Din Ve Osmanlı Tartışmaları!...
Hakkı Şafak Ses 01 Ocak 1970
Son günlerde bir çok arkadaşımız ve AK Parti karşıtı insanımız nefretlerini ve sevgilerini sosyal medyada, “Siyasal İslamın” konumlandığı mevziye göre belirliyor.
İslamın ve Müslüman olmanın değeri, ölçüsü ve doğruları AK Partinin söylem ve duruşlarına göre tartıya çıkarılıyor.
Sizin gibi “müslüman olacağıma….”
Sizin, “ müslümanlık, İslam dediğiniz buysa…”
Sizin “dindar olarak yaptıklarınıza bakınca alın bu dininizi…”
gibi haklı sebeplere dayalı ve iyi niyetli şikayet cümleleri yavaş yavaş şekil değiştirerek İslam dininin inanç ve varlığını sorgulayan fitnelere kapı açar hele geldi.
AK PARTİ nin siyasal İslam öncelikli duruşuna karşılık İslam’a ve dine karşıtlık “aşırılığa”yani “ifrada” dönüşmüş durumda.
Milliyetçi çizgide ki insanların mutedil ve dengeli, imani hassasiyete sahip dini anlayışları, bu savrulmada “İslamın” din olarak sorgulanması gibi saçma ve yersiz tartışmalara da yol açmakta.
Türk ve Müslüman düşmanı gizli bir çok derin yapı bizim mahallede başlayan bu sisten herhalde oldukça memnundur.
Bin yıl önce yapılmış ve tozlu raflarda yüz yıllardır unutulmuş fitneler yeniymiş gibi servis edilmekte.
Maturidi itikat değerlerimiz unutularak; Eşari,Mutezile ve Şia temelli bir çok sözde kaynak eserlerden, sanki dinimizi temsil ediyormuş gibi, “böyle din olur mu?” demek için yapılan alıntılar hemen hergün sosyal medyada servis edilmekte.
AK Parti Osmanlı’yı mı övüyor?
Hemen Osmanlı Devletini yerden yere vuran paylaşımlar sosyal medyayı dolduruyor.
Ne, o zaman, ne, o günün siyasi rekabet ve makam kavgaları ve ne de zamanın fitneleri bilinmeden, önemsenmeden sadece AKP övdü diye vur Osmanlı’ya !..
Osmanlı İmparatorluğu Türklerin kurduğu ve tarihin gördüğü en son ve en büyük gerçek imparatorluktur.
Kurulduğu günden beri de her zaman düşmanları olmuştur.
Dönem dönem siyasi iç çekişmeler ve bugün geldiğimiz sosyolojik gelişme ve aydınlanma ile bizlere çok ters gelen ve kabul edilmesi zor olayların varlığından dolayı Osmanlı Devletini toptan aşağılamak ve kötülemek politik olarak doğru bir yaklaşım olmaz.
Hele ki 1550’den sonrası ile öncesini aynı terazide tartmak hem doğru ve hem de asla adil olmaz.
Tarihi olayları analiz edip değerlendirirken doğru bilginin yanında “zaman” kavramını unutmadan akıl ve mantık öncelikli düşünmemiz gerekir derim.
1800 sonrası Osmanlı’da bürokraside artık Türklük önceliğinin zayıfladığı ve bir ur gibi Türk’e düşman her türlü azınlığın payitahtı sardığı elbette bilinen bir gerçek.
(Bugün şikayet ettiğimiz bir çok noktada olduğu gibi)
Fakat bu hastalıklı ve yaralı dönemi tüm Osmanlı tarihini kapsar şekilde bir düşüncenin toplumda hakim olmasına Türk Milliyetçileri bırakın alet olmayı fırsat bile vermemelidir.
Siyasi güç ve iktidarı elinde tutan ve asla iktidarı kaybetmek istemeyen her imparatorluk hanedanı, tüm imparatorluklarda tarihte benzer haksız ve adaletsiz işleri yapmıştır.
İktidarı ele geçirmek ve İktidardan ayrılmamak için, hiç bir değer yargısı ile mukayese edilmeyecek işleri yapanlara örnek ararsanız her coğrafyada, her dinden, her milletten ve her devletten onlarca örnek bulabilirsiniz.
Bu işleri din, ahlak ve insanlık değerleri ile tartmak mukayese etmek ve politik sonuçlar çıkarmak doğru bir karşılaştırma olamaz.
Özetle AKP nefreti ile Siyasal İslamın “ifradı”; bizleri kendi inancımızda ve tarihi bakışımızda “tefride” düşürmemelidir.
Peygamberimiz sonrası sahabenin bir birini katletmesi, bizi dinimizden asla soğutmayacağı gibi Abdülhamit’ten- Vahdettin’e son dönem acz ve teslimiyet çizgisinin sayısız örneklerini bildiğimiz dönemden dolayı da Türk’ün kurduğu son muhteşem imparatorluk Osmanlı’dan da asla vazgeçmeyiz !..
Gözleri kör eden, AKP’nin partizanlık temelli aşırı sevgi ve övgüsü karşısında; tarihimizde ve inancımızda gerçekleri örten ve fitnelere kapı açan kızgınlık ve nefret söylemlerinde biz Türk Milliyetçileri olarak daha dikkatli olmalıyız.
Sevgilerimizi ve kızgınlılarımızı “siyasal İslam” yönetmemeli !..
Biz Türk Milliyetçileri olarak, her siyasi olayı kendi değer yargılarımızla değerlendirebilecek yeterli birikime, tecrübe ve tarihi örneğe sahibiz.