« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 May

2007

Dönemeç

Mahir KAYNAK 01 Mayıs 2007

Genelkurmay bildirisi ve Çağlayan mitingi siyasette bir dönüm noktası oldu. Bundan sonra geriye dönmek ve bu iki olayı yok saymak mümkün değildir. Üstelik bundan sonra kimin haklı kimin haksız olduğunu tartışmanın da faydası olmayacaktır. Yapılması gereken karşı tarafı suçlamak değil, sürecin kontrol altında tutulmasına katkı sağlamak olmalıdır.

Çok kısa bir süre öncesine kadar toplumda farklılık olarak gözlenen ayrışma çok hızlı bir biçimde karşıtlığa ve kutuplaşmaya dönüşmüştür. Taraflardan birinin çözüm olarak gördüğünü diğeri kabul edilemez saymaktadır. Bu bir çatışma demektir ve taraflardan birinin yenilgiyi kabul etmesiyle sonuçlanır.

*

Yapılacak bir seçimin gerginliği ortadan kaldıracağı düşüncesi sorgulanmaya değer. Çünkü Genelkurmay bildirisinin çizdiği sınırlar şarta bağlı değildir her halde gerçekleşmesi beklenmektedir. Kaldı ki kutuplaşmanın olduğu bir ortamda, seçim sürecinde, çeşitli provokasyonların olması da sürpriz sayılmaz. Seçimi gerginliği ortadan kaldıracak bir çare olarak görmek yerine önce gerginliği çözmek daha sonra seçime gitmek daha doğru bir strateji olacaktır. Eğer toplumun geneli yada hiç değilse büyük çoğunluğu tarafından kabul edilecek bir cumhurbaşkanı seçilseydi siyasal iktidar kendi açısından çok daha avantajlı bir konumda olacaktı. Ama iktidar kendi hanesine bir kazanç yazılacak bu yolu denemedi onu karşı tarafa verilecek bir taviz olarak algıladı. Bugünkü durumla böyle bir tavrın yaratacağı ortamı kıyaslamak neyin daha isabetli olacağını göstermeye yeter.

Var olan şartlarda yapılacak bir seçim kutuplaşmayı ve gerginliği azaltmak bir yana onu daha da keskinleştirecektir. Demokrasiye müdahale edildiği, eğer Anayasa Mahkemesi oylamanın iptali yönünde kara alırsa buna yönelik eleştiriler kaçınılmaz olarak seçim malzemesi haline gelecek ve yaratacağı olumsuz iklimi seçim sonrasına taşıyacaktır. Buna kaybeden tarafın kızgınlığı da eklenirse sükunet beklerken fırtınayla karşılaşmak mümkündür. Bu nedenlerle seçim öncesi bir barış ve sükunet ortamı yaratmak ve seçimleri daha sonra yapmak gerekir.

*

Konu taraflar arasında iyi niyet ve samimiyetle tartışılmalı ve bir uzlaşma sağlanmalıdır. Sorunu sadece cumhuriyetin temel ilkeleriyle sınırlı saymak yeterli olmaz. Farklılıkların önemli bir boyutu da uygulanan dış politika ve ekonomik yaklaşımdan kaynaklanmaktadır. Irak’taki durumla ilgili olarak hükümetle TSK arasında tam bir uzlaşma sağlanmalı, AB’nin Silahlı Kuvvetlerin etkinliğini sınırlamak için bir bahane olarak kullanılmasından vazgeçilmelidir. Asker-sivil dengesinin zaman içinde ve kendiliğinden oluşmasına izin verilmeli ve bu konudaki zorlamaların sorun yaratacağı anlaşılmalıdır. Ekonomide uygulanan küreselleşme politikasının evrensel bir doğru olduğu iddiasından vazgeçilmeli ve bunun sadece çeşitli alternatifler arasındaki bir tercih olduğu göz önünde tutularak modelde gerekli düzeltmelerin yapılmasına imkan sağlanmalıdır. Bundan sonra seçimler bir düğün havasında yapılabilir.

Ziyaret -> Toplam : 125,21 M - Bugn : 92420

ulkucudunya@ulkucudunya.com