Hasan el-Bennâ
17.10.1906 – 12.02.1949 01 Ocak 1970
İhvan-ı Müslimin namı diğer Müslüman Kardeşler'in kurucusu Hasan El Benna yirminci asrın buhranlı çağına bir güneş gibi doğmuştur. İslami bir yaşamın mücadelesini veren hayatı ile İslami hareketlere yön verecek Müslüman halklara örnek olacak bir okul bırakmıştır. Hasan el Benna kimdir? Hasan el Benna sözleri, Hasan el Benna kitapları, Hasan el Benna'dan gençlere tavsiyeler...
Hasan el Benna, 17 Ekim 1906 senesinde Mısır’ın Mahmudiyye kasabasında dünyaya gelmiştir. Hasan el Benna ‘nın babası hadis âlimidir. Hasan el Benna ’nın ideal bir İslam terbiyesiyle yetişmesi için elinden ne geliyorsa yapmıştır. 8 yaşından 12 yaşına kadar medresede, hocası Muhammed Ebu Zehra tarafından yetiştirilmiştir. Hasan el Benna ‘nın daha o günlerde Kur’an’a karşı büyük bir sevgisi vardır. 15 yaşında Kur’an’ın tamamını hıfzetmiş, nafile ibadetlerine özellikle teheccüd namazına, sabah ve akşam zikirlerine önem vermiştir. O, İslam’ı her yönüyle hayatlarda yaşanan bir din olarak anlamış, anlatmış ve yaşamıştır.
Hasan el Benna hayatı boyunca İslam’a davet için mücadele etmiş bir kimsedir. Yerinde duramayan Hasan el Benna, birkaç arkadaşıyla birlikte “kötülüklere karşı mücadele” adında bir teşkilat kurarak bazı önemli şahsiyetlere mektuplar gönderip, onlara nasihat etmeye ve onların dikkatlerini toplumdaki kötülüklere çekmeye çalışmıştır.
Hasan el Benna medreseden mezun olduktan sonra Darul Ulum Üniversitesi’ne başlamıştır. Darul Ulum Üniversitesi’ni birincilikle bitirip ardından İsmailliye kasabasına öğretmen olarak atanmıştır. İsmailiyye’de de davet çalışmalarını sürdürmüştür. Camilerde başlayan davet kahvelerde devam etmiştir. İngiliz sömürüsü altında olan Müslüman halka İslam’ın izzetini Müslümanların da izzetli olması gerektiğini, kula kulluktan kurtulup yalnızca Allah’a kul olunması gerektiğini anlatmıştır.
Hasan el Benna İsmailiyye’de kendisine üç tane büyük kahvehane seçmiş ve orada davet yapmak için program yapmıştır. İlk kahveye gittiğinde insanların fıkralını anlatmasını beklemiş, sonrasında ise nargile mangalını yere saçmıştır. Ardından insanlar kaçışmaya başlamıştır. İşte bu esnada bir masaya çıkıp oradaki insanlara şöyle seslenmiştir; “Ey insanlar! Bugün burada şu küçük ateş parçalarından kaçıyorsunuz peki yarın kıyamet gününde cehennem ateşinden nasıl kaçacaksınız?”
Bu durum gençlerin ilgisini çekmiş, artık kahvelere onu dinlemek için gelmeye başlamışlardır. Bir gün kahveden çıktıktan sonra altı kişi onun arkasından gelmiş ve “Ey İmam biz seni dinledik, anladık. Peki, şimdi ne yapacağız?” demişlerdir. Bunun üzerine bu altı kişiyle beraber bir teşkilat kurmaya karar vermiştir. Arkadaşları cemaate bir isim koymak isteyince, “Ey İmam cemaatimizin ismi ne olacak?” diye sormuş, Hasan el Benna da “İsim koymaya gerek yok. Biz Müslüman kardeşleriz. O halde Müslüman kardeşler olsun.” demiştir. 1928 yılında, Hasan el Benna 22 yaşındayken İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) bu yedi kişi tarafından kurulmuş oldu. Başkan olarak da Hasan el Benna seçildi.
Kurulan teşkilat hızla büyüyor, etkisi sınırlar aşıp dünyanın birçok şehrine yayılıyordu. Büyüyen teşkilatın merkezi Kahire’ye taşındı. Bu durumdan rahatsız olanlar da vardı elbet. Dönemin firavunu Kral Faruk saltanatının elinden gitmesinden korkmuş ve cemaatin dağılması için çareler aramaya başlamıştır. Fakat Allah’u Teâla bu İslami hareketin büyümesi için davasına gönülden bağlı olan gençlere yardım etmiş ve hareket daha geniş sınırlara yayılmıştır. Hasan el Benna 1940’tan sonra İsrail’e karşı 5 bin kişilik bir orduyu Filistin’e göndermiştir. İhvan-ı Müslimin ’in bir kolu da Filistin’de gelişmiştir. Filistin’de dava şuurunun yerleşmesinde İhvan-ı Müslimin teşkilatının katkıları büyüktür.
1948 yılında dönemin Firavunu bir bahane ile Hasan el Benna hariç bütün İhvan üyelerini tutuklattırır. Amacı Hasan el Benna’yı tek bırakıp onu öldürmektir. Nitekim 12 Şubat 1949 yılında hedefine ulaşır. O gün Hasan el Benna İhvan-ı Müslimin teşkilatının binasının önünde Kahire Meydanı’nda yedi kurşun ile suikasta uğrar. Ancak orada ölmeyen Hasan el Benna hastaneye kaldırılır. Kralın emri üzerine hiçbir sağlık görevlisi Hasan el Benna’ ya müdahale etmez. 3 saat boyunca müdahale edilmediğinden kan kaybından ötürü şehit olur.