« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Eyl

2009

Başbuğ, MGK bildirisine açıklık getirdi / Fikret Bila

01 Ocak 1970

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 30 Ağustos nedeniyle yayımladığı mesajda, gündemdeki “Kürt açılımı”yla ilgili bir çerçeve çizdi. Org. Başbuğ’un çizdiği çerçeveyle, tartışma konusu olan MGK bildirisine de açıklık getirdiğini söyleyebiliriz.

MGK’nın son toplantısından sonra açıklanan bildiride kurulun, “Kürt açılımı” sürecinin devamını “tavsiye ettiği” ifadesi vardı. Bu ifade, muhalefet partileri CHP ve MHP tarafından, “askerin sonu belli olmayan bir sürece peşinen angaje olması” biçiminde değerlendirildi.

Başbuğ, dünkü açıklamasıyla bir anlamda asker üyelerin MGK’daki duruşunu yansıtmış oldu.
Başbuğ’un açıklaması, muhalefet liderlerinin dile getirdiği kaygıları, MGK kararıyla ilgili soru işaretlerini karşılayan nitelikteydi.

Genelkurmay Başkanı, yürüyen süreçte, ulus-devlet, üniter-devlet ve tek resmi dil konusunda TSK’nın hassasiyetlerinde bir değişiklik olmadığı mesajını yineledi.

Org. Başbuğ’un sert tartışmalarla yürüyen “Kürt açılımı” sürecinde çizdiği çerçeveyi şöyle özetleyebiliriz:

‘Tarafız ve taraf kalacağız’

1- Org. Başbuğ, bölünme kaygısına karşılık, TSK’nın, Anayasa’nın 3. maddesinde ifade edilen “Türkiye devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bütündür” ilkesine sıkı sıkıya bağlı olduğunu anımsattı. Bu anayasal ilkenin Atatürk’ün mirası olduğunu da vurgulayarak, bu çizgiden ayrılmasının söz konusu olmadığı mesajını verdi. Bu konuda TSK’nın taraf olduğunu ve taraf olmaya devam edeceğini belirterek, duruşunu tekrar anımsattı. TSK’nın tarihi sorumluluklarının bilincinde, bir sürüklenme içinde olmadığının altını çizdi.

Türkçe hassasiyeti

2- Başbuğ’un vurgu yaptığı ikinci önemli nokta yine Anayasa’nın 3. maddesinde ifade edilen (Türkiye Cumhuriyeti’nin) “Dili Türkçedir” hükmü oldu. Bu vurguyla “Kürtçenin ikinci resmi dil veya resmi eğitim dili” olmasına yönelik girişimlere karşı çıkmış oldu.

Terörle mücadele kararlılığı

3- Org. Başbuğ, “terörle mücadeleden vazgeçilip terör örgütüyle müzakere”ye geçilmesinin söz konusu olmadığı mesajını verdi. Ancak daha önce birkaç kez vurguladığı gibi, terörle mücadelenin tüm alanlarda eşgüdüm içinde yürütülmesi gerektiğini anımsattı. Bu bağlamda ekonomi, sosyokültürel ve uluslararası alanlarda önlemler alınması gerektiğini tekrar belirtti. Bu vurguyu yaparken, alınacak önlemlerin devlet tarafından kararlaştırılması gerektiğini, bir müzakere veya pazarlık havasının doğru olmadığını duyurmuş oldu.

Siyasal kimliğe karşı duruş

4- Org. Başbuğ’un çizdiği sınırlardan biri de -yine daha önce açıkladığı gibi- TSK’nın farklı kültürlere saygılı olduğunu, bireysel alanda özgürlük olarak yaşanmasını saygıyla karşıladıklarını, ancak farklılıkların toplumsal bir siyasi kimliğe dönüştürülmesine karşı durduklarını tekrarladı.

‘Muhatap alınamaz’

5- Org. Başbuğ’un verdiği bir diğer mesaj, yaşanan süreçte TSK’nın terör örgütü veya destekleyicileriyle ilişki kurulmasına yol açacak bir faaliyet içinde bulunmasının söz konusu bile olamayacağıydı. Bu itibarla, süreç yürütülürken izlenecek usul ve yöntemin önemli olduğu vurgusunu yaptı.

Ayrışmaya dikkat

6- Genelkurmay Başkanı, açılım süreci yürütülürken, devletin varlığını riske sokacak, toplumda kutuplaşmaya, ayrıştırmaya, çatışmaya sürükleyecek konulardan uzak durulması gerektiğine dikkat çekti.

‘Orduyu yıpratmayın’

7- Org. Başbuğ, nihayet bu süreç ve tartışmalar içinde TSK’nın yıpratılmaması gerektiği üzerinde durdu. Güçlü bir Türkiye’nin, ancak güçlü bir orduyla mümkün olacağını hem iktidara hem muhalefete hatırlatmış oldu.

Ziyaret -> Toplam : 125,16 M - Bugn : 46524

ulkucudunya@ulkucudunya.com