Türk Konseyi Nereye Gitti?
Emir Gürbüz 01 Ocak 1970
"Türk Devletler Teşkilatı’nın devletsiz Türklere sahip çıkma iddiası yoksa buna 'Turan' diyebilir miyiz?"
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da toplanan Türk Konseyi, adını Türk Devletler Teşkilatı olarak değiştirdi. Bende ortak bayraktan başka hiçbir heyecan uyandırmamış olan Türk Konseyi’nin bu yapı değişikliği karşısında Cumhur ittifakının stepnesi haline gelen kimi çevreler Turan kuruluyor hezeyanlarına kapıldı.
Türk Konseyi adının Türk Devletler Teşkilatı olarak değişmesinin arkasında bir mana arandı ve müspet bir gelişme gibi anlatılmaya çalışıldı. Ancak sınırları aşan konsey ifadesi bir kenara atılarak “devletler teşkilatı” ile aslen örgütün sınırları çizildi ve devletsiz Türkleri öksüz bırakıldı.
Binali Yıldırım’ın “aksaçlı” olarak atandığı Türk Devletler Teşkilatı üyesi devletlerin mevcut durumuna bakarsak ne kadar Türklük bilinç ve şuuruyla bir Turan teşkil olduğu görülecektir. Türk Devletlerini yöneten devlet başkanlarını “diktatör” olarak tanımlayanlara “Amerikancı” diye saldıranlara laf anlatma gibi bir derdimiz olmamakla beraber okuyucuların asıl Amerikancıların kim olduğunu da böylece göreceğini umuyoruz.
Özbekistan’da demokrasi ve Türk Dünyası ile entegrasyondan taraf Türkçü “Birlik Partisi” ve milliyetçi-muhafazakâr “Erk Partisi” kapatıldı, milliyetçi yayın organları, gazeteler, bloglar ve radyoların hepsi de aynı şekilde yasaklı. Ülkeyi kızı Nadira Kerimova Coca-Cola’nın yöneticisiyle evlendi diye Özbekistan’da Pepsi’yi yasaklayan İslam Kerimov’un zihniyeti yönetiyor. Özbek liderler, batı ile iyi ilişkiler kurmayı ülkeyi Amerika’ya peşkeş çekmek zannettiğinden Amerika’ya karşılıksız tavizler veriyor. Bunlara ek olarak ülkede genişçe bir Amerikan Hava Üssü var. Bir yandan da büyük abi Rusya kızdırılmak istenmiyor ki ülkede Rus yaşamamasına rağmen “Rusça” halen resmi dil olmaktan çıkarılmış değil.
Türk Devletler Teşkilatı’na gözlemci olarak katılan Türkmenistan ise zaten “milli Kuzey Kore” olarak tanımlansa yeridir. Rahmetli devlet başkanı Türkmenbaşı’nın yazdığı Ruhname ve şimdi ki Devlet Başkanı’nın Çay üzerine yazdığı kitapları bulundurmak ve kitap içeriğini bilmek zorunlu. Ülke dışına seyahat etmek yasak. Başkente sadece beyaz arabayla girebilirsiniz. Ülkede Koronavirüsten bahsetmek yasak. Önünden geçerken devlet başkanının köpeğinin heykelini selamlamak zorundasınız.
Kazakistan ülkede yaşayan Rus nüfus sebebiyle pragmatik olarak milliyetçilik yapmak zorunda kaldı. Nursultan Nazarbayev elinden geldiğince ülkede Kazak nüfusu artırmaya çalışıp Rusların da Rusya’ya göçünü teşvik etti. Ülkede Kazakça konuşulmasını ve Kazak kültürünün yaygınlaşmasını teşvikle Rus etkisini azaltmaya çalıştı. Nazarbayev’in kendi devrinde Türklük faydasına yaptığı çalışmalara karşın “milliyetçi” hareketlere de her zaman sert bir tutum aldı. Kazakistan’da Sovyetler Birliği döneminden beri Türkçü aktivizm ile uğraşayanAron Atabek’in kurduğu açıktan Turancı “Alaş Partisi” tehdit görülerek yasaklandı ve Aron Atabek hapse atıldı. Ülkedeki Rus etkisini eleştiren, Rusya’ya karşı tutum alan blog’lar yasaklanıyor, blogger’lar hapse atılıyor. Ülkenin Avrasya Ekonomik Topluluğuna girmesine karşı açıklamalar yapan STK’lar ve bu süreçte Avrasya Ekonomik Topluluğunu protesto eden kitleler de Kazak idari makamlarının gazabına uğradı. Ülkede Çin’i protesto etmenin sert sonuçları var. Uygur göçmenler “uslu vatandaş” olmadığı takdirde Çin’e iade ediliyor. Nazarbayev’den sonraki devlet başkanı Tokayev geçtiğimiz gün “en stratejik ortağımız Çin” diyerek zaten safını belli etti.
Kırgızistan’da kör topal ilerleyen bir demokrasi var. Türkçüler açıktan teşkilatlanıp siyaset ve propaganda yapabiliyor. Ancak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çöküntü hali ülkenin egemenliği kısa süre içinde Çin’e teslim olacağı gösteriyor.
Azerbaycan’da ise İngiliz-Rus ortak idaresi mevcut. BBC Türkçe sürekli Türk hükümetinin anti-demokratik uygulamalarını eleştirirken BBC Azerbaycanca’nın sürekli kedi paylaşmasının sebebi budur. Aliyev ülkenin doğalgazını İngiltere’ye peşkeş çekerek Londra’da milyarlarca sterlin değerinde gayrimenkul edinip batı kamuoyunu susturdu. Azerbaycan’daki milliyetçilerin durumu da diğer Türk Devletlerinden farklı değil.
Allah bu milletin yüzüne güldü de Ermenistan’ın başına Amerikancı Paşinyan gelip boyundan büyük işlere kalkıştı. Bu sayede Ruslar Aliyev’i Ermenistan’ın üzerine saldı da Bu sayede Karabağ kısmen kurtuldu. Ancak Rusların himayesinde Hankendi ve Hocalı’da Ermeni idaresi Karabağ’a bir düğüm daha attı.
Türk Devletler Teşkilatı’nın devletsiz Türklere sahip çıkma iddiası yoksa buna Turan diyebilir miyiz? Kerkük için, Doğu Türkistan için, Kırım için, Batı Trakya için ortak bir tavır bile benimseyemeyen, komşu ülkelerde yaşayan Türklerin asgari yaşam şartları ve kültürel hakları için bir girişimde bulunmayan Türk Devletler Teşkilatı’nın kime ne faydası var?
Avrupa Birliği benzeri ortak hukuk, ortak eğitim sistemi, ortak kültür, ortak dil, ortak parlamento ve benzer uluslar üstü kurumlar inşa edilmeden, devletleri değil de halkları yaklaştırmayı amaçlamadan Turan olmaz. Hür bir tartışma ortamı tesis edilmeden, Türkistan ülkelerinde Türk Milliyetçilerine serbestlik tanınmadan Türk Devletler Teşkilatı ancak Turan illüzyonuyla kitleleri uyutmaya, dış politikada da başkalarının payandası olmaya hizmet eder.
