TANER KALKANCI
01 Ocak 1970
1963 Yılında Edirne`de doğdu. Babası öğretmendi uzun yıllar boyunca ülkesinin çeşitli illerinde bulundu. En son ikamet yeri olan Bursa'da Çınar Lisesi'nin akşam okulunda okuyordu. Ailevi durumları iyi olmadığı için sabahları da çalışıyordu. Olay günü okul çıkışında arkadaşları ile birlikte evine doğru giderken yolda pusu kuran komünist militanların üç yerden çapraz ateşe tuttukları grupta Taner Kalkancı sırtından, Musa Ateş kolundan, Hayrettin Akbaş ise omzundan vurulmuştu.
Herkes bir yerlere kaçışıyordu. Taner Kalkancı sırtından vurulduğu halde dakikalarca koşmuş fakat vücudu hainlerin kurşununa yenik düşmüştü. Arkadaşları tarafından hastaneye kaldırıldı.
Taner Kalkancı hemen ameliyata alındı . Ameliyathaneden çıkan doktor babasına müjdeli haberi veriyor, kan bulunduğu durumda Taner Kalkancı'nın kurtulacağını belirtiyordu... Ancak gerekli kan zamanında yetiştirilemiyor ve Taner Kalkancı 21 Mart 1979 tarihinde şehit düşüyordu...
Ruhu şad olsun.
BİR KAN HİKAYESİ....
1979 yılının Eylül ayı. Bursa'da Taner Kalkancı ülküdaşımız pusuya düşürülür... Sekiz kurşun yarası alır... Hastaneye yetiştirilir... Ameliyata alınır... Ameliyat uzun sürer...Kan yetmez... Acil kana ihtiyaç vardır.. İkinci, üçüncü ameliyat gerekmektedir.. Gün geceye dönmüştür...
Çevre illere telefon edilir...
İzmir Ocak Başkanı Mehmet Ali Metin, Bursa'dan Himmet Ağabeyin acil kan yetiştirin imdadına 17 ünite kan hazırlar.
Elde taka bir Murat 124... Başka araç yoktur. Bir ağabeylerinin Renault arabasını isterler. Araba geldiğinde çeyrek depo benzin vardır.
Yetmiş beş liraya dolan depoyu tam doldurabilmeleri için elli yedi liraya ihtiyaç vardır. Ocakta bulunan sekiz on arkadaş ceplerini boşaltır, otuz sekiz lira toplarlar. On dokuz liraya ihtiyaç kalır.
Tam bu sırada başkanın odasına Turan İbrim ağabeyleri girer. Eczacı olan Turan Ağabeyleri:
- Hayırdır çocuklar, bu ne telaş?
- Abi, Bursa'ya kan yetiştirmemiz lazım, arabayı bulduk, benzin parasını denkleştiremedik. On dokuz liraya ihtiyaç var.
- Hadi şanslısınız, bizim eczane bugün nöbetçi, arayalım bakalım kasada kaç lira var?
Gültepe'deki eczane aranır... Kalfaya Turan ağabeyleri sorar:
- Kasada kaç lira var?
- 27 lira abi.
- Hemen çırakla ocağa gönder..
- Peki abi.
Para gelir. Turan ağabeyleri cebindeki 20 lirayı da ekler.
- Yolda lazım olur.Allah yolunuzu açık etsin, haydi yola koyulun bakalım...
Sabaha karşı saat 03.30'da hastaneye yetişirler. Hastanede toplanan kan 117 üniteyi bulur.
Ama bu kanlar Taner'e nasip olmaz. 03.05'te ülküdaşları ruhunu teslim etmiş, ülkücü şehitler arasında yerini almıştır.
Ramazan ile Yasin bitkin, yorgun ve üzgün, Öğle namazında Ulu Camii'nden cenazesi kaldırılacak olan Taner ülküdaşlarına son görevlerini yapmak için izin almak üzere İzmir Ocak Başkanı Mehmet Ali Metin'i ararlar.
- Başkanım, yetiştik yetiştik ama maalesef... Taner 03.05'te ruhunu teslim etmiş..Müsaade edersen cenazesini kaldırdıktan sonra yola çıkmak istiyoruz.
Telefonun diğer ucunda Başkanları titrek bir sesle,
- Allah rahmet eylesin. Bursalı ülküdaşlarımız şehidimizin cenazesine yeter. Siz buraya öğlen namazına yetişin, Turan İbrahim Ağabeyi eczanesinde kurşunladılar... Şehit oldu...