Milletin gücü
Ahmet Bican Ercilasun 01 Ocak 1970
Nihayet devreye millet girdi. Son sözü millet söyledi.
O gece Saadet Partisi önünde toplanan binler, belki de on binler bütün bir milletin somutlaşmış görünüşüydü. Ya uzlaşacaksınız, ya da buradan gitmiyoruz. Ankara ayazında saatlerce orada beklemenin anlamı buydu. Ya anlaşacaksınız, ya da buradan gitmeyeceğiz.
Millet devreye girdi ve masanın devrilmesine engel oldu. Çünkü:
Tepesinde bir kılıç gibi sallanan baskıdan, baskılardan bıkmıştı.
Sürekli aşağılanmaktan, hor görülmekten, "ahlaksız, şerefsiz, adi" gibi suçlamalardan bıkmıştı.
Saraylardan, sarayların bin bir odasından, bin bir odada saat başı oluşturulan fitnelerden, fesatlardan bıkmıştı.
Özel uçak filolarından, kara araba konvoylarından, trol ordularından bıkmıştı.
Tepeden bakışlardan, gerilmiş suratlardan, havayı kılıçlayan hareketlerden, boğuk sesli azarlamalardan bıkmıştı.
Sokak kabadayılığının, varoş kültürünün, mafya baskısının, kabalığın, nobranlığın, küfürbazlığın meydanlara hâkim olmasından bıkmıştı.
Anayasa tanımazlığın, yasa bilmezliğin, hukuksuzluğun, adaletsizliğin yüksek yerlerde kol gezmesinden bıkmıştı.
Kutsal bildiği dininin, inancının, pespaye amaçlara alet edilmesinden bıkmıştı.
Cumhuriyetin kurucu değerlerine, Türklüğe, çağdaşlığa, Atatürk'e saldırılmasından bıkmıştı.
Vakıf adı altında, cemaat görüntüsü altında insanların kafalarının boş şeylerle doldurulmasından bıkmıştı.
Bir yandan insanların kafaları hurafelerle doldurulurken bir yandan da uçkurlarına hâkim olamayan şıh müsveddelerinin çocuklara tasallutundan bıkmıştı.
Yolsuzlukların, yandaş kayırmaların aleni şekilde, açıkça ve fütursuzca yapılmasından bıkmıştı.
Ucuz et kuyruklarında, sabah ayazında ucuz ekmek kuyruklarında saatlerce beklemekten, tezgâhların kenarına atılmış sebzeleri toplamaktan, bir lokma ekmek peşinde koşmaktan bıkmıştı.
Ülke yönetimine rant gözüyle bakılmasından; madenlerinin, ormanlarının, kıyılarının, limanlarının yabancıya peşkeş çekilmesinden bıkmıştı.
Özelleştirme adı altında yandaş zengin edilmesinden, yandaş komisyonlarından bıkmıştı.
Ve daha nice seviyesizlikten, seviyesizlerden bıkmıştı.
Son sözü millet söyler. Son sözü millet söylemiştir. İleri geri konuşmanın, şu oldu bu oldu demenin âlemi yoktur. Milletin sesine kulak verin, milletin bekleyişine cevap verin! Aksi takdirde millet son sözü yine söyler ama bu kez başka türlü söyler.