« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Haz

2021

Abdullah Bosnevî

Mustafa Kara 01 Ocak 1970

992 (1584) yılında doğdu. Tahsiline doğum yeri olan Bosna’da başladı, İstanbul’da devam etti. Devrinin ilim ve kültür merkezlerinden biri olan Bursa’ya giderek orada Hasan Kabâdûz’a intisap etti. İkinci dönem Melâmîler’i olarak bilinen Bayramî Melâmîleri’nin önde gelen temsilcilerinden biri olan Abdullah Bosnevî, Şeyh Abdülmecid Halvetî’den de istifade etti. Daha sonra Mısır’a, oradan da hacca gitti. İlmî ve tasavvufî konulara hâkimiyeti sayesinde bir taraftan tasavvufî düşüncenin, öte yandan Melâmîliğin bu bölgelerde tanınıp yayılmasında etkili oldu. Hac dönüşü bir müddet Şam’da kalarak burada Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin kabri yanında münzevi bir hayat sürdü. Daha sonra Konya’ya geldi. Konya’da vefat etti ve Sadreddin Konevî’nin yanına defnedildi.

Abdullah Bosnevî’nin tasavvufî düşünce açısından en önemli özelliği, Fu?û?ü’l-?ikem’i tercüme ve şerhetmiş olmasıdır. Nitekim bu eser, kendisinin İslâm ülkelerinde Şârihu’l-Fusûs lakabıyla tanınmasına sebep olmuştur. Kâtib Çelebi başta olmak üzere birçok âlim, Fusûs, şerhinden övgüyle bahseder. Tecelliyâtü arâisi’n-nüsûs fî manassâti hikemi’l-Fusûs adını taşıyan bu şerh, vahdet-i vücûd düşüncesinin temel ıstılahlarını ele alarak on iki bab halinde inceler. Konuların en önemlileri şunlardır: Hatm-i velâyet, gayb-ı mutlak, a‘yân-ı sâbite, hazarât-ı hams, nübüvvet, velâyet, ilm-i zâhir, ilm-i bâtın, mahabbet, hakîkat-i Muhammediyye, mürşid-i kâmil. Abdullah Bosnevî, Kur’ân-ı Kerîm’de geçen peygamberlerle ilgili haberlerin kendi dilleriyle değil de Arapça bildirilmiş olmasını, herkesin içinde bulunduğu toplumun dilini konuşması gerektiğine bir işaret olarak değerlendirir ve Fusûs’u bunun için Türkçe şerhettiğini söyler. Kitabın sonundaki açıklamada, tasavvufî merhalelerden geçmeyen zâviye şeyhleri ve kürsü vâizlerinin bu eseri okumamaları gerektiğini hatırlatır. Tecelliyâtü arâisi’n-nüsûs Bulak (1252) ve İstanbul’da (1290) olmak üzere iki defa basılmıştır.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 127,57 M - Bugn : 214756

ulkucudunya@ulkucudunya.com