yılı sonlarında diğer İslâmcı ve seküler partilerin de desteğiyle devlet başkanı seçildi, rakibi Megawati de başkan yardımcısı oldu. Devlet başkanlığı süresince Endonezya’nın çok kültürlü yapısıyla uyuşan, sivilleşme ve demokratikleşmeyi geliştiren, dinî radikalizmi reddeden bir politika izlemeye çalıştı. Ancak ülkenin kültürel yapısı bu politikaya yeterince hazır olmadığından onun başkanlık döneminde ülkede ayrılıkçı hareketler yaşandı ve toplumsal çatışmalar arttı; kendisinin ordu ile farklı görüşlere sahip olması çeşitli krizlere yol açtı. Polis ve askerî kuvvetleri yeterince denetimi altına alamaması, hatta bazı bakanlarının kendisinden bağımsız hareket etmesi üzerine giderek güç kaybetti. Nihayet yirmi bir ay süren görevinin ardından meclis tarafından devlet başkanlığından uzaklaştırıldı. Buna rağmen eski sevenleriyle birlikte bazı dinî azınlıkların, insan hakları taraftarı grupların ve liberal düşünceli aydınların desteğini kaybetmedi. Ciddi sağlık sorunlarına ve görme duyusunu kaybetmesine rağmen siyasî faaliyetlerini, toplumu aydınlatma işlevini sürdürdü. Hayatının son günlerini çeşitli hastalıklarla geçiren Abdurrahman Vahîd 30 Aralık 2009 tarihinde Cakarta’da vefat etti, cenazesi memleketi Jombang’a götürülerek babasının pesantreninin yanına defnedildi.

Abdurrahman Vahîd sistemli bir düşünür olmamakla birlikte mevcut düşünce sistemlerini başarıyla uygulayan bir müslüman aydındır. Toplumsal kalkınma, insan hakları, liberal teoloji ve modern hermenötik gibi konulardaki görüşleri fıkıh terimleriyle açıklamaya ve bunları “makasıdü’ş-şerîa” tartışmaları ekseninde yorumlamaya çalışmıştır. Bilhassa fıkıhtaki maslahat prensibine büyük önem vermiş, birçok fıkıh kuralının modern hayatın ihtiyaçlarına göre yeniden yorumlanması gerektiğini savunmuştur. Modern bir düşünce olan İslâmî devlet kavramına şiddetle karşı çıkmış, bu kavramın geleneksel İslâm’a yabancı olduğunu, buna karşılık adalet ve şûra gibi İslâmî ilkelerin liberal demokrasiyle uyuştuğunu düşünmüştür. Ona göre devletin siyasî temelini ve ideolojisini dine dayandırmak doğru değildir. Esasen dinî kaynaklardaki prensiplerin yönetimde hâkim olduğu bir sistem tabiatı itibariyle İslâm’a da uygundur. A. Vahîd, Kur’an ve Sünnet’te belirli bir hükümet biçimi olmadığını belirterek din temelli partilere ve teokratik devlet sistemine de muhalefet etmiş, Endonezya’daki siyasal İslâmcı hareketleri reddedip ülkenin kültürel formlarıyla birlikte ortaya çıkan geleneksel ve kültürel İslâm anlayışını benimsemiştir. Günümüz demokrasi değerlerinin İslâm’ın evrensel değerleriyle örtüştüğünü belirtmiş, hürriyet, adalet ve istişareyi üç önemli demokratik değer olarak görmüştür. Ayrıca dinî özgürlüklere ve dinî azınlıkların haklarının korunmasına sıkça vurgu yaparak kuşatıcı, demokratik ve çoğulcu bir toplumsal yapıyı savunmuştur.

Eserleri. Abdurrahman Vahîd doğrudan bir eser yazmamakla birlikte çeşitli dergi ve gazetelerde yazılar kaleme almış, bu yazıları ve çeşitli platformlardaki konuşmalarıyla tebliğleri kitap haline getirilerek yayımlanmıştır: Bunga Rampai Pesantren (Jakarta 1978), Muslim di Tengah Pergumulan (Jakarta 1981), Kiai Menggugat Gus Dur Menjawab, Sebuah Pergumulan Wacana dan Transformasi (Jakarta 1989), Kiai Nyentrik Membela Pemerintah (Yogyakarta 1998), Tabayyun Gus Dur (Yogyakarta 1998), Islam, Negara, dan Demokrasi, Himpunan Percikan Perenungan Gus Dur (Jakarta 1999), Prisma Pemikiran Gus Dur (Yogyakarta 1999), Tuhan Tak Perlu Dibela (Yogyakarta 1999), Gus Dur Menjawab Perubahan (Jakarta 1999), Membangun Demokrasi (Bandung 1999), Mengurai Hubungan Agama dan Negara (Jakarta 1999), Melawan Melalui Lelucon (Jakarta 2000), Islamku, Islam Anda, Islam Kita: Agama Masyarakat Negara Demokrasi (Jakarta 2006), Islam Kosmopolitan: Nnilai-nilai Indonesia, Transformasi Kebudayaan (Jakarta 2007). Son iki eser onun temel görüşlerini yansıtan en önemli seçme yazılarını içermektedir.

Ziyaret -> Toplam : 125,15 M - Bugn : 27505

ulkucudunya@ulkucudunya.com