Meclis-i Mebsan’ın kapatılması
11.04.1920 01 Ocak 1970
İtilaf Devletleri; Mebusan Meclisi’nin toplanması ile Millî Mücadele’nin zayıflayacağını, hükûmet ve padişah otoritesinin yeniden artacağını düşünüyorlardı. Ancak bu beklentilerin gerçekleşmemesi yanında meclisin bir de Misakımillî’yi kabul etmesi hoş karşılanmadı. Osmanlı Hükûmeti üzerindeki baskı artırıldı. Bazı bakanların görevden alınmasını isteyen İtilaf Devletleri, meclis başkanını tutuklamaya da teşebbüs ettiler. Millî Mücadele taraftarı milletvekillerinin tutuklanacağı haberlerini yaydılar. Bu baskılara dayanamayan Ali Rıza Paşa Hükûmeti 3 Mart 1920’de istifa etti.
Padişah yeni hükûmeti kurma görevini Salih Paşa’ya verirken hükûmet üyelerinin meclis dışından seçilmesini istedi. Bu yeni hükûmetin de Millî Mücadele taraftarı olacağını iddia eden İtilaf Devletleri 9 Mart 1920’de Türk Ocağı’nı bastılar. 15 Mart 1920’de yüz elli kadar Türk aydınını tutukladılar. 13 Kasım 1918’den bu yana yerleştikleri İstanbul’u 16 Mart 1920’de resmen işgal ettiler. Resmî daireler ele geçirildi. Telgraf merkezlerine el konuldu. Mebusan Meclisi basıldı. İleri gelen milletvekilleri tutuklanıp hapse atıldı. Bir bölümü de Malta Adası’na sürgüne gönderildi. 18 Martta son toplantısını yapmış olan Mebusan Meclisi de fiilen kapatılmış oldu.
İşgalden sonra İstanbul’dan kaçabilen vatansever aydın, asker ve milletvekilleri Ankara’ya gelerek mücadeleye Mustafa Kemal’in yanında devam ettiler. İtilaf Devletlerinin padişah ve hükûmet üzerindeki baskısı daha da arttı. Salih Paşa’dan Anadolu’daki Millî Mücadele’nin karşısında olduklarını açıklamasını istediler. Salih Paşa bunun üzerine sadrazamlıktan istifa etti (2 Nisan 1920).
Damat Ferit Paşa tekrar sadrazam oldu ve Millî Mücadele’ye katılanları asi ilan etti. Padişah da 11 Nisan 1920’de Mebusan Meclisi’nin hukuki varlığına son verdi. İstanbul’un işgal edildiğini Telgrafçı Manastırlı Hamdi Efendi’den öğrenen Mustafa Kemal hemen vali, komutan ve Müdafaaihukuk cemiyetlerini durumdan haberdar etti. İşgali, İtilaf Devletleri ve yabancı ülke temsilciliklerine gönderdiği telgraflarla protesto etti. Ancak sadece protestonun yetmeyeceğine inandığı için bazı tedbirler aldı.