Kızıldere Olayı
29 - 30.03.1971 01 Ocak 1970
Kızıldere Olayı, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra yakalanan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarını engellemek için 27 Mart 1972'de Ünye'deki NATO üssündeki yabancı görevlilerini kaçıran Türkiye Halk Kurtuluş Partisi - Cephesi kurucularından Mahir Çayan, Dev-Genç Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, Dev-Genç MYK üyesi Hüdai Arıkan, THKO'dan Cihan Alptekin, Fatsalı Nihat Yılmaz, öğretmen Ertan Saruhan ve Ünyeli Ahmet Atasoy, iki İngiliz (Gordon Banner ve Charles Turner) ve bir Kanadalı (John Law) radar teknisyenini NATO üssünden kaçırdılar. Kendilerini Kızıldere (şu an adı Ataköy)'de bekleyen Dev-Genç Genel Sekreteri Sinan Kazım Özüdoğru, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği yöneticisi Sabahattin Kurt, THKO'dan Ömer Ayna ve Hava Kuvvetleri Proleter Devrimci Örgütü'nün kurucusu olarak aranan Üsteğmen Saffet Alp ile buluştular.
Grup köyün muhtarının evinde mevzilendi. Operasyon, Ankara Merkez Komutanlığı görevinde bulunan Tümgeneral Tevfik Türün tarafından yönetilmiştir. Helikopter destekli güvenlik güçleri, köydekilerin ihbarı üzerine evi buldu ve kuşattı. Ağır makineli tüfekler ve (köylülerin iddialarına göre) NATO askerleri kuşatmayı destekledi. İçeridekiler, rehineleri dışarı gösterdiler fakat bilinmeyen bir sebeple güvenlik güçleri rehinelere önem vermedi. Grup lideri Mahir Çayan, güvenlik güçleriyle iletişime geçmek için çatıya çıkıp konuşma yapmıştır: Sıradan askerleri çekin üst düzeyler gelsin! Biz buraya dönmeye değil ölmeye geldik!
Rehineleri bırakmaları halinde kendilerine zarar verilmeyeceği söylenmiştir. Ancak teslim olmayı kabul etmeyen Mahir Çayan ve ekibi yapılan operasyon sonucu öldürülmüştür. Çatıya askerlerle konuşma yapmak için çıkan Mahir Çayan, Ertuğrul Kürkçü, Saffet Alp ve Cihan Alptekin görüşme için çatıda beklerken, gruba makineli tüfeklerle ateş açıldı. Üç kişi deliklerden eve atlamayı başarırken, geride kalan Mahir Çayan başına isabet eden bir mermiyle orada yaşamını yitirdi. Açılan ateşin ardından alınan karar gereğince teknisyenler öldürüldü ve çatışma başladı.[2] Jandarmanın açtığı ateşte Ömer Ayna gözünden, Cihan Alptekin karnından vuruldu. Eylemciler jandarmayla görüşmeyi reddederek kendilerini savunmak üzere sahanlıkta toplandı ve el bombaları hazırladı. Ancak roketatarlarla yapılan saldırıda sahanlık isabet aldı ve yıkılan bölümde hayatını yitiren bir veya birkaç kişinin elinden serbest kalan el bombası patlayarak bir dizi patlamaya neden oldu. Bu patlama sonucu veya atılan ateş sonucu Ertuğrul Kürkçü dışındakilerin hepsi hayatını kaybetmiştir. Bombalamaların devamı üzerine eve bitişik olan samanlığa geçerek kurtulan Ertuğrul Kürkçü dışında 30 Mart 1972 günü evdekilerin tümü öldürüldü. Ertuğrul Kürkçü ertesi gün oğlunun cenazesini almak üzere Niksar hastanesi morguna gelen babasının cesetlerin hiçbirinin oğluna ait olmadığını söylemesi üzerine köydeki evde yapılan arama sırasında yakalandı.