Biz tek parti sanıyorduk meğer Türkiye'de koalisyon varmış
Müyesser Yıldız 01 Ocak 1970
İddianameye göre ise meğer ülkemizi 2018’den beri koalisyon hükümeti yönetiyormuş…
Eski Yarbay Mehmet Alkan’ı tanıyorsunuz.
2015 yılında Şırnak Beytüşşebab'da PKK'lı teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan'ın abisi.
Şehit olan kardeşinin cenaze töreninde “Açılım sürecine” tepki göstermişti.
Jandarma Genel Komutanlığı’nca hakkında idari soruşturma yapıldı. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra “FETÖ/PDY iltisakı” olduğu iddiasıyla TSK’dan atıldı. Avukatlık ruhsatı iptal edildi. “FETÖ üyeliğinden” yargılandı, beraat etti.
Arkasından şehit kardeşini anlattığı “Ali’m ve Sonrası” isimli kitapta, “halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağıladığı” gerekçesiyle aleyhinde dava açıldı.
Son olarak sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar yüzünden MHP’lilerle karşı karşıya geldi.
Konumuz, Mehmet Alkan’ın başına gelenler değil, MHP lideri Bahçeli’nin şikâyeti üzerine hazırlanan iddianamede yer alan ilginç ifadeler.
Şikâyetin sebebi, Alkan’ın 3 Eylül 2019’da Twitter hesabından yaptığı bir paylaşım.
Bahçeli’nin avukatı, 9 Temmuz 2020’de Alkan’dan şikâyetçi oldu.
Savcılık 10 Ağustos’ta Alkan’ın ifadesini aldı. Alkan, şikayete konu paylaşımı kendisinin yaptığını, paylaşımında herhangi bir suç unsuru bulunmadığını, ayrıca 6 aylık zaman aşımı süresinin dolduğunu ve Bahçeli’nin kamu görevlisi olmadığını söyledi.
Tüm deliller toplandıktan sonra 14 Eylül’de Alkan’ın “kamu görevlisine hakaretten” cezalandırılması için iddianame düzenlendi. İddianamede, suçu “kasten” işlemesi sebebiyle Alkan’ın “belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılması” da istendi.
Bu cezaların istenmesinin gerekçesi anlatılırken kullanılan ilginç ifadelere gelirsek; şöyle denildi:
“… toplanan delillere ve suça konu paylaşımın içeriğinde ‘Akapenin kuyruğu Bahçeli’ ifadesine de yer verilmiş olmasına göre, paylaşımın 24/06/2018 tarihinde yapılan seçim sonuçlarına istinaden Ak Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında koalisyon hükümeti kurulmuş olmasına dayalı olduğu, şüphelinin sosyal medya hesabı üzerinden herkesin erişimine açık şekilde, Milliyetçi Harekat Partisi Genel Başkanı ve milletvekili olması nedeniyle kamu görevlisi sıfatına haiz olan müştekinin bu sıfatı nedeniyle ve kamusal kimliğine dayalı olarak müştekiye karşı hakaret içeren ve onu aşağılamaya, küçük düşürmeye matuf paylaşım yapmaktan ibaret eylemi ile TCK'nın 125/2.maddesinde düzenlenen sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçunu işlediği, eylemin kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmiş olması nedeniyle hakkında TCK'nın 125/3.a maddesi hükmünün, eylemin kalabalık sayıda kişinin öğrenmesini mümkün kılacak şekilde herkese açık biçimde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle hakkında TCK'nın 125/4.maddesi hükmünün uygulanması gerektiği…”
Evet, AKP-MHP 24 Haziran seçimlerine Cumhur İttifakı ile katıldı…
Evet, AKP-MHP koalisyon ortağı gibi davransa da resmiyette AKP tek başına iktidar…
İddianameye göre ise meğer ülkemizi 2018’den beri koalisyon hükümeti yönetiyormuş…
Yargıda 1 numaralı sorun “türban”mış gibi alevli tartışmaların yaşandığı bu günlerde, yargıdaki bilgi, birikim ve algının halini göstermesi açısından çok çarpıcı bir iddianame, değil mi?