Ahmet Tevfik İleri
1911 – 31.12.1961 01 Ocak 1970
İyi bir hatip olmanla birlikte gelenekçi ve muhafazakâr bir düşünce yapısına sahip olan, idealist ve aktif bir mizacı bulunan Tevfik İleri, çevresinde daha çok milliyetçi fikirleriyle tanınır. Babası Hâfız Celâl Efendi, annesi Fatma Hanım’dır. İlk ve ortaöğrenimini İstanbul’da dedesinin yanında tamamladı. Yüksek Mühendis Mektebi’nden 1933’te mezun oldu. Bu okuldaki son yılında Millî Türk Talebe Birliği başkanlığına seçildi ve Türkçülük hareketlerinde etkili oldu. Razgrad’daki Türk mezarlığını tahrip eden Bulgar gençlerini protesto etmek, Türkçe’nin yaygın olarak kullanımını sağlamak ve yerli malını teşvik etmek için mitingler ve kampanyalar düzenlenmesinde öncülük etti. Erzurum’da karayolları kontrol mühendisi, Çanakkale’de nâfıa müdürü ve Samsun’da nâfıa müdürü ve yedinci bölge müdürü olarak görev yapan Tevfik İleri, 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’den Samsun milletvekili seçildi. On yıl boyunca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin faal bir üyesi sıfatıyla Ulaştırma bakanlığı, Millî Eğitim bakanlığı, meclis reis vekilliği, tekrar Millî Eğitim bakanlığı, Devlet bakanlığı ve başbakan yardımcılığı, son olarak da Bayındırlık bakanlığı ve Millî Eğitim bakan vekilliği görevlerinde bulundu.
Bakanlıkları döneminde önemli icraatlar gerçekleştiren Tevfik İleri derslerinin ilkokulların müfredat programına alınması, Türk Sanat Tarihi Enstitüsü’nün kurulması, Türk kültür eserlerinin yayımının başlatılması, yirmi yıl aradan sonra İmam-Hatip okullarının yeniden açılması, İstanbul’da Yüksek İslâm Enstitüsü’nün kurulması gibi bazı önemli çalışmalar yaptı. Ayrıca Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanmakta olan İnönü Ansiklopedisi’ni Türk Ansiklopedisi adıyla yeni bir yayın kurulu oluşturarak devam ettirdi. Yine tek parti döneminde propaganda vasıtası olarak kullanıldığını düşündüğü Köy enstitülerini, köy çocuğu-şehir çocuğu ayırımını önlemek ve yapısında düzenlemeler yapmak için öğretmen okullarıyla birleştirdi. 1960 İhtilâli’nden sonra tutuklanarak Yassıada’ya götürüldü. Vatan Cephesi kurmak, muhalefetin faaliyetini kısıtlayıp diktatörlük tesis etmek, meclisi çalıştırmamak, anayasayı ihlâl gibi suçlarla yargılandığı Yassıada mahkemesinde müebbet hapse mahkûm edildi. Fakat bir süre sonra hastalandı ve kaldırıldığı Ankara Hastanesi’nde kanser hastalığı dolayısıyla vefat etti.