Emir Sultan
1368 - 1429 01 Ocak 1970
Adı Muhammed bin Alî, lakabı Şemseddîn’dir. 770/1368-69 yılı civarında doğduğu tahmin edilmektedir (Algül vd. 1995: 146). Ona; Buhara’da dünyaya geldiği için “Muhammed Buhârî”, seyyid olduğu için “Emîr Buhârî”, Yıldırım Bâyezîd’in damadı olduğu için de “Emîr Sultân” denmiştir. Seyyid Alî Hüseyin’in oğludur.
Emîr Sultân, 793/1390-91’te Bursa’ya göç etmiş ve kendisini evlâdı gibi seven Yıldırım Bâyezid’in kızı Hundî Hatun’la evlenmiştir. Bursa’da Şemseddîn Fenârî’den ders ve icâzet almıştır. Yıldırım Bâyezîd’e Abbâsî halîfesi tarafından “Sultân-ı iklîm-i Rûm” unvanı verildiğinde kılıcını Emîr Sultân kuşatmıştır. Bursa’da herkesin manevi mercii olmuştur. Kendisine Yıldırım Bâyezîd’in gösterdiği sevgi ve hürmet, Çelebi Mehmed ve II. Murâd tarafından da gösterilmiştir.
“İntikâl-i Emîr” terkibinin gösterdiği 833/1429-30 tarihinde Bursa’da vefat etmiştir. Türbesi Emîr Sultân Camii yanındadır.
Dervişler asırlarca kafile hâlinde Bursa’ya yılda bir defa gelerek Emîr Sultân’ı ziyaret etmişler ve bu ziyaret ölümünden sonra da sürmüştür. Vefatından sonra müritlerinden Karasili Hasan Hoca yerine şeyh olmuştur.
Halvetiyye ve Nakşibendiyye tarikatlarının Nurbahşiyye koluna mensup olduğuna dair bilgi çelişkili görülmüş ve Kübreviyye tarikatına mensubiyetinin daha doğru olduğu bildirilmiştir (Algül vd. 1995:147). Ayrıca, halifelerinden Hasan ve Lutfullâh Efendilerin kendisinden naklettikleri bilgiye göre (Müzîlü’ş-Şükûk ve Cenâhu’s-Sâlikîn’den aktaran Algül vd. 1995:148) onun tarikat silsilesi babadan oğula intikal ederek on iki imam vasıtasıyla Hz. Alî’ye bağlanmaktadır.
Türk edebiyatında Emîr Sultân hakkında birçok manzume yazılmış olup bunlardan Bursalı Ahmed Paşa’nınki meşhurdur. Emîr Sultân için kaleme alınmış menâkıb-nâmeler mevcuttur. Bunlardan ikisi, halifelerinden Hasan Efendi’nin Müzîlü’ş-Şükûk’u ve Lutfullâh Efendi’nin Cenâhu’s-Sâlikîn’idir. Ayrıca İbrâhim bin Zeyneddîn’in Vesîletü’l-Metâlib fî Cevâhiri’l-Menâkıb’ı, Yahyâ bin Bahşî’nin Menâkıb-ı Cevahir’i, Ni‘metullâh'ın Menâkıb-ı Emîr Sultân’ı, Müdâmî’nin Dîvân-ı Müdâmî der-Vasf-ı Emîr Sultân’ı, Hüsâmeddîn’in Târîh-i Emîr Sultân’ı, Senâ’î’nin Menâkıb-ı Emîr Sultân’ı da önemli menâkıb-nâmelerdendir. Kaynaklarda Emîr Sultân’ın eser kaleme aldığına dair bir bilgi yoktur. Bunların bir kısmında onun Farsça ve Türkçe birkaç şiiri kaydedilmiş, ancak edebî kişiliğine dair bir değerlendirme yapılmamıştır.