« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 Eyl

2007

MEHMET AKIF SAGUSU

04 Eylül 2007

Bu gün ben şiire vuracağım kendimi, bu gün ben ağıta...Bu gün kalemim
biçare,
kalbim biçare...şiirler alabilir mi yangınımı bilemiyorum.

Hey bree Yamtar yiğidim, hey bre Mehmet Akifim!..

Yine nereye kaçtın ansızın, Güney Afrikaya mi, Mozambik'e mi, Kangoya mi?..
Senin yazgın ansızın kanatlanmak ansızın kaybolmak üstüne mi yazıldı?..Yine
nereye gittin, gitmenin sırası mı idi simdi? Daha bitmedi kavgamız diyordun,
daha görülecek hesaplarımız var diyordun hani?

Ülkü tezgahında kavga dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın
Bu davanın çilesini okudum
Madde madde yokuşunda sen varsın

Sahte kahramanlar bilmez senin nakışlarını...Kan ve barut kokan
İstanbul bulvarlarının dili yoktu iyi ki... Ya Paris banliyölerinin karanlık
sokakları... Davaya adanmış bir namlu ve kabzayı ölümüne kavramış çelik
bir el, çelik bir yürek...

Bak ne demiş Arif Nihad Hocam:

Nerde kaldı o çağlar ki
Analar kurt doğururdu.
Hilkat insan çamurunu
Destanlarla yoğururdu.

Nerde o yiğitler ki
Gür sesleri ülkeyi bürür,
Yürü" dese dağlar yürür,
"Dur" dese kalpler dururdu.

Mehmet Akifi doğuran analar, Mehmet Akife yol gösteren Başbuğlar
neredesiniz?..
Neredesiniz ey acılarımın Özmenlerle, kavgamın Mehmet Akiflerle taçlandığı
çağlar!..
Al beni de yanına gardaşım; bu murdar hal bize göre değil...Biz bilmedik
riyayı,
satmadık davayı...Kalbimizde imbiklenen ülküler gözlerimizden alev alev
fışkırırdı,
bir anımız yoktu ki Turan sevdasından uzak... Simdi ne menem sevdalara
sevdalara
düştüm, kör kuyulara düştüm kavim gardaş!..

Bir daha doğurulabilir mi Mehmet Akif gibi kurtlar?

Oooyyy Mehmet Akif oooyyy !

Hep senin renginde görünür bahar
Bozkurtça durusun, Kürşat kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın

***

Krallar başında taçla doğarmış, Başbuğlar da kahramanlarıyla...
İkinci Ergenekonun Başbuğu bir döneme damgasını vururken yanıbaşında
nice uçbeyleri vardı,nice kale komutanları... Onların yazgısı isimsiz
kalmaktı.
İmzasız destanlarını yazdılar ve sustular...

Sonra sahte kahramanlar çıktı piyasaya, estiler, yağdılar ve gürlediler...
2004 Ağustosunda
Erciyes Yaylasında Akifimi kuşattılar bre!.. Alışkın değildi tehditlere
boyun eğmeye,
alışkın değildi kaçmaya...Kod adi Aziz: Adana, İstanbul,Ankara, Paris
bulvarları...
Onu destanlara sorun bre, onu başbuğlara sorun...Bir silkinse, bir naralansa
yarardı safları...
Ama bu kuşatma başkaydı, devir devran dönmüştü... Acı bir nefes yumruk olup
boğazına tıkandı,
beyni bir değirmen tası olup fır fır dönmeye başladı, ilk defa şakakları
zonkluyordu yiğidimin
ilk defa boyun eğiyor ve yokuş aşağı Erciyesi terk ediyordu.

Karakoç üstada sordum nedir bu hal diye, O da dedi ki:

Türk'üz; Türk yurdunda birlik isteriz
Müslümanız; düzen, dirlik isteriz
Ülkücüyüz; mazbut erlik isteriz
Nemrutlar, Seddatlar bizi ne bilsin...

Bu olayın üzerinden iki yıl geçmişti... Akif yiğide netteki sohbetimizde bir
gün bu
konuda espri yapmıştım. Birden sinirlenivermişti. Anlamıştım ki o gün
yaşadıkları
derin bir yaraydı içinde ve hala kanıyordu... 'O ani yasamak gerekir,
anlatılamaz
benim yasadıklarım' diyordu...

Ama Mehmet Akifimin yaşadıklarını Yetik Ozan'da buldum ben:

Gül yüzünde gülücükler görende
Bir sevdalı bülbül uçar bağrımdan,
Yüreğim çırpınır selam verende;
Sanki bir ceylan su içer bağrımdan.

Harami, gözünü cana döndürmüş,
Düz giden yolları yana döndürmüş,
Beni bir uğursuz hana döndürmüş;
Bin dert konar, bin dert göçer bağrımdan.

Koklayıp geçmişte bir sarı ölüm
Toz pembe çağında kurumuş gülüm,
Gayri bir gölgesiz, sınırsız çölüm;
En Mecnun emeller geçer bağrımdan.

***

Varsam gitsem Ozan Arif katına, ben derdimi dökemedim satıra, acep ozan
tercüman
olur mu halime:

Üç gardaştık bir zamanlar üç gardaş,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
Aklımıza gelir miydi hiç gardaş?
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Ozan!.. Çek elini yaramdan Ozan!.. Sürgün yiğidimi toprağa verdim, bu gün
feryadım
göğe yükselir... Mehmet Akifi toprağa verdim Ozan! Hani Afrikaların,
Fransaların,
Almanyaların Yamtarı var ya?..Çaşıt timleri diz çöktüremedi ama yumruk kadar
kalbine
yenildi, Mehmet Akif Çöktü, hayatında ilk defa diz çöktü ozan..

Yıllar oldu onu yolcu edeli,
Sen hapise ben sürgüne gideli,
Demek buymuş bu sevdanın bedeli,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Hay diline sağlık simdi Ozan!.. Bu sevdanın bedeli Akifimin kalbini
yormus...Böylesine deli
sevda mi olur bre, böylesine yiğitçe kavga mi olur?.. Musalla da er kişi
niyetine
demiş İmam...Gerek var miydi buna?.. Mehmet Akif niyetine dese yetmez miydi
sanki?..
O musalla tası Mehmet Akif denginde er kişiyi daha ne zaman görecek bre
İmam?..

Gözlerimin ışığına bir bakin,
Doğrultun namluyu bir kursun sikin,
Akifimi unut demeyin sakin,
Unutamam, unutamam unutmam.

Alper AKSOY 28.09.2007 Duisburg

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 126,06 M - Bugn : 102527

ulkucudunya@ulkucudunya.com