Şükrü Mehmet Sekban
1881 – 08.05.1960 01 Ocak 1970
Teğmen Mehmet Ağa'nın oğludur. İlk tahsilini Ergani'de, ortayı Diyarbekir ve liseyi Çengelköy Askeri Tıbbiyesinde bitirdikten sonra Tıp Fakültesine girdi. Yüzbaşı rütbesiyle 1903'e mezun olup bir sene Gülhane Hastahanesi stajından sonra açılan imtihanı kazanarak Askeri Tıbbiye Mektebi cilt ve frengi kliniği muallim muavinliğine getirilmiş ise de Edirne Askeri Hastanesine gönderilmesi uygun görüldü. İki sene Edirne'de çalıştıktan sonra tıbbiyedeki görevine döndü. 1909'da muallim muavinliği yetkisinde kalmak şartıyla Kameron Tehaffuzhanesine (karantina ocağı) memur edildi. Dönüşünde Mülki ve Askeri Tıb Fakültesinin birleştirilmesi üzerine kadro harici kaldı. 1910 yılında Yemen'de Hudeyde Hastanesi mütehassıslığına gönderilmiş ise de beş ay sonra istifa ederek İstanbul'a döndü. Gureba Hastanesi Cilt ve Frengi Kliniği mütehassıslığına tayin olunup sekiz yıldan fazla emek vermiştir.
Heyecanlı, çalışkan, lisan bilir, kuvvetli bir dematolog olan Şükrü Mehmet, politik düşünceleri yüzünden resmi görevlerden uzak kaldı. 1919'da Gureba Hastanesinden ayrılıp Bağdat'a gitti. Uzun yıllar sonra memlekete dönüp serbest hekimlik hayatına devam etti.
Önceleri Fransa, Almanya, Avusturya, İngiltere, İtalya hastanelerinde ard arda bir buçuk sene çalışıp, bilgisini arttırarak ihtisasını tamamladı. Bir kaç yabancı dili iyi bilir, okur yazar, müteşebbis, gözlemleri güçlü bilim ve kültür adamlarındandır. 1908 de yazdığı iki ciltlik "Musavver Emraz-ı Zühreviye (Resimli Zührevî Hastalıklar) 1919 - 1921 arasında yazdığı yine iki ciltlik Musavver Emraz-ı Cildiye (Resimli Cilt Hastalıkları) adlı kitapları kıymetli eserlerdir. Orijinal vaka'larla kıymetli etüdleri muhtelif mecmualarda yayımlanmıştır.
Şükrü Mehmet Sekban, ilk Türk dermatoloji mecmuası olan "Emraz-ı Cildiye ve Efrenciye Cemiyeti Mecmuası"nı çıkaranlardandır. 1920'de Fransızca - Türkçe yayımlanan dergi, altı nüshadan sonra kesintiye uğradı, kendisinin buradaki yazıları dikkati çekicidir. Balkan Savaşı sırasında Selanik'te, Birinci Dünya savaşında İstanbul Hastanesi'nde vatani vazifesini yapmış, gümüş liyakat, beşinci rütbeden Mecidiye harb madalyalarıyla Irak'ta Hilal-i Ahmer madalyası ile taltif edilmiştir.
Yıllarca cildiye cemiyeti toplantılarına katılır, bilgi, görgüsü ile çevresini aydınlatır, teşvik ederdi. Uzun yıllar yurt dışında kaldı. Irak'ta Sağlık Bakanlığı görevinde bulundu. Burada hastalanınca Almanya'ya giderek tedavi oldu. Daha sonra yeniden Türkiye'ye döndü. ve 1946′da Türkiye İşçi ve Çiftçi Partisi’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 8 Mayıs 1960'ta vefat etti.
Şükrü Mehmet Sekban, 2 Ekim 1908’de İstanbul’da kurulan Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti (Kürt Yardımlaşma ve İlerleme Derneği)'nin Seyyid Abdülkadir, İsmail Paşazade Müşir Ahmet Paşa, Babanzade Ahmet Naim Bey gibi isimlerle birlikte kurucuları arasında yer almıştı. Ayrıca 1912 yılında kurulan Kürt Üniversite Öğrencileri Derneği’nin de kurucuları arasındaydı. Hevi (Ümit) adıyla kurulan bu derneğin hamisi idi. Ayrıca Hoybun örgütünün beyin takımı arasında yer almıştı. Sekban daha sonra Hoybun'dan ayrılmıştır. Ayrılışıyla ilgi farklı yorumlar yapılmıştır. Bazıları bu ayrılışın yanlıştan dönüş olduğunu, bazıları ise Cumhuriyet'in 10. yıl affından yararlanmak istediği için yapıldığını öne sürmüşlerdir.
Aynı farklı yorum kitabıyla da ilgilidir. Şükrü Mehmet Sekban'ın 1933 yılında Paris’te Fransızca olarak basılan “La Question Kurde" adlı kitabı Türkçeye "Türk Sorunu" olarak çevrilmiş; hakkında çeşitli yorumlar ve eleştiriler yazılmıştır. Kimileri Sekban'ın bu eseri korkuyla, Kürtlere baskıları hafifletmek amacıyla siyaseten "uyduruk" bir eser olarak yazdığını, kimileri ise bu eserle birlikte gerçeği görüp sonunda "milli birlik" düşüncesine ulaştığını söylemişlerdir.