Tam 19 Başbakan’a yağcılık yapmıştı!
Varol Ersoy 01 Ocak 1970
İş takipçisi tüccar gazetecinin ardından!
Sabah’ın dönek yazarları tek tek aramızdan ayrıldı. Önce Hıncal Uluç, geçenlerde Engin Ardıç, şimdi de Mehmet Barlas...
“Turgut Özal arkadaşımdı. Demirel’le çok dosttuk.
Çiller’i severdim. Erbakan muhterem bir kişiydi. Ecevit’in yeri başkadır. Tayyip Erdoğan’ı kimseye yedirmem…”
Bu sözlerin sahibi Sabah Başyazarı Mehmet Barlas öldü.
O bir “güce tapan” dı…
İktidarda kimin olduğu önemli değildi.
Meslek hayatı boyunca tam 19 Başbakan gördü ve hepsini destekledi.
12 Eylül’de Kenan Evrenci bile oldu. Evren’le akşam yemeğinde enginar yerken, “Ah paşam bu masada enginar yerine Müjde Ar olmalıydı” diyecek kadar patavatsızdı.
Türk medya tarihine “iş ve ihale takipçisi ilk gazeteci” olarak geçti.
Lakabı “tüccar gazeteci”ydi.
Hiçbir zaman gazetecilik adına başarılı bir iş yapmadı ama gazeteciliği kullanarak tüm iktidar sahiplerine yanaştı, milyonlarca dolarlık servete sahip oldu.
Türkiye’nin en zengin gazetecisi olma ünvanını kimselere kaptırmadı, kendisini “beyaz Türk” ilan etti.
Babası Cemil Sait Barlas CHP’nin en saygın isimlerindendi, hatta bakanlık bile yapmıştı ama o, yeri geldi sırf Erdoğan’a yaranmak için CHP’nin kapatılmasını, CHP’lilerin sürgüne gönderilmesini bile istedi.
Özal’dan makas aldı, Erdoğan’ın yanaklarını okşadı.
Bir tek, muhalifleri sevmedi.
Kim iktidardan muhalefete düştüyse, gemiyi ilk terk eden hep o oldu.
Muhalif gazetecilere ağıza alınmayacak hakaretler etti.
*
Sabah’ın dönek yazarları tek tek aramızdan ayrıldı.
Önce Hıncal Uluç, geçenlerde Engin Ardıç, şimdi de Mehmet Barlas öldü.
Üçü de yıllarını gazetecilik yaparak geçirmişlerdi.
Üçü de iktidar yağcısıydı.
Üçü de mültimilyoner denilecek büyüklükte servete sahipti.
Üçü de toplumun büyük bir bölümünün nefretini toplamıştı.
Arkalarından bakıyorum da…
Değmiyor be dostlar!
Bu dünyanın malı öbür tarafa götürülemiyor…
*
İmamın sormasına gerek yok…
Hıncal Uluç ve Engin Ardıç’ın arkasından söylediğim sözleri aynen tekrarlayacağım:
İmam soracak:
“Merhumu nasıl bilirdiniz, hakkınızı helal ediyor musunuz?”
İyi bilmezdik…
Bu ülkeye ve gazetecilik mesleğine çok kötülüğü dokundu.
Kişisel çıkarları için yapmadığı rezillik kalmadı.
Bu yüzden de hakkımızı helal etmiyoruz!