Hıdrellez
Mehmet TALÜ 08 Mayıs 2007
Soru: Hıdrellez ne demektir?
Cevab: Bismillahirrahmanirhim.
Hıdrellez: Hızır ve İlyas (A.S.)’ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan Milâdî 6 Mayıs, Rumî 23 Nisan’a rastlayan güne verilen isimdir. Söz konusu günde Hızır ve İlyas (A.S.) buluşarak sohbet ederler ve bugünlerde vakitlerini ALLAH yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı. Hızır (A.S.)’ın ALLAH’ın lutfu ile dolaştığı yerde yeşillikler çıkar ve çorak yerler çiçeklere bezenirdi. İşte bu olaya dayanarak, halk zamanla bugünlerde buluşup Hızır ve İlyas (A.S.)’ın geleneğini sürdürmek amacıyla özel anma ve dua günleri tertib eder olmuşlar. Ancak bu zamanla aslî hüviyetinden çıkarılarak günümüzde olan şekliyle Hıdrellez adını almıştır. Günümüzde kullanılan mânâsı ise: İnsanların kıştan kurtuluşlarının bir işareti ve bahar güneşinden faydalanma, piknik yapma, stres atma, eğlenme, nişan, düğün, sünnet törenleri tertib etme, uğursuzlukları giderme, adak adama, dilekte bulunma gibi düşünceleri gerçekleştirme amacıyla gelenekselleşen “bahar bayramı” inancıdır ki, tam bir bidat olarak ortaya çıkmıştır.
Hızır, Hıdır yahut Hadır Arapça bir kelime olup, yeşillik manasına gelmektedir. İslâm âlimlerinin çoğuna göre Kur’an-ı Kerim’de Kehf sûresinde (Kehf Suresi: 60-82) geçen Salih adam kıssasından Hızır (A.S.)ın anlaşıldığı ve onun Peygamber olduğu görüşü müfessirlerin bazılarının tercih ettiği bir görüştür. Ancak bazı âlimler tarafından da Nebî değil Velî olduğu görüşü ileri sürülmektedir. (Tecrid-i sarih ter. 9/145. Ayrıca 67. soru ve cevabına bak)
Mezkûr kıssa özetle şöyledir. Hz. Musa (A.S.) ALLAH Teâlâ’nın emriyle Hızır (A.S.)’ı aramaya çıkar. O’nu bulduğunda Hızır (A.S.) çıkacakları yolculukta hiçbir şey sormamasını şart koşar. Hızır (A.S.) bindikleri bir geminin tahtalarını söker, suçsuz, küçük bir çocuğu öldürür, kendilerine kötü davranılan bir köyde bir duvarı tamir eder... Hz. Musa (A.S.) ise bunların hiçbirine akıl erdiremez. Oysa herbirinde bir hikmet saklıdır.
Öldürülen çocuk azılı bir kafir olacaktır. Tamir ettiği duvarın altındaysa iki yetimin parası saklıdır. Duvar yıkıldığında başkaları bulabilir... Geminin sahibleri ise kendilerini savunamayan on aciz çocuktur. Zalim bir hükümdar o gemiyi beğenip el koymamalıdır. Hızır (A.S.) aslında, tahtaları, su alıyor bahanesini hükümdarın bulması için sökmüştür, Hz. Musa bu soru sormama kuralına uymadığı için Hızır (A.S.)’dan ayrılmak zorunda kalır.
Ebu Hureyre (R.A.)’den nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (S.A.V.), Hızır (A.S.)’a Hızır denmesinin sebebini izah ederken: “Hızır, otsuz kuru bir yere oturduğunda ansızın o otsuz yer yeşillenerek hemen dalgalanırdı” buyurmuştur. (Buhari, Enbiya: 27, Tirmizi, Tefsir Sûre: 18, 2. Ahmed b. Hanbel, 2/312, 318.)
İlyas (A.S.) İsrailoğulları Peygamberlerinden olup Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen ve Tevrat’ta “Elia” diye zikrolunan Peygamberdir.. M.Ö. IX. asırda yaşadığı ve daha sonra zamanın hükümdarları ile çok mücadele ettiği, çoğu zaman mağaralarda yaşadığı kaydedilmektedir.
Hz. İlyas (A.S.) ya da “İlyasîn” şeklinde ismi zikredilen (Saffat sûresi; 130) Peygamberliği bildirilen: “Hiç şüphe yok ki İlyas gönderilen Peygamberlerdendir” (Saffat sûresi: 123) şeklinde hitab edilen İlyas (A.S.) İsrail oğullarına ALLAH’ın elçisi olarak gittiğinde onlar, “Ba’l” adında dört cepheli puta tapıyorlardı. Hz. İlyas (A.S.)ın bütün gayretlerine rağmen İsrailoğulları bu puta tapınmaktan vazgeçmemiş, Hz. İlyas (A.S.)’ın Peygamberliğini yalanlayarak (Saffat sûresi: 124.) O’nu ülkeleri olan Ba’lbak’ten çıkarmışlardı. Fakat ALLAH’ın gazabı bunların üzerine geldiğinde pişman olmuşlar ve İlyas (A.S.)’ı geri çağırmışlardı. Ancak tekrar nankörlük etmişler, bunun üzerine İlyas (A.S.) oradan uzaklaşmıştır.
İlyas (A.S.)’ın İsrailoğullarından ayrılması Hızır (A.S.) ile buluşması gerçekleşti. Bu buluşma “Hızır-İlyas” iken sonradan Hıdrellez şeklinde değiştirilmiştir. Halk arasında Hızır (A.S.)’ın denizde, Kur’an-ı Kerim’de peygamber olduğu bildirilen Hz. İlyas (A.S.)’ın da karada darda kalanlara yardıma koştuğu, ikisinin senede bir gün, mayısın altısında biraraya gelerek insanların yardımına koştuğuna inanılır.