« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Haz

2021

Düşürünce düşecek mi sanılıyor?

Fatih Özatay 01 Ocak 1970

Ekonomik büyüme yılın ilk çeyreğinde yüksek oldu. Mevcut eğilimleri tersine döndürecek gelişmeler olmazsa yılın ikinci yarısında büyük olasılıkla (bir dönem öncesine kıyasla) kayda değer bir büyüme olmayacak. İstihdam oranı da 2018 başındaki düzeyinin oldukça altında hala. Dolayısıyla şu önermeyi çok duyacağız: ‘Ekonomiyi canlandırmak lazım’. Şimdiden bazı çevrelerden, özellikle iş dünyası temsilcilerinin bir kısmından yüksek sesle olmasa da (kamuya açık olmasa da) duymaya başladık bile. ‘Canlandırmak’tan kastedilen ise, bildiniz, Merkez Bankası’nın politika faizini düşürmesi. Elbette ‘canlılık’ isteyenler işin Merkez Bankası faizinde bitmediğini biliyorlar. Kredi-mevduat faizleri önemli onlar için. Merkez Bankası faiz düşürmeli ki kredi ve mevduat faizleri düşsün diye düşünüyorlar.

Oysa mevcut koşullar altında, Merkez Bankası politika faizini düşürürse kredi ve mevduat faizlerinin yükselmesi en olası sonuç. Çok yüksek bir olasılıktan söz ediyorum. Neden böyle? Nedenleri açık: Enflasyon yüksek. İleride de yüksek kalması bekleniyor. Zira Mart ayından bu yana yaşadıklarımız nedeniyle hem kur yüksek düzeylerde seyrediyor hem de tüm dünyada emtia fiyatları artıyor. Mesela Brent petrolün varili 72 dolara ulaştı. Bu ortamda bir faiz indirimi açık ki, ekonomik gerçeklerden kopuk bir faiz indirimi olarak yorumlanacak ve Türkiye’nin zaten yüksek olan risk primini daha da yükseltecektir. Türkçesi, gösterge tahvil faizleri ve kur anında artacaktır. Ardından da ister istemez kredi ve mevduat faizleri. Kurdaki ilk yükselişin sürmesi de cabası olacaktır.

Faizin ve kurun mevcut düzeyinden daha da yukarılara çıkması herhalde ‘ekonomiyi canlandırmak’ isteğiyle bağdaşmaz. Açık ki Türkiye ekonomisinin dinamikleri yanlış anlaşılıyor. ‘Yüksek risk-yüksek faiz-yüksek kur’ belasından kurtulmak istiyorsak doğru dinamikleri bıkmadan, usanmadan anlatmak gerekiyor. Bir merkez bankasının, enflasyonun dünya ölçeğinde çok yüksek olduğu ve o yüksek düzeyin de bir süre daha hüküm sürmesinin beklendiği bir ülkede, bu özelliği dikkate almadan politika faizini düşürmesi, piyasa faizlerini sıçratır. Her ülke için geçerli bu. Bu yalın gerçek ne kadar iyi anlaşılırsa, ülkeler sevimsiz maceralara sürüklenmekten o denli çabuk kurtulurlar. Bakalım biz hangi yolu seçeceğiz?

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 127,47 M - Bugn : 108652

ulkucudunya@ulkucudunya.com