« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Mar

2021

Tahsin Banguoğlu

1904 - 03.03.1989 01 Ocak 1970

Dilbilimci, eğitimci, siyaset adamı Tam adı Hasan Tahsin Banguoğlu olup, Drama eşrafından Ahmet Cevdet Efendi ile Rukiye Hanım’ın oğludur. Balkan Savaşı (1912-13) sırasında ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. İlk ve orta öğrenimine Selanik’te Fransızca öğretim yapan Mission Laice Françes’te başlayarak, Drama’da sürdürdü. 1926 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ni ve 1930 yılında İstanbul Dârülfünûnu (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi. 1930-32 yılları arasında Ankara’daki Gazi Terbiye Enstitüsü’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1932 yılında doktora çalışmaları için Berlin’e gönderilerek, ünlü Türkiyâtçı Willy Bang-Kaup’ın (1869-1934) yanında doktora çalışmasına başladı. Hocasının ölümü üzerine Breslau Üniversitesi’ne geçti ve burada F. Giese ve Carl Brockelmann’ın (1868-1956) yanında eğitimini sürdürdü. 1938 yılında “Altosmanische Sprachstudien zu Suheyl ü Nevbahar” başlıklı tez çalışmasıyla doktor unvanını aldı. Aynı yıl içinde Ankara’ya döndü ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Edebiyatı Enstitüsü’ne Türk dili doçenti olarak atandı.

Banguoğlu, 1943 yılında Bingöl Milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’ne girdi ve 1948 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’na getirildi. Bu görevi sırasında ilköğretime din derslerinin konması, imam-hatip okullarının açılması ve ilahiyat fakültesinin kurulması çalışmalarını yaparak, bakanlık görevini 1950 yılına kadar sürdü. 1950-55 yılları arasında Ayvalık’ta çiftçilik işleriyle uğraştı. 1955’te İngiltere’ye gitti ve 1959’a kadar Londra Üniversitesi’ne bağlı School of Oriental and African Studies adlı kuruluşta eski ve yeni Türk lehçeleri okutmanı olarak çalıştı, karşılaştırmalı Türk dilleri dersi verdi. Daha sonra Ankara’ya döndü ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde profesör olarak Türkçe Dinî Metinler Kürsüsü’nde dersler vermeye başladı. 1960’ta İlahiyat Fakültesi Dekanlığı’na getirildi. Bir ara İstanbul’a giderek İstanbul Üniversitesi’nde ve Robert College’de görev yaptı.

Tahsin Banguoğlu, 1960-63 yıllarında Türk Dil Kurumu Başkanlığı görevinde bulundu. 1961 yılında CHP’den Cumhuriyet Senatosu Edirne üyeliğine seçildiyse de İsmet İnönü’nün “ortanın solu” politikasına karşı çıkıp CHP’den ayrılarak Yeni Türkiye Partisi (YTP)’e geçti, 1966 yılında bu partinin genel başkanlığını yaptı. 1973 genel seçimlerinden sonra siyasal yaşamdan çekildi. 1963-66 yılları arasında Halkevleri genel başkanlığı yaptı. Siyasî hayattan çekildikten sonra bilimsel çalışmalara yöneldi. 1989’da öldükten sonra kimi öğretim kurumlarına adı verildi. Arapça, Farsça, Eski Türkçe ve Çağatayca’nın yanı sıra Almanca, Fransızca ve İngilizce de biliyordu.

Tahsin Banguoğlu, özellikle Türk Dil Kurumu Başkanlığı yaptığı yıllarda dil çalışma ve tartışmalarının içinde bulunmuş, bir bilim ve siyaset adamı olarak söyledikleri bugün tarihî belge değerindedir. Türkiye’nin en kıdemli dilcilerinden kabul edilen Banguoğlu, Türkiye’de ilk dilbilgisi kitabı olan “Ana Hatlarıyla Türk Grameri” (1941) adlı kitabı yazmıştı. Ayrıca “Türkçenin Grameri” (1974), adlı bir dilbilgisi kitabı daha vardır. Türkçecilik ve sadeleşme konularındaki yazılarını “Dil Bahisleri” (1987) adıyla bir kitapta topladı; 1965 Adalet Partisi iktidarı sırasında Tercüme Bürosu istifaları ve TBMM’deki dil tartışmaları üzerine yaptığı konuşmaları da bu kitapta yer almaktadır.

Araştırmalarını özellikle Türkiye Türkçesi’nin gramerini belirlemeye yönelten Banguoğlu, Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmaya ve yazı dilini konuşma diline yaklaştırmaya çalışmıştı. Gramer öğretimi ile matematik öğretimini aynı derecede önemli görüyor ve bunların birbirlerini bütünlediğini düşünüyordu. Arapçanın gramerini temele koyan ve Türkçenin gramerini bu kalıba uygun olarak dökmeye çalışan girişimlere karşı çıktı ve yeni Türk gramerinin dilin kendi yapısal niteliklerine ve gelişim biçimine uygun olması gerektiği ilkesini benimsedi. 1940 yılında yayımladığı Ana Hatlarıyla Türk Grameri adlı çalışması, Cumhuriyet Dönemi’nde bu yönde atılmış ilk önemli adım kabul edildi. Bundan sonra yayımladığı Türk Grameri I, Sesbilgisi (1959) ve Türkçenin Grameri (1974) adlı yapıtları ise bu yöndeki girişimlerini olgunlaştırmayı amaçlıyordu. 1985 yılında Bekir Sıtkı Sezgin ile birlikte Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülünü almıştı.

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 16487

ulkucudunya@ulkucudunya.com