« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Haz

2021

Hatay Türkiye’ye katıldı

23.06.1939 01 Ocak 1970

Halkının büyük çoğunluğu Türk olan ve Misakımillî sınırları içerisinde bulunan Hatay (İskenderun Sancağı), Fransa’yla 20 Ekim 1921’de imzaladığımız Ankara Antlaşması ile Türkiye sınırları dışında kaldı.

Bölge, Suriye ile birlikte Fransız mandası altına girdi. O günün şartları gereği böyle bir karar almak zorunda kalan Türkiye, Hatay’daki Türklerin haklarının korunması ve bölgeye özerklik verilmesi için gerekli ortamı hazırlayacak hükümler eklemeyi de ihmal etmedi.

Anlaşmanın ilgili maddesine göre İskenderun bölgesi için özel bir yönetim kurulacaktı. Bölgede Türk kültürünün gelişmesi için her türlü imkândan yararlanılarak Türk dili resmî bir niteliğe sahip olacaktı.

Fransa manda yönetimi 1921’de İskenderun Özerk Sancağı’nı Halep’e bağladı. İskenderun Sancağı’nda kurulan bu statü, bölgede ve Türkiye’de olumsuz etkiye neden oldu.

Fransa, 1926’da İskenderun Sancağı sınırları içinde, yapılan seçimler ve hazırlanan anayasa sonucunda burada “Bağımsız İskenderun Hükûmeti”ni kurdu. Bu durum, Suriye’de tepkilere yol açtı. Fransa, ikinci bir kararnameyle bu hükûmetin adını değiştirerek “Kuzey Suriye Hükûmeti” adını verdi ve bundan sonra İskenderun Sancağı Şam’a bağlandı.

Bölgede yaşayan Türk halkının bu gelişmelere büyük tepki göstermesi üzerine 1930’da Milletler Cemiyeti Mandalar Komisyonu İskenderun Sancağı’nın özel bir statüye tabi olduğunu kabul etti. Böylece, İskenderun Sancağı’nın mali ve yönetim özerkliği uluslararası bir belgeye bağlanmış oldu.

Fransa, 1935’te Suriye ve Lübnan üzerindeki mandasını kaldırdı. 9 Kasım 1936’da Suriye ile bir anlaşma yaparak İskenderun dâhil bölgedeki, bütün yetki ve haklarını Suriye Hükûmeti’ne devretti. (Fransa 1946’da tamamen Suriye ve Lübnan’dan çekildi.) Bu durum Türkiye tarafından tepkiyle karşılandı ve kabul edilmedi. Bu arada Türk Hükûmeti, 9 Eylül 1936’da, Milletler Cemiyetinde İskenderun sorunu hakkında Fransa’ya ikili görüşme yapılmasını önerdi. Fakat öneri kabul edilmedi.

Almanya ve İtalya’daki totaliter rejimlerin yayılmacı politikaları başta Fransa olmak üzere, birçok Avrupa ülkesini endişeye sevk etti. Bu durum Fransa’yı Hatay konusunda anlaşmaya zorlamaktaydı. Türkiye ise sorunlarını diplomasi yoluyla çözen ve dostluğu aranan bir devlet olmuştu.

Türkiye, 9 Ekim 1936’da, Fransa’ya bir nota vererek Suriye ve Lübnan’a olduğu gibi İskenderun Sancağı’na da bağımsızlık verilmesini istedi. Fransa, verdiği cevapta, İskenderun Sancağı’nın bağımsızlığının tanınması hâlinde Suriye’nin parçalanmış olacağını, buna da kendisinin yetkili olmadığını bildirdi. Türkiye’nin isteğinde ısrar etmesi üzerine Fransa, sorunu Milletler Cemiyetine götürmeyi önerdi. Türkiye de bunu kabul etti.

İskenderun sorunu, 14 Aralık 1936’da, Milletler Cemiyetinde ele alınarak Sancak için yeni bir statü kabul edildi. Buna göre İskenderun ve Antakya iç işlerinde tam bağımsız, dış işlerinde Suriye’ye bağlı, kendisine özgü bir anayasa ile yönetilen bir statüye kavuşturuldu. 1937’de Türkiye ile Fransa arasında imzalanan bir antlaşma ile Sancak’ın toprak bütünlüğü güvence altına alındı.

Türkiye, Milletler Cemiyetinin kararıyla Hatay’da oluşturulacak yeni statüsünün hemen uygulanmasını istedi. Fransızların engellemeleri üzerine iki ülke arasındaki ilişkiler gerginleşti. Bu arada Türkiye, Milletler Cemiyeti nezdinde durumu protesto ederek Hatay sınırına asker yığmaya başladı. Siyasi gelişmelere paralel olarak Fransa, Hatay’la ilgili tavrını yumuşattı.

6 Haziran 1938’de Hatay’daki valisini geri çekerek yerine bir Türk vali atadı. Daha sonra iki ülke arasında anlaşma ile Hatay’ın toprak bütünlüğü ve siyasi statüsünün ortaklaşa korunması kararlaştırıldı ve 5 Temmuz 1938’de, Türk askeri Hatay’a girdi.

Türkiye ve Fransa’nın gözetimi altında Hatay Meclisi için seçimler yapıldı. Eylül 1938’de Sancak Millet Meclisi, ilk toplantısını yaparak Hatay Cumhuriyeti’nin kurulduğunu ilan etti. Hatay Cumhurbaşkanlığına Tayfur Sökmen seçilirken Hatay Başbakanlığına da Abdurrahman Melek atandı. Türkiye Cumhuriyeti kanunları ve parası kabul edildi.

Hatay Devleti yöneticileri, Türkiye’ye katılmak isteğinde bulundular. Bu sırada Avrupa’da savaş ortamına girilmesi Fransa ve İngiltere’yi Türkiye’ye yaklaştırdı. Fransa ile yapılan anlaşma sonucu Fransa, askerlerini bölgeden çekerek Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etti.

Hatay Millet Meclisi, 23 Haziran 1939 günü yaptığı toplantıda oy birliği ile Anavatan’a katılmak kararını alarak Hatay Devleti’ne son verdi. Aynı gün Fransa imzalanan Ankara Anlaşması ile Hatay’ın Türkiye’ye katılmasını kabul etti ve bir süre sonra Hatay’dan çekildi.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 127,65 M - Bugn : 60623

ulkucudunya@ulkucudunya.com