« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Eki

2009

AHİLİK’TE MESLEK AHLÂKI

01 Ocak 1970

Ahîlik kurumunun meslek ahlâkı, doğruluk ve bağlılığa dayanmaktadır. Bütün işlerde doğru hareket ön planda tutulmuştur. Ahînin meslekî ahlâkının dayandığı prensipler şu şekilde sıralanabilir:
- Müşteriyi aldatmamak
- Malı överek yalan söylememek
- Hileli ölçüp tartmamak
- İhtikâr (karaborsacılık) yapmamak
- Müşteriyi kızıştırmamak
- Alışverişte iyi muamelede bulunmak
- Çalışanın sorumluluğunu bilmesi
- Çalışanın işinde dikkatli olması
- Çalışan ferdin işi savsaklamaması

Bu prensipleri yaşayış felsefesi haline getirmiş bulunan Ahîlik kurumunun mensupları arasında "pazarlık" görülmez. Çünkü, Ahî ahlâkı ile yoğrulmuş bulunanlar, fahiş fiyatla mal satmayı veya fahiş fiyat isteyerek malın değerinin pazarlık konusu yapmayı büyük ahlâksızlık olarak kabul ederler.

Ahîlik kurumunun meslek ahlâkının bir diğer özelliği de "ustaya bağlılık"tır. Kurumunun üyesi, usta dahi olsa kendisini yetiştirenlere her zaman saygılı davranmayı ahlâkî bir meziyet olarak kabul eder.

MESLEKİ KONTROL

Her kurumda olduğu gibi Ahîlik'te de kazandırılmak istenen davranışların bazılarının üyeleri tarafından uygulanmadığı veya zamanla zayıfladığı söylenebilir. Hatta bazen kazandırılmak istenen davranışların tam tersinin yapıldığı da görülebilir. Böyle durumlarda Ahîlik kurumunun meslekî kontrolü, kurum içinde sağlanmaya çalışılmıştır. Asıl kontrolün, "bireylere dinî değerlerin kazandırılması ile mümkün olacağı" ilkesi kabul edilmiştir.
Ahîlere göre dinî duyguları mükemmelleşen birey, kendini daima Allah'ın kontrolünde hisseder ve sahtekârlığa yönelmez. Bu yaklaşım, tasavvufî düşüncelerin zayıfladığı dönemlerde bile genellikle kabul görmüş, anlaşmazlıklar mümkün olduğu kadar mahkemeye yansıtılmamıştır. Bu durum Ahî birliklerinin bazı fonksiyonları ortadan kalkıncaya kadar devam etmiştir.

Ahî birliklerinin fonksiyonlarının bir kısmının zayıfladığı esnaf örgütleri döneminde ise, mesleki kontrol, "esnaf nizamnâmeleri" ve "narh defterleri" temel alınarak sağlanmaya çalışılmıştır. Kontrol araçları olan esnaf nizamnâmeleri ve narh defterleri örgütün dışında hazırlanmaktaydı.

MESLEKİ YETİŞTİRME DERECELERİ::.

Meslekî yetiştirme dereceleri, Ahîlik kurumunda bilgi ve becerinin düzeyini ortaya koyan önemli ögelerden biridir.

Ahîlikte öncelikli amaç üstün insan yetiştirmektir. Bu hem ahlâkî yönden, hem de meslekî yöndendir. Dolayısıyla öncelikli amaç ahlâklı, dürüst ve faziletli bir meslek kişisi yetiştirmektir.

Meslekî dereceler üç tanedir:

- Yamak ve çırak,
- Kalfa,
- Usta.

Yamak ve Çırak

Bir sanata girecek kişinin on yaşından küçük olmaması gerekir. Yamaklık meslekî eğitimin ilk derecesi ve basamağıdır. Veli, yamak olan kişinin işe devamını taahhüt eder(1). İki sene parasız ve devamlı çalışan yamak, yeterli bilgi ve beceri kazanırsa çıraklığa yükseltilir. Çırak olacak çocuğun ustası, kalfaları ve velisi o mesleğin pirinin dükkanında toplanırlar. Reis gereken öğütleri verdikten sonra, çırağa verilecek haftalık ücreti belirler. Çıraklık, meslekî eğitimde ilk yetişmişlik derecesidir. Çıraklık devresi, meslekî bilgilerin en basitlerinin kazandırıldığı düzeyi gösterir.

Kalfa

Bir sanat dalında üç yıl çıraklık eden kişi, kalfalığı gerektiren beceriler kazandıktan sonra bir törenle kalfalığa yükseltilir. Çıraklıktan kalfalığa yükselen kişiler kendilerinden sanatlarıyla ilgili istenen işleri rahatlıkla yaparlar. Kalfalar, ustanın bulunmadığı zamanlarda, ustanın yetkisine sahiptirler. Onlar bu yetkiyi, gerektiğinde kullanırlar ve işyerini yönetirler.

Usta

Üç sene kalfa olarak çalışan bir kişi sanatının bütün becerilerini kazandığına dair ustasında düşünce meydana gelirse, şatafatlı bir törenle ustalığa yükseltilir(2). Usta olan kişi şartlar gerçekleşirse, şahsına ait bir işyerine sahip olur. Aksi takdirde başka bir işyerinde usta olarak çalışmaya başlar.

DİPNOTLAR
1) Uslu, M., "Ahî Birlikleri ve Loncalar", Millî Eğitim ve Kültür Dergisi, Sayı 14, Ankara 1982, s. 42.
2) Çağatay, N., a.g.e., 1974, s. 154.



MESLEKİ YETİŞTİRME TÖRENLERİ

Ahîlik kurumuna girme ve burada içinde yetişme belirli kademelerde gerçekleşir. Bir basamaktan bir üst basamağa belirli törenlerle geçilir. Bu törenler Ahîlikle ilgili fütüvvetnâmelerde geniş bir şekilde yer verilmektedir.

Ahîlik kurumunda meslekî yetiştirmeyle ilgili olarak gerçekleştirilen törenler şunlardır:

- Çıraklık töreni (yol atası ve yol kardeşi edinme)
- Kalfalık töreni (yol sahibi olma),
- Ustalık töreni (icazet).


Çıraklık Töreni (yol atası ve yol kardeşi edinme)

Ahîlik kurumuna kabul edilecek gençler için düzenlenen "yol atası ve yol kardeşi edinme" töreni, bir giriş töreni özelliğindedir. Bu tören çıraklığa kabul törenidir. Ahîliğe girecek gençler ilk önce bir rehber edinirler. Rehber, Ahîliğe girmek isteyen (çırak olmak isteyen) kişiyi Ahî "baba adı" verilen reise bildirir ve ona kefil olur. Zaviyede bir toplantı düzenlenir. Bu toplantıda, genç (çırak adayı) önce tövbe eder ve Ahî baba tövbeden sonra bir dua okur. Çırak adayı bu toplantıda kendisine bir "yol atası (usta)" ve "iki yol kardeşi (arkadaş)" seçer, bu seçim çırak-usta arasında bir çeşit sözleşmedir. Bu törenin yapılış şekli, çeşitli fütüvvetnâmelerde geniş bir şekilde anlatılmaktadır. Çıraklık Töreni şöyle yapılır:

Mecliste, yeni talip (çırak olmak isteyen) yol atalığına, ustalığa ve iki yol kardeşliğine (arkadaş) kimleri seçerse nakibe bildirir; "Ben falanı usta, filan iki kişiyi de arkadaşlığa seçtim" der. Nakib töreninin yapıldığı yerin ortasına çırak adayı ile birlikte gelerek, meclistekilere selam verir ve gencin çırak olmak istediğini belirtir. Ayrıca, nakib çırak olmak isteyen delikanlının seçtiği usta ve arkadaşları da bildirir. Meclistekiler "mübarek olsun" der, salavat ve tekbir getirirler.

Bunun üzerine aday, hazırlanan hediyeleri yol atası ve yol kardeşlerinin önüne getirir ve diz çöktürür. Adayın yol kardeşleri de yanına gelir ve birisi sağına birisi de soluna geçerek diz çökerler. Ata ve oğul (usta ve çırak) sağ ellerini birbirlerine sunup, el tutuşurlar. Ellerinin üzerine bir mendil bağlarlar. İki yol kardeşi çırak adayının eteğinden tutarak birlikte ustalarını dinlerler. Usta, Hz. Peygamberin sanatla ilgili bir hadisini okuduktan sonra şöyle nasihat eder:

"Pirinizden asla yüz çevirmeyiniz, farzları terk etmeyiniz, sünnete uygun hareket ediniz. Dininizi, malınızı ve ırzınızı koruyunuz, nereye giderseniz izzetinizi koruyunuz. Edeple oturun ve söylenen şeyleri güzel bir şekilde dinleyiniz. Sözünüz hikmetli olsun, yapılması gereken hizmetin yapılışında kusur etmeyiniz. Kendi kazancınıza dayanmayan şeyleri almayınız."

Ustanın bu konuşmasından sonra, usta ve üç çırak şöyle dua ederler:

"... eğer yarın hak dergahında ve peygamber huzurunda kabul benim olursa sizsiz cennete girmeyeyim ve eğer kabul sizin olursa bensiz cennete girmeyesiniz ve bana şefaat edesiz.(1)"

Tören bittikten sonra genç artık Ahîlik kurumuna çırak olarak kabul edilmiş olur. Bu törenden sonra usta ve çırakları arasında sıkı bir bağ meydana gelmiş olur.

Ahîlik kurumundaki eğitim ve öğretime zemin teşkil eden, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlayan tören mânevî bir havada cereyan eder. Merasim sonunda usta ve çıraklar birbirlerine karşı hak ve görevlerini büyük bir sorumlulukla yerine getirmeye çalışırlar. Çırak, ustanın gösterdiği yolda yürür, ona sadakat, samimiyet ve itaat duygularıyla bağlanır. Ustanın gösterdiği şekilde hareket eder.

Kalfalık Töreni (yol sahibi olma)

Çırak, bağlı bulunduğu sanat kolunda çıraklık devresini başarıyla tamamlarsa, kalfalığa yükselme hakkını kazanır. Çıraklıktan kalfalığa geçiş yine bir törenle gerçekleştirilir. Kalfalığa yükseltilme törenine aynı zamanda "yol sahibi olma" töreni de denilmektedir.

Yol sahibi olma töreninden sonra çıraklar, kurumda söz sahibi olmaya başlarlar. Çıraklık töreninde olduğu gibi kalfalık törenini de nakib yönetir. Kalfa olacak kişi, kalfalık göstergeleri olan "şed bağlama" ve "kuşak kuşanmaya" hak kazanmış olur.

Törende, kalfa adayı şed bağlar ve kuşak kuşanır. Bu törenin çıraklık töreninden en önemli farkı, o sanatın dalının nakibi, kalfa adayı için meclistekilere hitaben; "Azizler bu müridin iradetine ne buyurursunuz(2)." şeklindeki bir ifadeyle fikir danışmasıdır. Meclistekilere danışmanın başlıca sebebi kalfa olacak kişinin kısmen de olsa mecliste ustasından ayrı olarak tek başına hareket etme vasfını kazanmış olması ile ilgilidir.

Ustalık Töreni (İcazet)

Ahî birliklerinde ustalık törenleri genelde ilkbahar mevsiminde yapılırdı. Kalfalık süresini başarıyla tamamlamış ve ustalık becerilerine sahip olmuş kişi ustalığa hak kazanır. Özellikle usta kalfasının olgunlaştığına inanırsa, ustalığını teklif eder. Ustalığa yükseltilme töreni de, diğer törenlerde olduğu gibi, nakib tarafından idare edilir.

Ustalık töreni şu şekilde yapılır:

Törene bütün nakibler ve ustalar çağırılır. Bunlar iki halka oluşturur. Ön sırada nakipler, arka sırada ise ustalar oturur. Müftü ve kadı da törende yer alır. Ticaret ahlâkı ile ilgili ayet ve hadisler müftü tarafından okunduktan sonra, usta olacak kalfa, sağında nakib solunda ustası olduğu halde meclise girer ve orada bulunanları selamlarlar. Müftünün işareti üzerine imam Kur'an okuyarak töreni başlatılır. Nakib ayağa kalkıp yeni ustayı yanına çağırır, fütüvvetin gereklerini saydıktan sonra doğrulur, sadakat, müşteriye saygı, malına hile karıştırmamak gibi konularda kendisine nasihat eder.

Daha sonra usta adayının ustası söz alır ve kendisini yetiştirmek amacıyla elinden gelen bütün çabayı harcadığını, buna Allah'ın şahit olduğunu belirterek, kalfasının usta olmaya uygun olduğunu ve her halinden memnun olduğunu ifade eder.

Kalfasına dua ederek öğütler veren usta, daha sonra şöyle der:

"Âlimlerin dediklerini, nakiblerin öğütlerini, benim sözlerimi tutmazsan ana, baba, hoca, usta hakkına dikkat etmezsen, halka zulüm edersen, yetim hakkını alırsan ve Allah'ın yasaklarından sakınmazsan hakkım haram olsun."

Bu dua ve öğütlerden sonra, usta kalfasının kalfalık peştamalını çıkarıp,kendi eliyle ustalık peştamalını kuşatır. Bütün bu yapılanlardan sonra, dua edilir, yeni usta birer birer meclisteki büyüklerin ellerini öper, dualarını alır, böylece tören nihayete erer.

DİPNOTLAR
1) Güllülü, S., a.g.e., 1977, s. 160.
2) A.g.e., s. 161.

Ziyaret -> Toplam : 125,19 M - Bugn : 72662

ulkucudunya@ulkucudunya.com