Halk Fırkası programında Millî Hâkimiyet
Ahmet Bican Ercilasun 01 Ocak 1970
Millî Düşünce Merkezi'nin 2 Şubat 2023 tarihinde Ankara'da Sadi Somuncuoğlu anısına düzenlediği "Cumhuriyetin Kurucu İlkeleri Paneli"nde Emekli Vali Mustafa Yıldırım, Uluç Gürkan ve Avukat Hüseyin Özbek'le birlikte ben de bir konuşma yaptım.
Konuşmaya hazırlanırken 9 Eylül 1923'te kurulan Halk Fırkası'nın (bugünkü CHP) programından millî egemenlik ile ilgili parça gözüme çarptı. Bugünü de çağrıştıran bazı ifadeleri dolayısıyla programdaki o bölümü okuyucularla paylaşmak istiyorum. Önce metni, sonra da Ziya Gökalp'ın kısa bir yorumunu sadeleştirerek veriyorum.
"Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir. İdare usulü, halkın mukadderatını bizzat ve fiilen düzenlemesi temeline dayanır. Milletin hakiki veya yegâne temsilcisi Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin haricinde hiçbir fert, hiçbir kuvvet ve hiçbir makam, millî mukadderata hâkim olamaz. Dolayısıyla bütün kanunların düzenlenmesinde, her tür teşkilatlanmada ve yönetimle ilgili ayrıntılarda, umumi terbiye ve iktisat konularında millî hâkimiyet esasları dâhilinde hareket olunacaktır."
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüşün sıklıkla konuşulduğu şu günlerde CHP'nin ilk programındaki bu cümleleri hatırlatmak istedim ve "hiçbir fert, hiçbir kuvvet, hiçbir makam" ifadelerini özellikle eğilterek vurguladım.
Programın yayımlanmasından kısa zaman sonra Ziya Gökalp bir kitapçık yayımladı: Doğru Yol - Hâkimiyet-i Milliye ve Umdelerin Tasnif, Tahlil ve Tefsiri.
Kitapçıkta Gökalp, programın yukarıdaki cümlelerini alıyor ve yorumluyor. Yorumun sadece kısa bir bölümünü veriyorum:
Halk Fırkasının bu cümlelerinden "anlıyoruz ki bundan böyle millî hâkimiyetimizi, kanunlar yaparken ve memleketi idare ederken… milletimizin akıl ve iradesinden başka hiçbir kuvvet sınırlayamayacak ve kısıtlayamayacaktır. Saray hükümetine ve ferdî saltanata nihayet verildiği için artık bu cihetten bir kısıtlamayla karşılaşmak ihtimali yoktur."
"Saray hükümetine ve ferdî saltanata" ifadelerini okurken biraz vurgulu okumuş olmalıyım ki dinleyicilerin bir bölümü gülümsedi. Ben de "Bu cümleler bugüne ait değildir, 1923'te yazılmıştır." diye açıklamak ihtiyacı duydum.
Mamafih geçmişteki bazı sahneler, bazı konuşma ve yazılar daha sonraki yıllarda da bazen tekrarlanır gibi oluyor. Toplumlar uyuşukluğa düşer ve uyanıklığını kaybederse eski dönemlerde uğradıkları baskılara tekrar uğrayabilirler. Bu bakımdan sürekli uyanık bulunmak zorundayız. Cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP de Atatürk zamanındaki program ve ülkülerini hatırlamak ve topluma da hatırlatmak yükümlülüğündedir.
Atatürk her şeyi Türklük ve çağdaşlık üzerine kurdu. Bu iki kavram olmadan milliyetçilik de, çağdaşlık da, Atatürkçülük de olmaz. Tabii ki bunlar başka bir yazının konusudur.