« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Eyl

2009

Tirenler ve Erken Dökülen Yapraklar / Aydil Erol

01 Ocak 1970

Merak edenler soruyor: Çok önceleri bir yazınızda ‘Halkın tireni’ diye bir lâf etmiştiniz; dünyada başka tiren yok mu?..” vb.
Aman efendim merak edip de sorduğunuz şeye bakınız…Kim demiş onu?!! Başka tiren olmaz olur mu?!! Bildiğimiz kadarıyla ‘Yolları uzayıp giden o tiren’, gurbeti sılaya bağlayan tiren, ‘belki hiç gelmez’ diye endişe edilen ‘Kara tren’…Bir de şey: Bir zamanlar “Millî Şef’in saltanat sürdükleri Beyaz Tren” olacak…
Az kalsın unutuyorduk: Münakalât Nezaretinin hazırlıklar tamamlanmadan sefere sokup harikalar yarattığı, kaç kişinin can verdiği hızlı tren!!!
Açık konuşmak gerekirse, fakirin gönlünde yatan, bunların hepsinden kat kat güzel olan bir başka tiren vardır.. O nedir mi dediniz?... Rahmetli Mustafa Arif Arık’ın, yâni Arık Ozan’ın “Güzellerin Tireni”…
Erken Dökülen Yapraklar adlı henüz yayınlanmamış bir çalışmamızda, “Gelimli gidimli, son ucu ölümlü dünya”ya 50 yaşından önce veda etmelerine rağmen, gök kubbenin altında unutulmaz izler bırakan 120’yi aşkın kişi tespit etmiştik. Aralarında kimler yoktu; kimler!.. Babur Şah, Fâtih Sultan Mehmed Han, Genç Osman, Aydınoğlu Umur Beğ gibi hükümdarlar; Tamburî Cemil Beğ, Şevkı Beğ gibi müzik adamları; Bahaeddin Özkişi, Özkan Yalçın gibi yazdıklarını okumalara doyamadıklarımız; Mehmed İzzet gibi dünya çapında şöhret olduğu hâlde memleketimizde az tanınan bir filozof; “beyni radyuma” benzetilen Ziya Gökalp; 9 yaşında şeyh olanlar, 14 yaşında millî forma giyenler, aynı makamdan 6 peşrev, bir gecede 8-10 şarkı besteleyenler; “Çırpınırdın Karadeniz bakıp Türk’ün bayrağına”nın şairi Ahmed Cevad gibi 45 yaşında rahmete gidenler, 23 yaşında ölen Kazan Türklerinin şairlerinden Babiç; 33 yaşında kurşuna dizilerek şehit edilen, arkadaşlarınınkiyle onunkini de kimse bulamasın diye cesedi Karadeniz’e atılan, Kırım Türklerinin önderlerinden, Kırım Millî Marşının şairi Numan Çelebi Cihan; Kurtuluş savaşını destekleyen Özbek Türklerinden şair Çolpan (40), Kıbrıs’ta Cengiz Topel gibi 30 yaşında şehit düşen pilotlar, 1000 küsur yıl önce kadın hakları için yasa çıkaranlar, “Yaşa Venizelos” demediği için İzmir’de şehit edilenler; yabancı kuvvetlerin baskısıyla, yalancı şahitlerin yırtınmasıyla, adı “Ak” olmasına rağmen “yol”u hiç de ak olmayan sözüm ona müftülerin desiseleriyle Ermeni meselesinde yok yere boğazlanan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beğ ile bu gün mezarı bile bilinmeyen Urfa Mutasarrıfı Nusret Beğ, 35 yaşında ölen Kırgız Türkleri yazarlarından Alikul Osmonov, 15 milyonun katili “İnsan kasabı Stalin”in 31 yaşında boğazlattırdığı Âzerbaycan ziyalılarından “gençlik ve güzellik şairi” Mikail Müşfik vb….
İnanılmaz kibarlığı ve nezaketi kadar kaleminin mahareti ve zarafetiyle de tanınan Necmeddin Sefercioğlu hocamız pek az kişinin tanıdığı, edebiyat tarihçilerinin bile bilmediği Erken Dökülen Yapraklar’dan biri olan, 38 yaşında Hakkın rahmetine kavuşan Arık Ozan için şu değerlendirmeyi yapıyor: “Mustafa Ârif Arık 38 yıllık kısa hayatı boyunca hep alçak gönüllü, dürüst ve insanlara dost yaşadı. Çalışkan, titiz ve şefkatli bir yönetici olarak tanındı. Yüreği ve gönlü yurt, millet ve insan sevgisi ile doluydu. Ahlâklı, erdemli, örnek bir insandı. Bundan dolayı çevresinde sevilir, sayılırdı. Onunla kurulan dostluklar geçici değil, sürekli olurdu. Dostlarına gönül kapılarını ardına kadar açardı. Onun dostluğunu kazanmak, kazananlar için, büyük mutluluk sebebiydi (…)
Mustafa Ârif Arık’ın yukarıda saydığımız üstün nitelikleri yanında üzerinde durulması gereken asıl önemli yanı şairliği idi. Ali Çankaya’nın Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler adlı ünlü eserinde belirttiği gibi O, ‘şair-i mâder-zat doğuşlu ve gerçekten arık bir sanat duygusunun mimarı’ idi. Duygu ve düşüncelerini çoklukla, halk şiirimizin gelenek ve ölçüleri içinde dile getirirdi:
Bir âşık el atıp saza
Dedi: ‘Öldüm geze geze.’
Olanca derdini bize,
Döktü garipsi garipsi.
(…)
O, hamâsî şiirlerinde de Türklüğün soyluluk, vakar ve görkemini dile getirirdi:
Türk oğluyum, Bozkurtlardan soyum var.
Lâf anlamam, bir delişmen huyum var.
Vatanımdan daha kutsal neyim var?
Yurt uğruna ben başımı korum, hey!

Hocamızın bir dileği var. Candan, gönülden katılmamak elde değil: “şairimizin dergi sayfalarında kalmış veya hiç yayınlanmamış başka şiirleri de bulunmalıdır. Şiirlerinin, onların da eklenmesi ile yapılacak yeni ve toplu bir basımı, Arık Ozan olduğu kadar Türk şiiri açısından da yararlı olacaktır.” (Tanıdığım Türkçüler, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2005)
Böyle bir çalışmayı yapacak olanı şimdiden bütün gönlümüzle alkışlıyor, eserini dört gözle bekliyor, Arık Ozan’a da esirgenlikler diliyoruz. Arık Ozan’ın Güzellerin Tireni şöyledir:
Hey! duyduk duymadık demeyin
Giden tiren güzellerin tireni
Posta filân değil tiren dedimse
Giden tiren güzellerin tireni

Hey gidi makasçı, bire hey gidi
Bunca yıl emeğin şu ana değdi
Aç yeşil bayrağı bekletme haydi
Giden tiren güzellerin tireni

Kısmetine baksın bunun falcılar
Elvan çeşit gül getirsin gülcüler
Selâm durun, selâm durun yolcular!
Giden tiren güzellerin tireni

Makinist bir şevke geldi ki, görme
Yağcıbaşı, sakın yağa el sürme
Behey çoban, öyle bakınıp durma
Giden tiren güzellerin tireni

Firenin dizbağı çözülmüş hazdan
Tekerlekler raya değmiyor hızdan
Allah esirgesin bunu kem gözden
Giden tiren güzellerin tireni

Arkasından bakıp şaşmak az bunun
Cilve bunun, işve bunun, naz bunun
Altına yatıp da ölmek farz bunun
Giden tiren güzellerin tireni

Aşka gelmiş, düdük çılgın ötüyor
Buhar sarhoş, deli deli tütüyor
Kompartıman baygın, koltuk bitiyor
Giden tiren güz ellerin tireni

Telgırafın direkleri saf ile
Bin bir çiçek tak kurmuşlar harf ile
Velhâsılı anlatılmaz lâf ile
Giden tiren güzellerin tireni

Ziyaret -> Toplam : 125,19 M - Bugn : 74252

ulkucudunya@ulkucudunya.com