DECEI, Aurel Deceı
Semavi Eyice 01 Ocak 1970
15 Nisan 1905’te bir noterin oğlu olarak Transilvanya’nın Gura Rîului kasabasında dünyaya geldi. Orta öğrenimini, henüz Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun sınırları içinde olan Sibiu (Hermannstadt), Blaj ve Alba Julia’da (Gyulafehérvár) yaptı. Bu dönemde Macarca, Almanca ve Latince öğrendi. 1923-1927 yılları arasında Cluj Üniversitesi’nde okurken Transilvanya, I. Dünya Savaşı’nın arkasından yeni sınırlarına kavuşan Romanya’ya geçmiş bulunuyordu. Üniversiteyi bitirdikten sonra elde ettiği burslarla 1928-1930 arasında Roma’da, 1932’de İstanbul’da, 1933’te de Berlin’de çalışmalar yaptı. Daha sonra Paris’e giderek École Nationale des Langues Orientales Vivantes’ta Türkçe, Farsça, Arapça, Ermenice derslerine devam etti ve 1935’te buradan da diploma aldı. Romanya’ya döndüğünde Cluj’da Transilvanya Millî Arşivi’nde çalışmaya başladı ve bu arada doktora tezini tamamladı. 1936’da Cluj Üniversitesi’nde takdim edilen ve çok başarılı bulunan “Ermeni kaynaklarına göre IX-XIII. yüzyıllarda Rumenler” konusu üzerine hazırladığı tez kısa bir süre sonra basılmıştır (“Românii din veacul al IX-lea pâna in al XIII-lea in lumina isvoarelor armeneşti”, Anuarul Institutului de istorie nationala din Cluj, VII [Cluj 1936-1938], s. 412-581).
II. Dünya Savaşı’ndan önce Bükreş Gheorge Şincai Lisesi’nde ve arkasından Cluj Ticaret Akademisi’nde öğretmenlik yapmaya başlayan Decei, Transilvanya’nın kuzeybatısı ile Cluj’un 1940 Ağustosunda Macaristan’a geçmesi üzerine Romanya vatandaşı kalmak isteyenlerle birlikte buradan ayrılmaya mecbur oldu. Ardından da Türkiye’deki Romanya Elçiliği Basın Ateşeliği’nde görevlendirildi. Kısa sürede yakın bir dost çevresi edinen Decei hızla eski kitap toplamaya başladı. Topladığı çoğu Türkçe binlerce kitap ve risâleyi, kuruluşu 1944’te gerçekleştirilen İstanbul’daki Rumen Tarih Araştırmaları Enstitüsü’nün kütüphanesi için aldığını söylüyordu. Aynı yılın ağustosunda Sovyet ordusunun Romanya’ya girmesi üzerine enstitü projesinin unutulması ve müdürünün yurduna dönmesine rağmen Decei burada kaldı ve kitap alımını eski hızıyla sürdürdü. 1947’de Romanya’nın komünist rejimi benimsemesinden sonra geri çağrıldıysa da gitmedi. Eşi 1948’de ölen Decei’nin İstanbul’da geçimini nasıl sağladığı pek bilinmez. O yıllarda Türk tarih dergilerine yazılar yazıyor, ayrıca kendisine maddî yardım yapmak için İslâm Ansiklopedisi redaksiyon heyetinin başında bulunan yakın dostu Adnan Adıvar’ın ısrarı ile ansiklopedinin bazı maddeleri sipariş ediliyordu.
Decei 1958 Mart ayında âniden kayboldu. Söylendiğine göre bir gece, emniyete çağrıldığını bildiren iki kişi tarafından evinden alınmış ve Sovyet Konsolosluğu’nda “sandıklanarak” İstanbul’dan kaçırılmıştı. Cazacu’nun yazdığına göre ise İstanbul’da değil Batı Berlin’de kaçırılmış ve Doğu Berlin’e götürülüp oradan Bükreş’e gönderilmiştir. Burada 1958 Martında gözaltına alındı ve ancak 1964’te serbest bırakıldı. Daha sonra Romanya’dan çıkması yasaklanarak Devlet Merkez Arşivi’nde, İstanbul Başbakanlık Arşivi’nden sağlanan belge mikrofilimlerinin tasnif ve tercüme işleriyle görevlendirildi. Arşivde 1966’ya kadar çalışan Decei, 1966’dan emekliye ayrıldığı 1 Mayıs 1975’e kadar N. Iorga Tarih Enstitüsü’nde araştırmacı olarak faaliyetini sürdürdü. 24 Nisan 1976’da öldü ve doğum yeri olan Gura Rîului’de toprağa verildi.
Decei, iyi Osmanlıca bilen ve çaba gerektirici çalışmalardan kaçınmayan başarılı bir tarihçiydi. Ancak 1940’lı yıllarda Türkiye’deki davranışları ve yaşantısı, onun bu ilmî kişiliği yanında bir ajan olabileceğini akla getirmektedir; hâlâ niçin kaçırıldığı da öğrenilememiştir. İstanbul’da kalan zengin kütüphanesiyle antika koleksiyonu, bazı karanlık ve esrarlı oyunlara konu teşkil ettikten sonra (Cazacu, s. 2-9) nihayet miktarı epeyce azalmış olarak Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi’ne (İstanbul-Büyükdere) intikal etmiştir.