Bosnevi Derviş Paşa
14.06.1603 01 Ocak 1970
16. yüzyıl Osmanlı devlet adamı ve şairlerinden Bosnevi Derviş Paşa, Hersek’in merkezi Mostar’da dünyaya geldi. II. Selim zamanında küçük yaşlarda İstanbul’a getirilerek İbrahim Paşa Sarayı’nda eğitim gören Derviş Paşa, tahsili sırasında özellikle edebiyat alanında kendini göstermesiyle birlikte III. Murad döneminde Enderun’a alınarak doğancılar zümresine katıldı. Söylediği gazel ve kasidelerle padişahın övgüsünü kazanan Derviş Paşa, daha sonra Has Oda’ya alındı, bu dönemde Bennaî’nin Farsça manzum Sehânâmesi’ni Türkçe’ye çevirdi. Doğancılığı sırasında hacca giden Derviş Paşa döndükten sonra şahincibaşılığa getirildi. Bu görevle III. Mehmed’in Eğri ve Haçova seferine katıldı, bu savaşlarda gösterdiği üstün başarıdan dolayı mirâhur oldu, fakat bir süre sonra tekrardan şahincibaşı yapıldı. İlerleyen dönemde çakırcıbaşılığa yükseltildiği bilinen Derviş Paşa, 1599 yılında Bosna beylerbeyliğine tayin edildi. Bosna beylerbeyiliğine Celali Deli Hasan Paşa'¬nın getirilmesi üzerine 1603 yılı ortalarında bu görevinden alındı. Osmanlı- Habsburg savaşlarının bütün şiddetiyle sürdüğü bu tarihlerde Budin'e yardıma gelen Serdarıekrem Lala Mehmed Paşa'nın emrinde Peşte yakınlarındaki Csepel Adası’nı düşmandan geri almaya çalışırken vefat etti.
Enderun'da yetişip yıllarca saray görevlerinde bulunan, güçlü bir şair, faziletli ve bilgili bir devlet adamı olan Derviş Paşa savaş meydanlarında da kendini göstermiş, özellikle Csepel Muharebesi sırasındaki kahramanlığı serhad boylarında yıllarca bir destan gibi söylenmişti. 16. yüzyılın önemli fakat çok fazla tanınma fırsatı bulamayan şairlerinden olan Bosnevi Derviş Paşa, ilk bölümlerinde hayat hikâyesine yer verdiği için bir bakıma otobiyografik çalışma olarak nitelendirilen Muradname’si sade ve akıcı üslubu ile kendisine mesnevi tarzını kullanan şairler arasında iyi bir yer kazandı. Az sayıdaki gazelleri Muradname’ye kıyasla daha az değerli şiirler olmakla birlikte Peçuylu’nun da beğenerek eserine kaydettiği kaza ve kaderle ilgili gazeli, şairin bu vadideki kudretine iyi bir örnek olduğu gibi tasavvufa olan yönelimini de göstermektedir.