« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Eki

2009

AHİLİK’İN MİSYONU VE VİZYONU

01 Ocak 1970

VİZYON

Vizyon, bir örgütün görünümünü ve felsefesini yansıtır. "Kardeşim" anlamında olan "Ahi" kelimesini örgütün adı kabul eden bir anlayışın vizyonu " hep birlikte büyük hedeflere yürümek" mantığına dayanır. Bu vizyon, örgütü ileriye yönelten yol gösterici bir ışıktır.

İyi belirlenmiş bir vizyon, iki temel bileşenden oluşur: Birincisi, örgütün vazgeçilmez niteliklerini ortaya koyan çekirdek ideoloji; ikincisi ise, örgütün olmayı, başarmayı ve yaratmayı düşündüğü arzularıdır. Olmak, başarmak ve arzulamak değişmeyi ve ilerlemeyi gerektiren özelliklerdir ki, bunlar örgütün değişen yönünü ortaya koyar.

"Etkili her vizyon, örgütün çekirdek ideolojisini içermelidir. Çekirdek ideoloji de iki ayrı parçadan oluşur: Yönlendirici ilke ve öğretiler sistemi olan temel değerler ile örgütün en temel varlık nedeni olan temel amaç(1)".

Temel değerler, örgütün veya örgüt mensubunun şartlar ne olursa olsun korumayı ve yaşama değeri olarak kabul ettiği ilkelerdir; vazgeçilmezliği ifade eder. Tasarlanan gelecek "bir hedef" ve bu hedefe ulaşmanın neye benzeyeceği konusunda "canlı tanım"lar olmak üzere iki temel ögeden oluşur. Tasarlanan gelecek, örgüt mensubu fertler için büyük öneme sahiptir. Çünkü, ulaşılabilir ve gerçekleşebilir hedefi önemseyen örgüt mensupları, hedefin anlaşılır bir biçimde tanımlanmasını ister.

Ahilerin vizyonunu oluşturan temel değerler ve temel amaçları anlamak için, ahilerin günlük hayatını en ayrıntılı şekilde düzenleyen -neredeyse anayasa- fütüvvetnameleri incelemek gerekir. Fütüvvetnameler, Ahiliğe katılanların ellerinden düşürmedikleri ve günlük hayatlarına uygulamaya çalıştıkları ilkelerin açıklandığı edildiği eserlerdir. Bir çeşit temel kanundur. Bilinen ilk fütüvetname olan Ebu Abdi'r-Rahman Muhammed İbn el-Hüseyn es-Sülemi'in "Kitab'u- Fütüvve" isimli kitabından itibaren yazılmış olan bütün eserlerde Ahi örgütü olan fütüvvete ait
ilkeler, değerler ve hedefler sıralanır. Hatta ilkeler ve değerler bütün fütüvvetnamelerde tekrar edilir(2).

Fütüvvetnamelerdeki ilkeler, Ahilerin günlük hayatının her alanını ve her anını ilgilendirir. Hayatın bütününü kuşatır. Ahi vizyonunun temel değerlerini oluşturan -değişmez ve
vazgeçilmez kabul edilen- ilke ve öğretiler, fütüvvetnamelerde şöyle sıralanır(3):

1- Namazı bırakmamak. Çünkü namaz insanı her türlü kötülükten uzak tutar.

2- Haya sahibi olmak Haya, insanın toplum içindeki itibarını arttırır.

3- Dünya hayatına esir olmamak. Fani olanları kutsayıp yüceltmek insanın itibarını yok eder.

4- Nefsin esiri olmamak. Nefis esareti kötü iste, arzu ve davranışın başlangıcıdır.

5- Helal kazanç sahibi olmak. Helal olan kişinin eliyle,çalışmasıyla kazandığı şeyden yediğidir. Ahilik örgütünün en önemli vazgeçilmez ilkelerinden birisidir. Bu ilke çalışma hayatının dinamik bir hal almasını sağlamıştır.

6- Ahilerden muhtaç olanlara ihsan ve keremde bulunmak. Sosyal ve iktisadi hayatın cömertliye ve yardımlaşmaya dayanmasını sağlayan temel ilkelerden birisidir. Başkalarıyla birlikte büyük hedeflere ulaşmayı sağlar.

7- İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak. Ahilik örgütünün iç denetim yoluyla oluşabilecek haksızlıkların ve yanlışlıkların giderilmesini sağlayan bir ilkedir.

Ahilik vizyonunun çekirdek ilkeleri ise şöyle sıralanabilir:

- Örgütün toplumsal sorumluluğu

- Hizmette mükemmellik

- Dürüstlük ve doğruluk

- Ortak yaşama

"Hizmette mükemmellik", Ahiliğin varlık nedenidir: "Mükemmel ve müreffeh bir toplum hayatını oluşturmak". Farabi'in ifadesiyle Medin'ül- Fadıla'yı kurmak. Bu gerçekleşir mi? Esasında örgütlerin amaçları "ufuktaki kılavuz bir yıldız gibidir, sonsuza kadar izlenir, ama asla ulaşılmaz. Kendisi değişmese de amaç değişime esin kaynağı olabilir. Amacın asla tam olarak gerçekleştirilememesi, örgütlerin değişimi ve ilerlemeyi hızlandırmayı hiçbir zaman durduramaması anlamına gelir(4)".

Ahilik vizyonunu oluşturan temel bileşenlerden birisi de "tasarlanan gelecek"tir. Tasarlanan gelecek, örgütün hedeflerini ifade eder. Bunun için, örgüt her üyesine, bir meslek dalının yanı sıra, toplumsal değerlerle ilgili eğitim verilmesi amaçlanmıştır.

İbn Batuta'nın da seyahatnamesinde belirttiği gibi Ahiler birer sanat sahibi olup, ortak toplumsal değerleri beraber yaşamayı hedefleyen gruplardır(5).

Meslek sahibi olmayan bir Ahi tasavvur edilemez. Her fert becerisine göre bir mesleğin maharet ve hünerlerini kazanır, iş sahibi olur ve sosyal hayata katkı sağlar. Mesleği olmayanın başkalarına faydası olmaz. Toplumun mutluluğu ve gücü, ancak her bireyin bir meslek sahibi olarak toplumsal hayata kattı sağlamasıyla mümkündür. Her Ahinin önüne konulan hedefle ilgili canlı tarif, itibar, güç ve kudret sahibi olmak, hüner ve maharetten geçer.

DİPNOTLAR
1) Collins, J.C., Porras, J.I.; Şirketinizin Vizyonunu Oluşturmak, Değişim, MESS No: 291, İstanbul 1999, s.33.
2) Geniş bilgi için bak: Es-Sülemi Tasavvufta Fütüvvet, Çev. Süleyman Ateş, A.Ü. İ.F.
Yayınları, Ankara 1977, Gölpınarlı, İslam ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı ve Kaynakları, İ.Ü. İ.F. Mecmuası, C.II, İstanbul 1950, Ek Beş Adet Fütüvvetname.
3) Tuhfat-al- vasayâ, s.216-219
4) James,Colins, s.37
5) İbn Batuta,s.8

.::MİSYON::.

Misyon, yüklenilmiş görevi ifade eder. Gönüllü birlikteliğe dayanan örgütlerde en önemli misyon, örgütün amacı doğrultusunda üyeler arasında ortak bilinç ve hedeflere ulaştırıcı ortak nitelikler oluşturmaktır.

Bir sosyal organizasyon olan Ahiliğin de, diğer örgütlerde olduğu gibi amacı doğrultusunda bir misyon yüklendiği görülür.

Ahiliğin temel misyonu mükemmel fertler yetiştirerek mükemmel topluluklara ulaşmak, dünyayı düzene sokma yoluna yapışmak (1) ve bu şekilde "insanlara ve insanlığa hizmet"edebilmektir.

Dünyaya düzen ve hizmet verme iddiasında olan Ahiler, misyonlarını yerine getirebilmeleri için önce kendilerinin mükemmel olmaları gerektiğinin bilincindedirler. Ahi önce kendisine çekidüzen vermelidir ki, inandırıcı olsun, hizmet edebilsin. Bu bağlamda Ahi şöyle nitelendirilmektedir:

"Huyları güzel olan, namaza devam eden, zekatını veren, babasına ihsanda ve itaatte bulunan, komşusunu ağırlayan, eline geçeni veren, işlerini güzelleştiren, sözlerinde doğru olan, amellerini en güzel bir hale getirmeye çalışan, sırlarını saklayan, ahdi koruyan, sevgiye riayet eden, doğrulukta, arılıkta, muamelede bulunan, yalanı ve riyayı atan, helal kazanca koyulan, ulaşmak için arılaşan, haramı bırakan, halka ihsan eden, kendisinden çekilenleri dolaşan, ona vermeyene veren, zulmedeni bağışlayan, kötülük edene iyilik eden, şeriata mülazemette bulunan, hakikate giren, kardeşlerinin haklarını eda eden, komşularına karşı müsamahada bulunan, ihsanlarla
keremler eyleyen, onlardan uzak olanı soran, yakındakini dolaşan, hastayı ziyaret edip halini, hatırını soruşturan kişidir(2)."

Ahinin üç şeyi bağlanır, üç şeyi açılır: Gözü haram olan şeylere, ağzı günah olan sözlere, eli zulümlere bağlanır. Kapısı konuklara, kesesi kardeşlerden ihtiyacı olanlara, sofrası bütün açlara açılır(3).

Fertler mükemmel olunca, onlardan meydana gelen topluluklar da mükemmel olur. Misyon bu anlamda, fertten topluma yükselişi ifade eder. Mükemmel fertlerden oluşan topluluklar hem yakın hem de uzak çevrelerini kolay bir şekilde düzenleyip hizmet edebilirler.

Ahilerin toplumla ilgili misyonları fütüvvetnamelerde kısaca "Ayende ve Ravende"ye yani "gelene-geçene" hizmet biçiminde belirtilmiştir. İbn Batuta, Ahileri tanıtıp toplumla ilgili misyonlarını açıklarken, "Bunlar Anadolu'ya yerleşmiş bulunan Türkmenlerin yaşadıkları her yerde, şehir, kasaba ve köylerde bulunmaktadırlar. Memleketlerine gelen yabancıları karşılama, onlarla ilgilenme, yiyeceklerini, içeceklerini, yatacaklarını sağlama, ihtiyaçlarını giderme, onları uğursuz ve edepsizlerin ellerinden kurtarma, şu veya bu sebeple bu yaramazlara katılanları yeryüzünden temizleme gibi konularda bunların eş ve örneklerine dünyanın hiç bir yerinde rastlamak mümkün değildir" ifadelerini kullanır (4).

Misyonları gereğince; bir şehirde hükümdar bulunmadığı takdirde, Ahilerin hükümeti yönetmeleri söz konusudur(5).

DİPNOTLAR
1) (Tuhfat-Al-Vasayâ, s.209)
2) (Tuhfa,s.209)
3) (Tuhfa, s.209)
4) (İbn Batuta Seyahatnamesi Seçmeler, Çev. İsmet Parmaksızoğlu, MEB Yay, İstanbul 1993, s.7-8.
5). İbn Batuta,A.g.e.,s.26.

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 78937

ulkucudunya@ulkucudunya.com