« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 May

2023

Hüseyin Sadeddin

Arel 18.12.1880 – 06.05.1955 01 Ocak 1970

Anadolu kazaskeri Dardağanzade Hacı Mehmed Efendi'nin oğludur. İzmir Fransız Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da med­rese öğrenimi gördü. Ayrıca Hukuk Mektebi'ni bitirdi (1906). Adliye Nezareti müste­şarlığı (1911), Şûra-yı Devlet üyeliği (1913), Tapu-Kadastro genel müdürlüğü (1914), Şûra-yı Devlet Tanzimat Dairesi başkanlığı (1915-18) gibi resmî görevlerde bulundu. 1918'den sonra serbest avukat olarak çalıştı. Bu yıllarda müziğe olan ilgisi arttı. Şekerci Cemil Bey'den ut ve Türk müziği, Edgar Manas'tan armoni, füg ve kontrpuan öğren­di. Besteleme (kompozisyon), orkestralama ve çalgılama konularında kendi kendini yetiştirdi. Hüseyin Fahreddin Dede ile kla­sik repertuvarı ve eski müzik kuramlarını inceledi. Suphi Ezgi ile birlikte Arel-Ezgi Sistemi'ni oluştur­du. Yazıları ve besteleriyle, geleneksel ses sistemi ve makamlara dayalı bir çokseslilik geliştirmeye çalıştı.

1943'te beş yıllık bir sözleşmeyle İstanbul Belediye Konservatuvarı müdürlüğüne geti­rildi. Ondan, 1926'da kapanan Türk Müziği Bölümü'nü yeniden açması ve Batı Müziği Bölümü'nü düzeltmesi isteniyordu. Arel, Batı Müziği Bölümü'nde çeşitli konser top­lulukları oluşturdu; bölümü, orta derecede bir Batı konservatuvarı düzeyine yükseltti. Türk Müziği Bölümü'nde ise, İcra Heyeti adıyla bir konser topluluğu kurdu. Verdiği derslerde Suphi Ezgi ile birlikte oluştur­dukları Türk müziği kuramını öğretti.

1948'de Belediye Konservatuvan'ndaki görevinden ayrılan Arel, İleri Türk Musikisi Konservatuvarı Derneği'ni kurdu. Bu derneğin yayın orgnı olan Musiki Mecmuası'nda birçok yazısı yayımlandı. Çoğu, müzikle ilgili olan bu yazılarındaki görüşleriyle, geleneksel müziği bırakıp yerine Batı müziğini almak gerektiğini düşünenlerle; geleneksel müziği olduğu gibi korumak gerektiğini savunan ve Batı müziğine karşı çıkanlar arasında yer aldı. Arel bir tür uzlaşma öneriyordu. Çokseslilik bir üstünlüktü; ama onu Batı müziği ses sistemiyle, çalgılarıyla ve besteleme, çalgılama teknikleriyle birlikte almak ulusal bünyeye uymazdı. Yapılması gereken, geleneksel ses sisteminden ve makamlardan kopmadan, geleneksel çalgıları geliştirerek çoksesli Türk müziğini yaratmaktı. Arel'in bu görüşleri aralarında kaldığı iki karşıt grup üzerinde de etkili olamadı. Birinci gruptakiler, geleneksel çalgıları orkestraya katmamakta Ankara Devlet Konservatuvan'nda (o zamanki tek devlet konservatuvarı) bir Türk müziği bölümü açmamakta kararlı davranırken, ikinci gruptakiler de Arel'i, Türk müziğini yozlaştırmakla suçladılar. Bununla birlikte, Arel'in özellikle 1943-48 yılları arasında Belediye Konservatuvarı'nda ver­diği derslerin etkisiyle, Arel-Ezgi Sistemi, kimi noktaları eleştirilse de, genel kabul gördü. 1976'da İstanbul'da, 1985'te İzmir'­de açılan Türk Musikisi Devlet konservatuvarlarında da bu sistem öğretildi.

Kapatby ReklamStore
Arel'in basılmış kuramsal yapıtlarının en önemlileri, Türk Musikisi Nazariyatı Dersleri (1968) ve Türk Musikisi Kimindir (1969) adlarını taşır. Bunlardan birincisinde perde­ler, aralıklar, dörtlükler, beşliler, makamlar, usuller ve formlar açıklanır, klasik yapıtlar­dan örnekler verilir. Önce Türklük dergisinde (1939'da Arel tarafından 15 sayı yayımlan­mıştır), sonra Musiki Mecmuası'nda tefrika edilen Türk Musikisi Kimindir ise, bazı Batılı yazarların ve onların fikirlerini savunan bazı Türk yazarlanrın ileri sürdüğü Türk müziği­nin eski Yunan, Bizans, Arap, İran müzik­lerinden kaynaklandığı yolundaki savlara bir karşı çıkıştır.

Arel, çok verimli bir bestecidir. Gençliğin­de Batı müziği tarzında besteleyip sonradan yaktığı yüzlerce parça dışında, çoğu teksesli olmak üzere çeşitli formlarda 600 dolayında bestesi vardır. Yirmi beş yaşın­dan başlayarak bestelediği teksesli yapıtlarının büyük çoğunluğunu Mevlevi ayini, durak, ilahi, şarkı, beste, ağır semai, yürük semai gibi formlara dağılmış sözlü yapıtlar oluşturur. Toplam 116 teksesli çalgı yapıtı­nın çoğu peşrev ve saz semaisi formlarındadır. Yaşamının son yıllarında bestelediği çoksesli yapıtlarının çoğu ise, çeşitli çalgılar ve sesler için ikilemeler, üçlemeler, dörtle­melerdir. Arel'in bestelerinin birçoğu hiç seslendirilmemiştir. Bunun nedenleri, genellikle çalgıcıdan ya da ses sanatçısından teknik yetkinlik bekleyen, yeni bir melodik kurgu ve geçki anlayışı ortaya koyan bu yapıtları, geleneksel tarzı sürdüren icracıların yadırgamış olması ve Arel'in öğrencileri arasında usta icracılann bulunmamasıdır.

Halim Kaya

16 Ara 2024

Mustafa Çolak’ı birkaç yıl önce Samsun Türk Ocağı’nda dinlemiştim. O zaman Enver Paşa ile İttihat ve Terakki hakkında benim tarafımdan dikkat çeken bilgiler vermiş, dolayısıyla dikkatimi çekmişti.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

16 Ara 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 130,45 M - Bugn : 1211

ulkucudunya@ulkucudunya.com