Fatura 84 milyona!
İbrahim Kahveci 01 Ocak 1970
Birkaç beton müteahhidi rahat etsin diye 20 ay geçmeden 3. Merkez Bankası Başkanı da bir gece yarısı kararnamesi ile görevden alındı.
Bilinen gerekçe faizlerin artırılması
Ama ya bilinmeyenler...
Naci Ağbal bir fatura ödeyecekse o da “Kim adına operasyon çektiği” suçlaması olacak. Ama asıl büyük faturayı 84 milyon ödeyecek.
Evet, dünyada faiz etkisi azaltılıyor ama azaltanlarda
demokrasi var,
hukuk var,
adalet var,
liyakat var
Hepsinden önemlisi tutarlı bir yönetim var.
Bunların olmadığı ülkelerde de yükselen faizler ve bozulan ekonomiler var.
İşte o nedenle Merkez Bankasının 200 baz puanlık son faiz artırımı arkasından şu şekilde yazdım:
-Yüksek faize karşı mısınız? O zaman ağzınızdan birazcık demokrasi kelimesi çıksın; birazcık adalet cümlesi dökülsün, ya da liyakat diye bir şey olduğunu hatırlayın ve hatırlatın.
-128 milyar dolar satılırken sesinizi çıkartmadıysanız yüksek faize de sesinizi çıkartmaya hakkınız olamaz.
***
Sosyal medyadan ekonomi uzmanlarını, öğretim görevlilerini vs izleyin. Bu uzmanların partisi olmaz; çünkü işleri para kazanmak. Hatta ekonomi alanında öğretim görevlileri de bilimsel açıdan olaya bakarlar.
Naci Ağbal neden bu kesimlerin büyük oranda onayını aldı? Hatta partiden MB’ye atanmasına rağmen uyguladığı politikaya destek geldi. Bu saatten sonra Naci Ağbal’a bakanlık verilse de artık kaybedilen güven yerine konulamaz.
Bu iş bitmiştir.
***
Şimdi şu soruyu kendimize bir kez daha soralım: Ekonomide temel sorun faiz midir?
Yıl 2003: Ortalama tahvil faizi %46,3. Merkez Bankası reeskont kredi faiz ortalaması %43,0 ve bu faizlere karşılık ortalama enflasyon %25,5
Dikkat buyurun, enflasyonun nerede ise iki katı faizler var.
Yıl 2004: Ortalama enflasyon %8,6... MB reeskont kredi faiz ortalaması %38,0. Ortalama tahvil faizi ise %24,6
Dikkat buyurun, enflasyonun 3 katından fazla bir faiz oranı karşımızda.
Yıl 2005: Ortalama enflasyon %8,2... MB reeskont kredi faizi %23,0 ve ortalama tahvil faizi %16,4
Dikkat buyurun, enflasyonun 2 katı bir faizle karşı karşıyayız.
Peki 2003-2005 yılları ekonomide ne oldu?
Mesela ihracat 36 milyar dolardan 73 milyar dolara çıktı. Sadece bu 3 yılda ülkede reel yüzde 26,2 büyüme oranı yakalandı.
2003-2005 ekonomik başarılarından daha fazla bahsetmeye gerek yok. Burada yüksek faiz iyidir anlamı çıkmıyor. Hatta asıl meselenin faiz olmadığı anlamı çıkıyor.
Ülkeyi iyi yönetirseniz, kararlı ve öngörülebilir bir ekonomik model uygularsanız faizin yüksekliği bile sizi engellemez.
Ama son 20 ayda 3 MB Başkanını görevden alıyorsanız;
Demokrasi, hukuk, adalet, liyakat vs ne varsa yok ediyorsanız, faizi sıfır yapsanız da ekonomik kalkınma sağlayamazsınız.
Kilit noktayı burada görmek gerekiyor.
Kötü yönetimin faturasını faizler üzerinden hafifletmeye çalışıyor olabilirsiniz. Ama bu kısa vadeli balayılar dışında asıl uzun vadede ülkeyi yıkmaktadır.
***
Bir başka soru ile bitirelim.
Acaba faize karşı iseniz, 19 yıldır öne sürdüğünüz bütün ekonomik çözümler kredi-faiz ekseninde olmuştur.
Daha önceki hafta bile istihdam teşvikini ucuz kredi olarak açıkladınız.
Acaba Milleti bu kadar kredi/faiz eksenine başka bir kimse yollasa ne derdiniz. Milleti bankalara ve faize kim mahkûm etti?