« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Mar

2022

Neriman Nerimanov

14.04.1870 – 19.03.1925 01 Ocak 1970

Tanınmış yazar, doktor ve devlet adamıdır. 14 Nisan 1870’de Tiflis’te doğdu. Babası Kerbelâyı Necef küçük esnaf, annesi Helime Hanım ise bir ev hanımıydı. Neriman’ın adını taşıdığı dedesi Ne-riman Allahverdibey, XIX. yy. tüm Transkafkaz’da tanınan bir müzisyendi.
Geleceğin yazarı, ilk tahsilini mollahanede almış, daha sonra ise Rus dilinde eğitim veren il-kokula devam etmişti. 1882’de Transkafkaz Mü-ellimler- Seminariyası nezdindeki ilkokula dahil olmuş, 1885-1886’da seminariyanın hazırlık sı-nıfında okumuş, 1890’da tahsilini bitirmişti. Se-minariya yılları Neriman Nerimanov’un çağdaş düşünceli ve kültürlü bir insan olarak ye-tişmesinde büyük rol oynamıştı.
1890-1891 yıllarında, Gürcistan’da Azerî Türk-leri’nin yaşadığı Borçalı bölgesinin Kızılhacılı kö-yünde öğretmen olarak çalışmış, şahidi olduğu olaylar karşısında, ilk eseri olan “Nadanlık” dra-masını yazmıştı.
1891’de hızlı bir gelişme dönemine giren pet-rol Baku’süne göçmüş, ortaokulda Azerî Türkçesi öğretmeni olarak çalışmakla beraber burada şehrin kültür ve eğitim hayatına oldukça faal şekilde ka-tılmıştı. 1894’de Bakü’de ilk Türk okuma salonunu kurmuş, “Şamdan Bey” (1895), “Nadir Şah” (1899) gibi dram eserlerini, “Bahadır ve Sona” (1896) ro-
manını yazmıştı. Aynı zamanda ortaokullardaki gayri-Türk öğrenciler için “Türk Dilinin Mühteser (kısa) Grameri” kitabını yayınlatmıştı. “Şamdan Bey” piyesinde ahlâkî konular ele alındığı halde, “Nadir Şah” dramında yazar, tarife müracaat etmiş, ülkesinde büyük ıslahatlar yapan, kültürün çağdaşlaşmanın peşinde koşan, devlet yö-netiminde halkın etkisini ön plana çıkaran bir hü-kümdar tipi çizmişti. Tabii ki, tarihteki gerçek Nadir Şah, Nerimanov’un tasvir ettiği gibi değildi. Sadece böyle bir hükümdar tipini Edebiyata ve sahneye getirmekle yazar, kitlelere âdil yö-neticinin nasıl olduğunu göstermek istemişti.
Halkın ihtiyaçlarını karşılamak için hekimliği daha yararlı ve gerekli görerek tıp tahsili almak maksadıyla 1902’de, Odessa şehrindeki No-vorossiysk Üniversitesinin Tıp Fakültesine kay-doldu. Nerimanov, üniversitedeki en başarılı öğ-rencilerden biri olmakla beraber, Rus İmparatorluğuna karşı ihtilâlcilik hareketlerine da faal şekilde iştirak eder. Talebe liderlerinden biri olarak tanınır. 1906 da ihtilâlcilik yüzünden üni-versite geçici olarak kapatıldığında Kazan Üni-versitesi’ne nakletmek ister, isteği kabul edil-meyince de Bakü’ye döner. “Hayat” ve “İrşad” gazetelerinde mekaleler yayınlatır. Baku’nun sos-yal hayatına katılır. 1906’da geçirilen Azerbaycan
Müellimlerinin I. Kurultayı’nın en faal de-legelerinden biri olarak gözdedir. 1906’da, Bakü’de, birkaç yıllık araştırmaların sonucu olan “Tıp ve İslâm” kitabı yayınlanır. 1906 sonunda, üniversitenin açılması sebebiyle yeniden Odes-sa’ya döner ve 1908’de tahsilini tamamlayarak hekim ihtisasını kazanır.
Üniversiteyi bitirdikten sonra Bakü’ye gelir. Lakin bir kaç aydan sonra, üyesi olduğu Bol-şevikler partisinin gizli talimatıyla Tiflis’e gider ve burada bir hekim olarak çalışmanın yanı sıra, parti işiyle de sıkı surette uğraşır. 1909’da hapsedilir. Altı ay Tiflis’teki “Metek” kalesinde tutulduktan sonra polis nezareti altında yaşamak şartıyla Heş-terhan’a sürgün edilir. Heşterhan’da yaşadığı 1909-1913 yıllarında, burada kendi muayenehanesini kurmuş, Müslüman nüfusun “Şurayi-İslam” ce-miyetinin başkanı seçilmişti. Sürgün olmasına rağ-men şehir hayatındaki büyük rolünü ve önemini göz önüne alarak aynı zamanda Heşterhan be-lediyyesinin üyesi seçmişlerdir. Hayatının Heş-terhan döneminde tıbla daha fazla uğraşan hekim-yazar burada, “Veba”, “Gebe Kadınlara Mes-lehetler”, “Trahoma”, “Kadın ve Onun Nesillere Olan Etkisi” adlı tıp eserlerini yazmıştı. İdilboyu Tatarları’nın tarihi, hayat tarzlarıyla ilgilenmiş, Heşterhan’da yayınlanan “Bürhan-i Terekki” ga-zetesinin faal yazarlarından biri olarak tanınmıştı. 1913’de Nerimanov, Heşterhan’ı terkederken şehir ahalisi bunu kendileri için büyük bir kayıp olarak değerlendirdi.Onuruna büyük ziyafetler verildi.
1913 yılının Temmuz ayında Bakü’ye dönen Neriman Nerimanov, şehrin “Karaşehir” denilen semtinde, hastahanede çalışır, “Açık Söz”, “İkbal” vb. gazetelerde mekaleler yayınlatır. Aynı za-manda Azerî Türkçesi ile herkes tarafından an-laşılan tıp araştırmaları üzerinde çalışrf. 1917 Rus ihtilalinden sonra, kendini tamamiyle inkılâbı fa-aliyete hasretti. Ama bir insan ve toplumun önün-de giden bir lider olarak Neriman Nerimanov’un şanssızlığı oydu ki, Bolşeviklerin safında yer almış, onların halka özgürlük, toprak hakları ve-receklerine inanmıştı. 1917’de, Bakü’de Azerî ko-münistlerin “Hümmet” adlı teşkilatını kurdu ve bu teşkilatın ilk başkanı seçildi. 1918 Nisanında, Bakü’de Bolşeviklerin hükümeti ku-rulduğundaysa, Nerimanov şehir hizmetleri ba-kanı olarak kabineye girdi. Ama kısa zamanda hü-kümetin Türk-Müslüman düşmanı olduğunu, Azerbaycan sınırları dahilinde Lenin’in ve Bol-şevik Rusya’sının desteği ile bir Ermenistan Cum-huriyeti kurmak istediğini görüb hükümetden ay-rıldı. Hayatının bu döneminde onun yaptığı en büyük yanlışlık Bolşevik hükümetinden ve Azerî Türklerine ihanet etmiş Bolşevik liderlerinden ge-
çici de olsa ayrılmasına rağmen, millî fikirlerin, Türkçülüğün ve millîyyetçiliğin, Azerbaycan öz-gürlüğünün taşıyıcısı olan kuvvetlerin tarafına geçmemesiydi.
1918-1920 yıllarında Heşterhan’da ve Mos-kova’da yaşayan Nerimanov, burada birçok önemli görevlerde bulundu, millî İşler Komissarı yar-dımcılığını yaptı. Komünizm düşüncesinin şarkda yayılması ile ilgili makale ve araştırmalar yazdı. Kremlin’de çalıştığı dönemde Lenin’le sık sık gö-rüştü, millî meselelerin, özellikle de Şarkın bilicisi olarak onun inancını kazandı. Lenin, Bolşevikler Partisinin ve genç Sovyet Devletinin Şark po-litikasının teorik esaslarının hazırlanmasında ve bu politikanın gerçekleştirilmesinde Nerimanov’u emsalsiz bir siyaset adamı sayar ve onun fi-kirleriyle hareket ederdi.
1920 Nisan ihtilâlinden (aslında Bolşevik dev-riminden) sonra Nerimanov, yeni Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı -Halk Ko-miserleri Soveti’nin sedri olarak 5 Mayıs 1920’de Bakü’ye geldi. Bu dönemde Nerimanov, Lenin’e ve Bolşevikler Partisine inanıyordu. Yeni hükümetin ve yeni kuruluşun, yüzyıldan fazla bir süre içe-risinde çarlık Rusya’sının manevî ve maddî sö-mürgesi olmuş memleketlere ve halklara hürriyet vereceğine inanıyordu. Bu sebeple de Azer-baycan’a büyük projelerle gelmişti. Baku pet-rolünü ve Azerbaycan’ın doğal servetlerini kul-lanarak, çok kısa bir zamanda memleketi kalkındırmak, Azerbaycan’ı Lenin’in söylediği gibi, Şarkın kapısında örnek bir Sovyet Cum-huriyetine çevirmek istiyordu. Lakin Nerimanov, bir politikacıya yaraşmayacak ölçüde saflık et-tiğini, aldandığını ve Bolşeviklerin ağına düş-düğünü çabuk anladı. Etrafını Moskova’dan ge-tirilmiş Rus, Yahudi ve Ermeni Bolşevikleri ile çevirdiler. Azerbaycan Türklüğüne düşman ke-silen bu karanlık güçler, yerli hainlerle işbirliği ederek istediklerini yapıyorlardı. Nerimanov, on-lara karşı mücadelede tek ve etkisizdi..Lenin’e şi-kayetleri de bir fayda vermedi. Herkesten önce Lenin de artık Kremlin’de güçsüz bir durumdaydı. Her şeyi Stalin hallediyordu. Öte yandan, zaten Nerimanov’un da içerisinde boğulduğu sistemin yaratıcısı ve kurucusu Lenin’in kendisiydi. Ve tabii ki, Lenin’in doğurduğu bu dehşetli sistem er-geç onun kendisini de boğmalıydı ve böyle de oldu. Nerimanov ise bir cumhurbaşkanı olarak, Memmed Emin Resulzâde’nin doğru tespitiyle, yalnız imza atıyordu. Hükümleriyse, çevresindeki Ruslar ve Ermeniler verirdi.
Nerimanov bu duruma isyana kalkıştığında Azerbaycan’ın, Azerbaycan Türklerinin kendi memleketindeki doğal haklarını savunduğunda,
onu Azerbaycan’dan uzaklaştırdılar. Üstelik bunu, yüzyıllar boyunca dünyanın muhtelif İpa-ratorluklarmda zaman-zaman başvurulan bir usûlle gerçekleştirdiler. Görevini daha da bü-yüterek kızıl İmparatorluğun başkentine -Moskova’ya- götürdüler. 1922’de Neriman Ne-rimanov bağımsız cumhuriyetlerin bir çatı altında birleştirilmesi yolu ile meydana gelen SSCB-nin dört geçici cumhurbaşkanından biri seçildi ve Moskova’ya, Kremlin’e yerleşti. Bundan daha önce, Sovyetler Birliği’nin “defakto” başkanı olan Stalin’e yazdığı büyük mektupta, Bolşeviklerin millî meselelerde kaba yanlışlıklara yol açtığını, onların kendi amaç ve ideallerinden hızla uzak-laştıklarını, kitleler arasında nüfuzlarını kay-bettiklerini vs. göstermişti. Neriman Ne-rimanov’un 70 yıldan fazla Sovyet arşivlerinin derinliklerinde saklanan bu ikaz edici mektubu (aslında, hacmi 100 sahifeye yaklaşık bu mektup siyasî-tarihî ve felsefî bir araştırmaydı) onun SSCB-ni sonunda yıkıma sürükleyen faktörleri, henüz kuruluş döneminde, büyük bir ile-rigörüşlülükle farkettiğini ve korkmadan, çe-kinmeden gösterdiğini isbat etmektedir.
Neriman Nerimanov, 1925’de, 19 Martta resmi belgelerde bildirildiğine göre bir kalb krizi sonucu olarak hayatını kaybetti. Lakin son yıllarda bu ölü-mün politika ile ilgili siyasî bir kati olduğu da sık sık gündeme getirilmektedir. Büyük bir törenle Moskova’da, Kremlin duvarları önünde, Sovyet Devleti’nin diğer kurucuları ile aynı yerde def-nolunmuştur.
Neriman Nerimanov kalemi, cerrah bıçağı ve siyasî zekası ile, bütün hayatı boyu sevdiği hal-kının hizmetinde olmuştur. Tabii ki, bu yolda onun yanlışlıkları da vardı, istediklerinin hepsini yapamamıştı. Amma o, edebiyatta da, siyasette de namuslu olmayı başarmıştı.
Eserleri:
Nadanhq, Bakı, 1894,1913; Dilin belabı, Bakı, 1895; Bahadır ve Sona, Bakı, 1896, 1913; Gencede Teatr Binası Baresinde Deyilmiş Neriman Ne-rimanovun Sözü. Bakı, 1899; Müselmanlar Üçün Rus Dilini Öyrenmek Üçün Asan Kitabdır, Bakı, 1899; Nadir şah, Bakı, 1899; Türk-azerbaycan Di-
linin Müxteser Serfi-Nehvi, Rus Ve Müselman Mekteblerinde Türkçe Oxuyan Uşaqlar Üçün Düzeldilib, Bakı, 1899; Müellimsiz Türk Dilinin Öyrenilmesi Üçün Ruslardan Ötrü Asan Ki-tabdır, Bakı, 1900; Nadir Şah, Bakı, 1913; Pir, Bakı, 1913, 1917; Şamdan bey, Bakı, 1913; Verem Heş-terxan, 1911; Traxoma, Bakı, 1908; Göz ağrısı, Bakı, 1913 (Nikolay Rodionovla birlikte); Biz Qaf-qaza Ne Şüar ile Gedirik? Bakı, 1919; Lenin ve Şerq. Moskova, 1923 ( Rus dilinde); Bahadır ve Sona, Bakı, 1922; Nadir Şah, Bakı, 1926, 1927; Pir, Bakı, 1930, 1935; Şamdan Bey, Bakı, 1929; Me-qaleler ve Mektublar, Moskova, 1925 ( Rus di-linde); Eserleri külliyatı c.I-II, Moskova, 1926 ( Rus dilinde); Bahadır ve Sona. Hekayeler ve Po-vestler, Moskova, 1971 (Rus dilinde); Eserleri, Bakı, 1935; Eserleri, Bakı, 1956; Seçilmiş Eserleri, Bakı, 1970 (arap alfabesi ile); Meqaleler ve Nitq-ler, Bakı, 1971; Seçilmiş Eserleri, Bakı, 1973. Sov-yet Ittfaqı Komünist Partisinin Milli Uc-qarlardakı Siyasetine Dair. Stalin’e Ve Trotski’ye Mektub, Bakı, 1990. (Rus dilinde) vs.

Yazar: Çetin Bayramoğlu

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 127,65 M - Bugn : 61581

ulkucudunya@ulkucudunya.com