« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Mar

2022

Ülkenin varlıkları

Ahmet B. Ercilasun 01 Ocak 1970

Milliyetçilik kavramının milleti sevmek, korumak ve geliştirmek demek olduğunu her zaman söylüyoruz. Bu tanımda konu, "millet"tir yani sevilmesi, korunması ve geliştirilmesi gereken "millet"tir. Öyleyse "millet" kavramını açmak gerekir.

Millet kavramının sosyolojik ve hukuki tanımları üzerinde daha önce çok durdum. Bu yazıda milletin, sadece bugün yaşayanlardan ibaret olmadığını; geçmişte yaşayanlar, bugün yaşamakta olanlar ve gelecekte yaşayacak olanları kapsadığını bir kez daha belirttikten sonra millet kavramının farklı kapsamları üzerinde duracağım.

Millet kavramına, "milletin sahip olduğu varlıklar" da girer. Milletin maddi ve manevi özellikleri, dili, kültürü, vatanı, ülkesi, devleti, tarihi… bunların hepsi milletin sahip olduğu varlıklardır. Bu yazıda vatan ve ülke kavramları üzerinde yoğunlaşacağım.

Güncel Türkçe Sözlük'e göre vatan (yurt), "bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası"; ülke, "bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü" demektir.

Üzerinde yaşadığımız, kültürümüzü oluşturduğumuz toprak elbette sadece maddi ve fizikî anlamdaki toprak parçası değildir. Toprak, altındakilerle ve üstündekilerle bir bütündür. Toprağın içinde ve üzerinde bulunan bütün organik ve organik olmayan varlıklar vatanın parçasıdır, ülkenin varlıklarıdır.

Daha somut olarak anlaşılsın diye sayalım: Toprağın altındaki altın, gümüş, bakır, demir, kömür… Solucan, karınca, börtü böcek… Toprağın içindeki ve üstündeki mağaralar, tepeler, vadiler… Ağaçlar, çiçekler, çalılıklar… Keçiler, koyunlar, inekler… Tavşanlar, tilkiler, kurtlar… Saksağanlar, turnalar, leylekler… Buğday, arpa, çavdar… Zeytin ağaçları, elmalar, alıçlar… Toprağın altındaki, üstündeki ve çevresindeki sular, ırmaklar, göller, denizler ve hava… İşte bunların tümü topraktır ve ülkenin varlıklarıdır.

Toprağın altında yatan şehitler, toprağın üstünde yayılan mezarlıklar, türbeler, kervansaraylar, mescitler, hamamlar… Arkeolojik buluntular, heykeller, surlar, kaleler, mozaikler… Mimari eserlerimiz, Selimiye, Muradiye, Yakutiye… Yollar, köprüler, fabrikalar…

Bütün bunlar ve burada sayılmayanlar, sevilmesi, korunması ve geliştirilmesi gereken millet varlıkları, ülke varlıklarıdır.

Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla öğrendik ki buğdayı, çiçek yağını bile bu ülkelerden ithal ediyormuşuz. Bu ülkenin toprağında bol bol yetişen buğdayı, ayçiçeğini, pancarı kimler yok etti? Bu ülkenin hayvancılığını kim mahvetti? Bu ülkeyi kâğıt üretemez hâle kimler getirdi? Bu insanlar milliyetçilikten, vatan millet sevgisinden bahsedebilirler mi? Bu ülkeyi et ithal eden, saman ithal eden bir ülke hâline getirenlerin millî ve yerli kelimelerini kullanmaya hakları var mı? Ülkeyi bu hâle getiren politikalara ortak olanların milliyetçilikten söz etmeleri mümkün mü?

Milliyetçilik, zeytini sevmek demektir. Milliyetçilik, zeytini korumak ve geliştirmek demektir. Milliyetçilik, zeytini ve zeytin ürünlerini geliştirmek, çoğaltmak demektir. Milliyetçilik, dünyayı zeytin ürünlerimize, zeytinyağımıza, peynirimize, incirimize, fındığımıza hayran etmek demektir.

Tabiatınızın bir santimetrekaresini bile bakımsız bırakmayacaksınız. Arabamıza binip şehir dışına çıktığımız zaman çorak bir arazi, kurumuş bir dere yatağı, yiyecek ot bulamayan cılız sığırlar görmemeliyiz. Deniz kıyılarımıza yaklaşırken beton yığınlarına, yanıp küle dönmüş orman alanlarına bakmamalıyız. Tabiatın bize sunduğu güzellikleri, maharetli ellerimizle daha görünür hâle getirmeliyiz. Tabiatın güzelliği ile insan duygusunun güzelliği birleşmeli, vatanımız bakmaya doyamayacağımız manzaralarla zenginleşmelidir.

Ülke varlıklarımızı geliştirerek, çoğaltarak, zenginleştirerek insanımızı da zenginleştirmeliyiz. Milliyetçiliğimizin hedefi, insanımızı zengin bir refah toplumu hâline getirmek olmalıdır. Bilge Kağan, az milleti çoğalttım, yoksul milleti bay kıldım, yaya milleti atlı hâle getirdim, diyordu. Bu sözlerin bugünkü karşılığı milleti -mültecilerle değil- Türk olarak çoğaltmak, insanlarımızı müreffeh hâle getirmektir. Türk milletinin de bahçeli, geniş evlerde oturmaya, dünyayı dolaşmaya, büyük bilginler ve sanatçılar yetiştirmeye, araba, karavan ve hatta yat sahibi olmaya hakkı vardır.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 127,65 M - Bugn : 61491

ulkucudunya@ulkucudunya.com