Sadece Ülke Değil Devlet de Yol Geçen Hanına Döndü!..
Müyesser Yıldız 01 Ocak 1970
Birkaç gün önce Suriye sınırına giden CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ülkemize gelen Suriyelileri ve Afganlıları geri göndereceklerini söylerken şunları vurguladı:
“Bütün sınır kapılarında yazar, ‘Hudut namustur.’ der. Hududun namus olmasının temel gerekçesi, egemenlik sınırlarının belirlendiği alan olmasıdır. Hudut çizgilerinin içinde kalan bizim egemenlik sınırlarımızdır. Egemenlik sınırlarımızı korumak da namus borcumuzdur. Yol geçen hanına dönen sınır kapılarımızda kesinlikle cumhurbaşkanlığımızda tam tersini yapacağız, her sınır kapısı bizim namusumuz olacak. Hiç kimse elini kolunu sallayarak bu sınırlardan Türkiye’ye giremeyecek.”
İstanbul Egemenlik Sınırlarımız İçinde Değil mi?
Evet; Suriye, İran, Irak sınırlarımız adeta yol geçen hanına döndü.
Ama aynı durumda olan çok önemli bir başka yer daha var.
Hatırlayın, daha 12 gün önce Fener Rum Patrikhanesi’ndeki bir ayine katılmak için İstanbul’a gelen Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, İstanbul için “Konstantinopolis”, Patrikhane için de Lozan’a aykırı olarak, “Ekümenik” dedi.
Gerek Devlet yetkilileri, gerekse muhalefet partileri, ne bu tabloya ne Dendias’ın elini kolunu sallayarak İstanbul’a gelip aynı gün ülkemiz yetkilileriyle hiçbir resmi görüşme yapmadan Atina’ya dönmesine ses çıkardı. Üstüne, dönüşten sonra Dışişleri Bakanı’mız Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dendias’la bir telefon görüşmesi yaptığı ve Türk-Yunan diyaloğunun “pozitif gündemle” yeniden başlayacağı müjdelendi!..
Bir Cumhurbaşkanı Geldi Ruhumuz Duymadı
Dendias’ın o ziyaretinden 1 hafta sonra 13 Mart’ta benzer hatta daha vahim bir skandal yaşandı.
Makedonya’yı biliyorsunuz; tarihi ilişkilerimizin olduğu Balkanların önemli bir ülkesi. Yunanistan, adını değiştirene kadar bu ülkenin NATO’ya girmesine ve AB ile ilişkilerinin başlamasına onay vermedi. ABD, AB ve NATO da Yunanistan’ın bu politikasını destekledi. Sadece Türkiye, son ana kadar isim değişikliği dayatmalarına karşı çıkıp, “Makedonya” ismini kullanmayı sürdürdü. Ne zaman ki, Makedonya adını resmen “Kuzey Makedonya” olarak değiştirmeyi kabul etti; önü açıldı, Türkiye de artık “Kuzey Makedonya” demeye başladı.
Malûm, Rusya ile Ukrayna arasında sadece fiiili bir savaş yaşanmıyor, bir de kiliseler savaşı var. Bunun merkezi ise Lozan’a göre bir Türk kurumu olan Fener Rum Patrikhanesi. Tabii arkasındaki güçler yine Yunanistan başta olmak üzere ABD, AB, NATO.
Yaklaşık 10 ay önceydi, Fener Rum Patrikhanesi’nin Makedonya başta olmak üzere Balkanlar’daki faaliyetlerine değinip, “Yunanistan, Balkanlara Türkiye üzerinden böyle yayılıyor.” uyarısında bulunduk.
Tabii, yine kimse oralı olmadı.
13 Mart’ta yaşanan skandala gelelim.
Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski eşi, Cumhurbaşkanlığı üst düzey yetkilileri ve “City”, yani İstanbul Konsolosu Aktan Ago ile Fener Rum Patrikhanesi’ndeydi. İbadet ettiler. Ardından Cumhurbaşkanı Pendarovski “Ekümenik Patrik” Bartholomeos tarafından kabul edildi ve samimi bir görüşme yaptılar, hediyeleştiler.
Türkiye’nin dostu bir ülkenin Cumhurbaşkanı İstanbul’a Patrikhane’ye geldi, peki haberimiz oldu mu?
En azından geçen yıl bu zamanlar, gerçekte Patrikhane’deki bir ayine katılmak için gelen Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Erdoğan’la gayrı resmi bir öğlen yemeğinde buluşması gibi, Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Pendarovski için de böyle bir kılıf ayarlandı mı?
Ne gezer!.. Pendarovski, Patrikhane’ye geldi ve ülkesine döndü.
Dahasını aktaralım.
“Dostumuz” bu Cumhurbaşkanı da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Makedonya’daki Ohri Kilisesi’nin Patrikhane’ye bağlanması sürecini görüştüğü Patrik Bartholomeos için “Ekümenik Patrik” ifadesini kullandı.
Daha dahası; görüşmeye ilişkin Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesinde de; Bartholomeos için, “Konstantinopol Başpiskoposu-Yeni Roma ve Ekümenik Patriği” denildi.
İşte; sadece güney ve doğu sınırlarımızın değil, başta İstanbul olmak üzere Devlet’in de nasıl yol geçen hanına döndüğünün, dönüştürüldüğünün son resmi!..
AKP’den umudu kestik de, acaba Kılıçdaroğlu’nun bu resme de bir sözü olacak mı?!