Siyaset tam bir arapsaçına döndü
Fikret Bila 08 Mayıs 2007
Anayasa Mahkemesi kararından sonra AKP'nin giriştiği karşı atak siyaseti arapsaçına çevirecek gibi görünüyor.
Başbakan Erdoğan'ın, Genelkurmay bildirisi ve Anayasa Mahkemesi'ne verdiği aceleci yanıt şöyle özetlenebilir:
"Madem öyle biz de cumhurbaşkanını halka seçtiririz."
Bu parlamenter sistemi önemli ölçüde değiştirecek bir girişim. Ancak her yönüyle düşünülüp hazırlanmış bir yeni sistem de değil. Hem parlamenter sisteme göre genel seçimler yapılacak hem de cumhurbaşkanını halk seçecek. Ne parlamenter sistem ne başkanlık sistemi. Sonuç işin içinden çıkılması zor "garabet" bir rejim olacak...
Başbakan Erdoğan'ın ve AKP'nin "madem öyle" zihniyetiyle yaptıkları öneriler alelacele yapılmış önerilerdir. Kızgınlık, hırs, intikam, meydan okuma duygularının birbirine karıştığı karşı atak söz konusu...
AKP'nin adımlarının taşıdığı önemli sakınca ve çelişkileri söyle sıralamak mümkün...
Kim seçecek?
AKP'nin cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin önerisi ile tutumu çelişiyor. Bir yandan "Cumhurbaşkanını halk seçsin" diye Anayasa değişikliği öneriyor, bir yandan "Cumhurbaşkanını bu Meclis seçsin" diye turlara devam ediyor.
AKP'nın vardığı sonuç nedir?
Cumhurbaşkanını halk seçsin mi, parlamento seçsin mi?
Hangisi?
Halk seçsin deniliyorsa, "Ya 367 tutarsa" diye Meclis'te turlara devam etmek, niye?
İki sandık
AKP, halkın önüne aynı gün iki sandık konulmasını öneriyor. Birinde genel seçim, diğerinde cumhurbaşkanı seçimi...
Genel seçimin tarihi belli oldu: 22 Temmuz 2007.
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi için Anayasa değişikliği yapılacak. Bu değişikliğin yasalaşması için yapılacak iki oylamadan biri cumhurbaşkanı seçim turuyla aynı güne geliyor.
Meclis'ten geçerse cumhurbaşkanının 15 gün inceleme süresi var. Bu sürenin sonunda veto etme olasılığı yüksek. Değişiklik Çankaya'dan dönerse yeniden ve aynen Meclis'ten geçmesi gerekiyor. Geçerse ya zorunlu olarak ya da Sezer'in takdiriyle referanduma gitme olasılığı da çok yüksek.
Referandum, ancak 120 günü izleyen pazar günü yapılabiliyor. Bu tarihin 22 Temmuz olması mümkün değil. O halde aynı gün iki sandık önerisi ayakları yerden kesik bir öneri...
Karışıklık
Cumhurbaşkanını halkın seçmesi 22 Temmuz'dan çok sonra olabilir. Bu tarihe kadar yeni Meclis göreve başlamış olacak. Yeni Meclis'in ilk işi de Anayasa'ya göre yeni cumhurbaşkanını seçmek. Yeni Meclis cumhurbaşkanı seçecek mi, yoksa referandum sonucu beklenecek ve halkın seçmesi mi sağlanacak?
Bu da ayrı bir karışıklık.
Öfkeyle olmaz
Türkiye'de parlamenter rejim değişecekse bu detaylı, uzun bir tartışma sürecini gerektirir. Öfkeyle yapılacak bir iş değildir. Artısı, eksisi iyi düşünülmelidir. Salt, Genelkurmay'a ve Anayasa Mahkemesi'ne yanıt olsun diye ne olduğu belli olmayan bir garip rejim oluşturmak çok sakıncalı olur.
Üzerinde dikkatle durulması gereken bir yön de "Seçimi ben kazandım, arkama halk desteği aldım" diyerek "TSK'yla hesaplaşma" havasına girmektir.
Bu yapılabilecek en büyük yanlış olur...