Ali Uygur
Prof.Dr. Necmeddin Sefercioğlu 01 Ocak 1970
TÜRK Milliyetçiler Derneği’nin yapılabilen tek Kurultayı, 24-25 Temmuz 1952’de Ankara’da yapılmıştı. Askerlik görevim dolayısıyla Samsun’da bulunduğum için o toplantıya katılma coşkusunu yaşayamamıştım. 1 Nisan 1951’de tüzel kişilik kazanan Dernek, Kurultaya kadar beş kişilik kurucu-geçici ‘Umumî İdare Heyeti’nce yönetilmişti. Andığımız Kurultay’da ise, ‘Ana Nizamnâme’sine uygun olarak, o kurula, bir ‘Umumî Başkan ile altı ‘Umumî İdare Heyeti’ üyesi seçilmişti. Halûk Karamağaralı’nın yerine Umumî Başkanlığa Isparta Milletvekili M. Sait Bilgiç seçilmiş; Abdülhâdi Toplu ve Erhan Löker’in ayrıldığı Umumî İdare Heyeti’nde de, önceki Heyetten gelen Abdullah Savaşçı ve Necati Torun ile birlikte, Mehmet Antal1, Dr. Tahsin Tola2, Ömer Nuri Turumtay ve Ali Uygur görev almış idi. Ali Uygur’a, Heyetçe ‘Umumî Başkan Vekili’ görevi de verilmişti.
Onu, daha önceden tanımıyordum. Kendisi ile tanışmam, bundan dolayı, askerlik görevini tamamlayarak Ankara’ya dönüşümden, Kasım 1952’den sonra mümkün oldu. Uzun boylu, yakışıklı biriydi. Kendisine özgü, değişik bir sesi ve konuşma tarzı vardı. Konuşurken kelimeleri tane tane söyler, sözlerinin anlaşılmamasına yer bırakmazdı. Yüzüne yıllardır sürdürdüğü yöneticilik ve ‘müfettişlik’ görevlerinin ciddiyeti yansımıştı. Ama dost ve şakacı bir insandı. Onunla ta nışma şansını elde eden kişiler bu niteliklerini hemen farkeder, rahatlarlardı.
Ali Uygur, 1914 yılında Kilis’te doğmuştu. İlk ve orta okulları memleketinde okuduktan sonra 1935’te Adana İlköğretmen Okulu’nu bitirdi ve Bozüyük’ün Poyraz köyü öğretmenliğine atandı. 1938’de Gazi Terbiye Enstitüsü’nün Pedagoji bölümünü bitirdikten sonra meslek hayatı ilköğretim müfettişi, ilkokul müdürü ve maarif memuru olarak değişik şehirlerde geçti. 1950 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünde şube müdürlüğüne atanarak Ankara’ya geldi. Vakıflar’ın merkez örgütünde değişik görevler aldı. 1966 yılında Teftiş Kurulu Başkanı oldu. 1970’te kısa bir süre Istanbul Vakıflar Başmüdürlüğü yaptıktan sonra Genel Müdür Müşavirliğine atandı. 01 Haziran 1974’te emekli oldu. 15 Mart 1978’de uçmağa vardı.
Ali Uygur’la, üç yıl (1953-56) aynı kurumda, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde, çalıştığımız hâlde, orada tanışıp ilişki kuramamış olmamın üzüntüsünü her zaman duymuşumdur3. Fakat onu tanımaktan, dostluğunu kazanmaktan kaynaklanan mutluluğu da hep duyageldim. Bahçelievler pazar yeri yanındaki evinde düzenlediği yemekli sohbetlere ben de katılırdım. Ülküdaşlığın perçinlediği dostluğumuz uçmağa varışına kadar aksamadan sürdü. Geriye sık sık hatırladığım güzel anılar kaldı.
Onunla birlikte yaşadığımız, unutamadığım bir anı da rahmetli Remzi Oğuz Arık’ın Cebeci Şehitliğindeki cenazesini, aynı şehitlik içinde başka, uygun bir kabire taşımamızdır. O sırada Ali Beğ, ‘Remzi Oğuz Arık’ın Eserlerini Yayma ve Anıtını Yaptırma Derneği’nin başkan yardımcısı, ben de Yönetim Kurulu üyesi idim. Rahmetli Remzi Oğuz’un Şehitlik’te hava şehitleri arasında bulunan kabrinin, anıt mezar yapılmasına imkân verecek bir yere taşınması gerekiyordu. İlgili makamlardan gerekli izin alındıktan sonra bu taşıma işini ikimiz üstlenmiştik. Eski mezarın açılması, mezara tabutu içinde konulmuş olan cenazenin oradan çıkarılması, yeni mezara taşınması ve yerleştirilmesi, mezarın toprakla örtülmesi ve kitabe taşının başına dikilmesi hizmetlerini, tabiî işçilerin de yardımı ile, ikimiz gerçekleştirmiştik.
Ali Uygur, 1952’den sonraki Türkçü etkinliklerin hemen hepsine katıldı. Ankara’daki milliyetçi dernek ve oluşumların hemen hepsinde görev aldı. Türk Milliyetçiler Derneği, Türk Ocağı, Türk Milliyetçiler Birliği, yönetici olarak görev aldığı ve önemli katkılarda bulunduğu kuruluşlar arasında idi. Hayatı boyunca Türk milliyetçiliğine çok değerli hizmetlerde bulundu. Milliyetçi dergilerin bazılarında yazıları da yayınlandı.
Türkçülük ülküsünün gizli kalmış kahramanlarından biri de, kuşkusuz Ali Uygur’dur. O; aynı zamanda, Türk Milliyetçiler Derneği’nin kapatılması dâvâsına sanık(!) olarak katılıp ‘On lira para cezası’ ile onurlanan beş Türkçüden biri idi.
Nur içinde yatsın!
DİPNOTLARI
1- Genç yaşta uçmağa varmış olan Mehmet Antal Umumî İdare Heyeti üyeliğine seçildiği sırada lise öğrencisi idi. Yıl sonuna doğru TMD’ne yönelik sataşmalar arttığında bir dâvâya muhatap olma tehlikesine karşı Heyet üyeliğinden istifa ettirilerek yerine, çok genç yaşında bir deniz kazasında yitirmek bahtsızlığına uğradığımız yedek üye Süreyya Bilgiç çağırılmıştı. Derneğin kapatıldığı dâvâda sanık olarak S. Bilgiç bulundu ve ‘on lira para cezası’ ile onurlanmak Ona nasip oldu.
2- O sırada DP’den Isparta milletvekili olan Dr. Tola, bu sıfatı dolayısıyla TMD dâvasında yargılanmadı. Sonraki yıllarda da ‘Nurculuk’u seçerek milliyetçilikten ayrıldı. Kendisi vatansever, ilçesine unutulmaz hizmetler vermiş bir kimse idi.
3- Sanırım bu, o yıllarda kurumlarda yemek verilmemesi dolayısıyla memurların öğle vakti bir araya gelmelerinin mümkün olmamasından ve Genel Müdürlüğün o sırada meskûn bulunduğu Vakıflar Apartmanındaki yerleşim durumundan kaynaklanan bir durumdu. Birimlerde çalışanların birbirinden haberi olmuyordu. Bundan dolayı onu tanımam, bu çalışma yeri arkadaşlığımızı bilmeden, Dernekte mümkün olabildi.