Yüce Tanrıya Yakarış ve Dua!...
Mehmet Paksoy 01 Ocak 1970
Şol gökleri kaldıranın, Donatarak dolduranın, Ol deyince olduranın,
Doksan Dokuz Adıylla.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
“Duanız olmasa, Rabbim Size ne diye değer versin!”
Kelamı Kadiminde böyle söylersin. Sadece Sen’den yardım dileriz, Sadece San’a kulluk ederiz.
Elimi sadece San’a açtır, Ne olur Yüce Allah’ım!..
“Allah” adı ilk sözümüz, İhlasla dolsun özümüz, Kıbleyi İslam’ı Din’e İlahî, döndür yüzümüz.
Bakışımızı ibrete, sukutumuzu hikmete, Konuşmamızı marifete dönüştür.
Allah’ım! Zenginlerimizi hamiyetsiz, Âlimlerimizi amelsiz, amellerimiziihlassız, İdarecilerimizi adaletsiz bırakma Allah’ım.
Söylediklerimizi, gönlümüzün En derinliklerinde hissetmeyi, Hissettiklerimizi de
En güzel şekilde ifade etmeyi Bizlere nasip eyle Allah’ım!
Ey Doğu’nun ve Batı’nın Rabbi... Arzın ve yedi kat semanın sahibi… “Size içinizden gönderdiğimiz kitabı ve
hikmeti öğreten, nefsinizi tezkiye eden Elçiye, Katımızdan gönderdiğimiz Hidayetçiye
Kim tabi olur ve nefsini ıslah ettirirse,
Ancak o kurtuluşa erer” fermanını duyuran, Yüce Allah’ım! Bizi KurtuluşaErenlerden eyle.
Bizlere katından İlmi Ledün verdiğin Varisi Nebileri; Rasih Âlimleribulmayı;
“Men arefe nefsehû fekad arefe Rabbehû”
Kutsi hadisine uymayı, Arınarak nefsimizi tanımayı ve Rabbimizi tanımayı nasip eyle. Sadece San’a kulluk yapmayı,
Sadece Sen’den yardım dilemeyi nasip eyle.
“Bizi kendilerine nimet verdiklerinin yoluna;
Yani Peygamberlerin, Sadıkların, Şehitlerin ve Salihlerin yolunailet.”
Günlerden bir gün, gök kanatlı Cebrail, Tanrı’nın Elçisi Hz. Muhammed’inkatına yetti... Önce selâm verip, hâl ve hatırını sual etti...
Sonra, Ulu Tanrı’nın gönderdiği şu bildiriyi iletti:
And olsun geceye, gündüze... And olsun karaya, denize...
And olsun kaleme, kâğıda... Bir millet yarattım Doğu’da!
Türk diye bir yüce ad verdim. Önüne kılavuz kurt verdim.
En üstün değerleri, erdemi, En güzel ülkeyi yurt verdim!
Donattım ruhunu imanla, Kolunun gücünü sert verdim. Ve onu mazluma sığınak, Zalimin başına dert verdim!..
Yüce Rabbim, “Ey mutmaine olan nefis! Dön Rabbine, Rabbin senden razı,
Sen de Rabbinden olarak razı,
Gir kullarımın içine, gir cennetime”
Buyruğunu burada iken yaşamayı,
“Dünyada ve ahrette müjdelenmeyi” lutfeyle.
“Miskin Yunus, var Yar’ına, Koma bugünü yarına,
Yarın Hakk’ın divanına,
Varam Allah deyu, deyu.” buyuran Yunus Emre Hazretleri’ninyakarışıyla;
İlâhî Cennet evine / Girenlerden eyle bizi / Cennet içre Cemalini / Görenlerdeneyle bizi.
“Bir kulum beni Aşk derecesinde severse, Onu öldürürüm, fakat diyeti ben olurum” Buyuran ve “Bir kimse ölü iken dirilten, Ona katından bir nur veren,
O nur ile insanlar arasında yürüten” Kudretli Allah’ım; Gayb Erenlerinamıyla, Gök Kubbenin altında gizlediğin Veliler;
Üçler, Beşler, Yediler ve Kırklar aşkına Hû diyelim.
Ey Âlemlerin Rızkını veren Allah’ım; Bizlere “Her geceyi Kadir her geleniHızır” bilmeyi, Yüce Katından gönderdiğin,
Tanrı Misafirlerine ikram etmeyi, Seni bulan gönüllere, Gönüllerimizde yer vermeyi, Hizmet ederek himmetlerini almayı, Bizlere nasip eyle!
Ne yoksul-u baylardasın, Ne köşk-ü saraylardasın, Girdinmiskinler gönlüne, Edindin durak Çalabım.
Hamdolsun bizi Türk yarattın, Erenlerle gönlümüzü donattın,
Bizi müminlere karşı alçak gönüllü, Kâfirlere karşı onurlu ve zorluyarattın!
Bizlere bir yüce din verdin! Dininle yeniden ün verdin! Baş tacı ederiz İslam’ı!
Öndeydik daha da ön verdin!
Yüceler yücesi Yaradan... Azlığız, el uzat oradan... Gönderediktiğimiz ay-yıldızlı Bayrağı indirtme oradan...
Ey Ulu Allah’ım! “Somunlar! Müminler”
Diye ünleyen, Somuncu Baba’nın sözünü dinleyen, O’nun himmeti bereketiyle Türklük hamurumuzu, İslam mayasıyla, Anadolu teknesinde karmayı, Velayet Suyu ile yoğurmayı,
Gönül Ocağında Aşk Ateşi ile pişirmeyi Ve bir “Nimet” haline getirmeyi, Muhtaç olduğumuz gıdayı almayı,
Hâsıl olan enerjiyi Sana kulluk yolunda harcamayı, Hasta gönüllerimizi sağlığınakavuşturmayı nasip eyle!..
Hamdolsun verdiğin nimete, Hamdolsun Hakka ve Kudrete, Tek San’a inandık ezelden;
Dönmedik iyiden, doğrudan, güzelden...
Bize güç ver... Cihat meydanını, Pehlivansız bırakma Allah’ım! Kahraman bekleyen yığınlarını, Kahramansız bırakma Allah’ım!
Bilelim hasma karşı koymasını, Bizi cansız bırakma Allah’ım! Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma Allah’ım!
Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız; Ve vatansız bırakma Allah’ım! Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslümansız bırakma Allah’ım!
Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi! Senin uğrunda ölen ordu budur Ya Rabbi! Ta ki yükselsin Ezanlarla müeyyed namın, Galip et,çünkü bu son ordusudur İslam’ın.
Ulu Tanrı! Kür Şad’ın yenilmeyen ruhunu, Yüce Tanrı Dağı’nda biraz daha barındır! Geleceğiz yakında! Yarın bütün oralar, Demir bileklerdeki çelik kılıçlarındır.
Tarih önünde ve Kuran gölgesinde, Türk’ün Güç Kaynağı “DevletBaba” Geleneğimizi kaim eyle,
Şu gelimli-gidimli, sonucu ölümlü dünyada Devlet-i Ebet Müddetimizi daim eyle, Milletimizi kavi, evlatlarımızı salih eyle, Tövbelerimizi, dualarımızı kabul eyle, İbadetlerimizi, hayırlarımızı makbul eyle.
Rahmansın, Rahimsin, Teksin; Yücesin! Bizi birbirimize düşürme ya Rab!
Kopart dillerini bütün münafıkların! Milletime kötü söz söyletme yaRab!
Üçler, Beşler, Yediler, Kırklar hürmetine... Şehit veren evler, barklar hürmetine...
Hâk yolcusu yiğit, alperenler hürmetine... Birlik ve beraberliğimizi bozdurmaya Rab!
Aksakallı babanın yeri cennet olsun! Ak pürçekli ananın yeri uçmakolsun! Allah’ın verdiği umudun kırılmasın! En sonunda arı imandan ayırmasın!
Derlesin, toplasın, günahınızı Kadir Tanrı,
Adı Güzel Kendi Güzel Görklü Muhammed’in Yüzü suyu hürmetine bizleri bağışlasın!
Bu duaya âmin diyenler Tanrıyı görsün!
“Ayet-Hadis anlamı Türkçe olsa uygundur, Anlamına yetenler yere koyarbörkünü” buyuran, Miskin Kul Hoca Ahmet, yedi ceddine rahmet, Farsça dilini bilsen de, Türkçeyi güzel söylersin.
Yolsuz idim, Uluğ Babam kıldı medet, Dua kılıp, has büyükler verdi kuvvet, Hızır Babam hazır olup, kıldı şefkat, Şefkatinden erdemlergördüm ben işte.
Haram lokma yedirtmesin, Kötü kelam dedirtmesin, Çok verip de azdırtmasın, Kul hakkını yedirtmesin.
Her şeye kadir olan Allah’ın nusreti, Resulullah Efendimizin şefaati,
Halil İbrahim Peygamberimizin bereketi, Allah Dostlarının himmetiüzerimize olsun.
Ey Tanrı’m, yüce Tanrı’m, Kat, gücü güce Tanrı’m, Bölük bölük bölündük, Sonumuz nice Tanrı’m.
Sensin derdi yaratan, derman olan yine sen, Sensin Türk’ü yaratan, ayrı kılan yine sen, Yüce dağlar birleşir, eğer ki sen ‘ol’ desen, Dilersen kes hakkımıekmeğimden, suyumdan, Bu birlik, varlık demek esirgeme soyumdan.
Kapına durdum Tanrı’m, Yere diz vurdum Tanrı’m. Çek şu kızıl perdeyi,
Bir olsun yurdum Tanrı’m.
Gökçek Tanrı’m, Gök Tanrı’m, Sevgisi büyük Tanrı’m.
Bir ferman buyur Tanrı’m, Dünyaya duyur Tanrı’m.
Türk’ü Türk’e kavuştur, Var beni ayır Tanrı’m. Çünkü o gün her ölen, Sadece uyur Tanrı’m.
Açtım elimi Tanrı’m,
Çözdüm dilimi Tanrı’m. Kabul et bu duamı,
Arz-ı halimi Tanrı’m.
Rabbimize hamd-ü sena, Afiyet olsun ehl-i imana.
Salat-ü selam Sevgili Kulu’na, Allah rızası için El-Fatiha