Ey Türk Gençliği...
İbrahim KAHVECİ 01 Ocak 1970
Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk
***
Atatürk neden yaşlılara değil de gençlere seslenmiştir? Cevap TÜİK verilerinde olabilir mi?
***
2003-2020 mutluluk düzeyi;
18-45 yaş grubunda 59,5’den 46,4’e, yani 13,0 puan düşüyor.
45+ yaş üstü grubunda ise 8,3 puan düşüş yaşanıyor. Ama özellikle 65+ yaş grubunda düşüş sadece 0,1 puanda kalıyor.
Ama özellikle eğitim durumunda tablo çok daha net.
Lise altı eğitimlilerde mutluluk düzeyi 2004 yılında 56,8’den 49,6’ya 7,2 puan azalıyor. Oysa lise mezunlarında mutluluk düzeyindeki kayıp 11,4 puan olurken, üniversite mezunlarında mutluluk kaybı 20,7 puana çıkıyor.
Üniversite mezunlarına ne oluyor da lise altı eğitimlilerin üç katı bir mutluluk kaybı yaşıyorlar?
Hatta AK Parti’nin ilk yıllarında (2004-06) lise altı eğitimlilerde mutluluk düzeyi 56,8’den 55,5’e gerilerken, üniversite mezunlarında 66,8’den 68,4’e çıkıyor. Kısaca 2006 yılında lise altı eğitimliler üniversite mezunlarından 12,9 puan daha az mutlular. Oysa 2020 yılında üniversite mezunları artık lise altı mezunlarından -3,5 puan daha az mutluluk düzeyine sahipler.
Ne oluyor da lise altı eğitimli kesim AK Parti’nin ilk yıllarında yakalayamadığı ve göremediği mutluluğu son yıllarda görebiliyor? Ya da ne oluyor da üniversite mezunları AK Parti’nin ilk yıllarında herkesten çok daha mutlu ve umutlu iken son beş yılda adeta karamsarlığa gömülüyorlar?
2003-2015 arasında AK Parti’ye adeta sınırlı bakan lise altı eğitimliler nasıl bir aydınlanma yaşadılar? Ki, onlara karşılık ise üniversite mezunları neden ters oranda karamsarlığa gömüldüler?
***
Hem 18-45 yaş grubunda
Hem de üniversite mezunlarında yaşanan büyük değişim neden ileri yaş grubunda ve lise altı eğitim kesiminde ters şekilde meydan buluyor?
İleri yaş grubunun ve alt eğitim grubunun AK Parti’de ilk yıllarda bulamadığı değeri yüksek eğitimli ve gençler bulurken, şimdi neden tablo tam tersi duruma dönüştü?
Bugün Binali Yıldırım’ın “kasadan tek kuruş çıkmayacak” dediği hazine garantili ama gidilemeyen-geçilemeyen yolların, köprülerin, havalimanlarının parasını gelecekleri satılan gençler ödeyecek.
Onlara nerede ise bir tane kamu değeri de bırakmadık. Ne varsa sattık ama satılmayanları da Varlık Fonu ile borçlandırıyoruz. Satılanlar satıldı, kalanlar ise borçlara ipotek olarak rehin ediliyor.
İyi ama bu gençler ne yapacak?
Yaşlı ve fakir bir ülkeye dönüyoruz; çocuk bile yapılamıyor. Kadın başına çocuk sayısı sınır değer olan 2,1’den 1,76’ya geriledi.
Krizde (2015-2019) ilkokul ve altı eğitimli annelerden olan çocuk sayısı 396,4 binden 212,6 bine geriledi. Ortaokul ve lise mezunlarında ise bu düşüş 648,3 binden 638 bin olarak gerçekleşti. Aynı dönemde üniversite mezunlarında çocuk sayısı 254 binden 298 bine yükseldi. (2020 yılı verilerini bekliyoruz)
Annenin yaşı ise 22’den 29’a yükseldi. Para yok, imkan yok ve çocuk yapamaz noktaya gelen bir alt eğitim grubu ile karşı karşıyayız.
Geriye bir tek genler kalıyor. Cahiliye devrini bitireceksek bu gençler sayesinde gerçekleşecek.
Çünkü gelecek bizim değil, onların-gençlerin. Veriler “Ey Türk Gençliği” görev başına diyor.