GÜN SAZAK'IN ŞEHADETİNDEN DÖNEMİN ANKARA SIKIYÖNETİM KOMUTANI NİHAT ÖZER MES'ULDÜR
01 Ocak 1970
1978'in Ocak ayında iktidara gelen, CHP tarafindan Aralık 1978'de cereyan eden Maraş olayları nedeniyle 19 yerde sıkıyönetim ilan edilmesiyle Ankara'daki sıkıyönetim komutanlığına da kamuoyunda solcu asker, ülkücü düşmanlığıyla tanınan Korgeneral Nihat Özer getirilecekti. Nihat Özer'in sıkıyönetim komutanlığı dönemi MHP ve ülkücü hareket mensuplarının en çok şehit verdiği, saldırıya uğradığı, mensuplarının işkencelerden geçirildiği, kuruluşlarının bombalandığı, tarandığı bir dönemdir. Başta MHP genel merkezi olmak üzere Ülkücü kuruluşlar gerek devletin emniyet kadrolarına sızmış POLDER'li çetelerce, gerekse bu çetelerle işbirliği halindeki kızıl terör örgütleri tarafından defalarca bombalanmış, saldırıya uğramıştır.
MHP ve ülkücü kuruluşlara yönelik saldırıların yoğunlaştığı, kızıl terörün Türkiye sokaklarını cehenneme çevirdiği bu dönemde Nihat Özer'in kılı kıpırdamamış, hadiselerin üzerine gitmemiştir. İşte böyle bir dönemde MHP Genel Başkaıı Yardımcısı, büyük dava ve devlet adamı mafyaya karşı vermiş olduğu mücadeleyle başta uluslararası yeraltı dünyasının ve komünist terör örgütlerinin boy hedefi haline gelen Gün Sazak sürekli bir şekilde tehdit edilmekteydi. Dönemin MHP yetkilileri Gün Sazak'ın korunması ile ilgili defalarca müracaatta bulunmuşlardı. Sonunda Gün Sazak'a koruma olarak bir görevli verilmişti. Fakat bu görevli daha sonra Ankara sıkıyönetim komutanı MHP ve ülkücü düşmanı Nihat Özer'in talimatıyla geri çekilecekti. Gün Sazak'ın Bakanlığı döneminde birlikte çalışan MHP eğitimcilerinden Sazak'ın Tekel Genel Müdürü Esat Güçhan, bu konuyla ilgili şunları söylemektedir:
"Gün Bey'in koruması vardı fakat alınmıştı. Ben kendisini ziyarete gittiğimde hiçbir güvenlik görevlisi görmeyince rahatsız oldum. Bunu kendisine de ifade ettim. Gün Bey bekçinin geri çekildiğini ancak müdahale etmememi istedi. Ben buna rağmen Ankara Valisi Vecdi Gönül'e gidip Gün Bey'in korumasının alındığını ve yerine kimsenin görevlendirilmediğini söyledim ve kendilerinden şahsi ilgilerini istirham ettim. Fakat o zaman sıkıyönetim var ve Ankara Sıkıyönetim Komutanı, Korgeneral Nihat Özer, Vecdi Bey korumayı sıkıyönetim komutanının kaldırdığını, vali olarak re'sen koruma veremeyeceğini ancak partinin sıkıyönetim komutanına resmi yazı yazarak koruma isteyebileceğini söyledi. Bu durıımu Gün Bey'e aktardım, `Allah'ın takdiri ne ise o olur, insanı bekçiler değil Allah korur" dedi.
Burada şu çok önemlidir; Ankara'nın o günkü ortamında sıkıyönetim komutanının şahsi emriyle korııma kaldırılmıştır. Ben şahsen bu dünyada da öbür dünyada da Gün Bey'in şahadetinden tamamen değil ama belli ölçüde sayın Ankara Sıkıyönetim Komutanı Korgeneral Nihat Özer'i manevi mesul tutarım. Gün Bey'in evi ile bizim evimiz arasında iki sokak vardı. Olayı televizyondan duyunca fenalık geçirdim. Ancak on-onbeş dakika sonra kendime gelebildim ve Gün Bey'in evine koştum. Cinayet mahallinde ciddi bir tahkikatın yapıldığını görmedim. Adeta bir kısım insanlar Türkiye'ye bir senaryo biçmişler, o senaryo oynansın da Türkiye bir yere gelsin diye bekliyorlardı. Terörün tırmanması isteniyordu." (8)
8. Aksiyon Dergisi, 23-29 Mayıs 1998, s. 181.